1

340 10 35
                                    


Koltukta oturmuş öylece ailemin kavgasının bitmesini bekliyordum...

Anne:Ailemizin lekelenmesini mi istiyorsunuz!?

Baba:Kız tıp okumak istemiyor olabilir!

Anne:İkiniz bir olun, hep bana karşı gelin zaten!

Acıtasyon başlıyor...

Anne:Benim... Benim tek istediğim kızımızım düzgün bir mesleğe sahip olabilmesi!

Ve bir koltuğa oturup ellerini yüzüne koydu.

Baba:Ama kızımız tıp istemiyor!

Anne:Ve sen hâlâ sırf kızın tıp istemediği için bana bağırıyorsun!

Kızın?

Mai:Çünkü ben sesime güveniyorum.

Anne:Gördün mü yaptığını!? Artık bize karşı çıkıyor!

Mai:Anne yeter...

Anne:Yeter mi..? Yeter mi!?

Ayağa kalktım...

Mai:Kendi mesleğimi kendim seçerim, buna sen karışamazsı-

Ve aniden annemin yanağıma attığı tokatla sözüm kesilip başım soluma döndü.

Anne:Terbiyesiz! Annen karışamayacak da kim karışacak sana!?

Babama baktığımda kafasını olumsuz anlamda salladı.

Mai:Ha..? Baba..?

Baba:Aslında annen bir kısımda haklı.

Derin bir nefes verdi...

Baba:Ailemizin lekelenmesini ben de istemiyorum.

Mai:Güzel sanatlara gitmek ailemizin lekelenmesine mi sebep olacak? Bu çok saçma...

Anne:Şimdi de bizim seçimlerimize saçma diyorsun ha!?

Göz ucuyla anneme baktım...

Ses telleri nasıl dayanıyordu buna?

Mai:Baba, daha demin beni savunduğun içim kavga etmemiş miydiniz siz?

Baba:Evet ama...

Anne:Baban sana açıklama yapmak zorunda değil.

Mai:Ah... Öyleyse gidiyorum.

Annem arkamdan söylenirken merdivenlere yöneldim ve son kez babama baktım...

İki yüzlü.

***

Odamda kendi kendime prova yaparken kapımın tıklatılmasıyla irkildim.

Anne:Geliyorum.

Hiç bir şey demediğimde içeriye girdi.

Masamda duran kağıdı gördüğünde gülümseyen yüzü yavaşça solmaya başladı...

Mai:Evet anne?

Tekrar gülümsemeye başladı ve konuştu...

Anne:Seninle anne kız konuşmak istiyorum.

Hiç bir şey demedim...

Anne:Hadi Mai, bahçeye.

Annem ilerlerken peşinden gittim.

Bir masanın önünde durup göz ucuyla bana bakınca sandalyeyi çektim ve oturdum.

Bir görevli gelirken annem de karşıma oturdu...

Anne:Sana izin vereceğim.

Kafamı eğdim.

O sırada annem görevlinin getirdiği çayı fincana dolduruyordu...

Anne:Bir şey demeyecek misin Mai?

Kafamı kaldırıp anneme öylece bakmaya başladım.

Annem fincanı bana uzattı.

Fincanı alırken konuştum...

Mai:Diyecek bir şeyim yok.

Anne:Teşekkür de mi? Bana neden bu kadar soğuksun Mai..? Ben senin annenim. Bir derdin varsa bana anlatabilirsin...

Mai:Olması gereken buydu, teşekkür etmeye gerek yok.

Anne:Ah Mai... Kötü bir amacım yoktu, sadece başarılı bir tıp öğrencisi olmanı istedim.

Tekrardan boş boş bakmaya başladığımda elini uzattı...

Anne:Soğumadan içmelisin.

Mai:Sen?

Anne:Programıma göre besleniyorum.

Mai:Çayın buna dahil olduğunu bilmiyordum.

Bana gülümserken bir yudum aldım çayımdan.

Anne:Birbirimiz hakkında bilmediğimiz çok şey var Mai.

Mai:Hmm, o zaman beni bilgilendirmen gerekir.

Anne:Bir annenin kızının hakkında bir şeyler bilmemesi daha kötü bir durum diye düşünüyorum.

Mai:Ne ima etmeye çalıştın anne?

Anne:Ah, hiç bir şey... Sadece bana gizli provalarının nasıl gittiğini söyle.

Çayımdan bir yudum daha aldım...

Mai:İzin verdiğine göre artık gizli olmayacak. Gerçi... Bildiğine göre pek de gizli sayılmazmış.

Anne:Güzel sesini duymama imkanım yok.

Yalandan bir tebessüm sundum ve çayımdan bir yudum daha aldım...



Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...

𝐂𝐎𝐔𝐋𝐃𝐍'𝐓 𝐆𝐄𝐓 𝐄𝐍𝐎𝐔𝐆𝐇 // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin