"Sen gülünce güller açar gülpembe🌺"
14. BÖLÜM
07.45Zümra'dan
Gözlerime vuran ışık ile gözlerimi açtım. Hafif kısık gözlerimle karşımda Zélâl ve Dilrubâ duruyordu bile elinde yer silme helkesi biride süpürge ve halı yıkama fırçası ile duruyordu. Nolur düşündüğüm şey olmasın nolur...."Günaydın gelin Hanım hayde kalk temizlik seni bekler" dedi Zélâl. "Yeni gelin temizliği konak seni bekliyor" dedi Dilrubâ ve Zélâl ile odadan çıktılar. Anlaşıldı bugün benim ölüm günümdü yatakta doğrulup derin bir nefes aldım ve ayağa kalktım giyinme odasında üstümü değiştirip odaya döndüm şalvar , lastik ayakkabı ve eşarp tüm özgüvenim yerle bir olmuştu. Önce bizim odada ki perdeleri söküp bir kenara koydum penceleri açtım. Arkamı döndüğümde yatakta ki çarşafları ve yorganın yüzünü söküp perdelerin yanına gönderdim. Ayağım altında ki halıya da yuvarlayıp kapının önüne gönderim. Odadan çıkıp korumalardan iki kişi çağırdım ve tüm odalarda ki halıların toplanıp terasa çıkacağını söyledim ve perdeleri kucaklayıp çamaşır odasına yol aldım.
Perdeleri çamaşır odasına koyup diğer odaları gezip çarşaflarını ve perdelerini aldım. Onlarla birlikte çamaşır odasına geri döndüm birde ne göreyim Mirza yerde oturmuş elma yiyordu beni görünce kahkaha attı. "Ne oldu hiç mi şalvar giyen kız görmedin " dedim. "Gördüm gördüm de onlar senin gibi savcı değildi" dedi. " Bende senin gibi evde oturan ağayı ilk defa görüyorum babam bile işe giderken senin evde olman acayip" dedim. Mirza güldü ve odadan çıktı. Bende bir şey demeden perdeleri ayırıp makineye koydum renkli çarşafları ve beyaz çarşafları ayırıp makineye yerleştirdim 3 tane çamaşır makinesi vardı bu benim en büyük şansım olabilirdi.
Salona geçip koltukta ki yastıkları çarpıp tozunu aldım ve kenara koydum. Elimde bez ve camsil ile heryerin tozunu alıyordum. Salon bitince çalışma odasına geçtim tüy ile kitapların önden tozunu alıp çalışma masasının üstünü boşaltıp sildim ve tekrar aksesuarların tozunu alıp yerleştirdim koltukların önünde ki masanın tozunuda alınca kendi odamıza geçtim. Önce ufak aksesuarların tozunu aldım ve bi kenara koydum konsolların tozunu ve yatağın yanı başında duran şifonyelerin tozunu da aldım aksesuarları geri yerleştirdim neyse ki giyinme odasını düğünden bir gün önce temizlettirip düzdürmüştüm ve 2 gün önce tekrar düzdürtüm. Giyinme odasını silip süpürecektim.
Odaya tekrar süpürge ve silme suyu ile döndüm. Odayı ilk başta dipbaş kenar sıra süpürdüm ve pencereyi silmeye başladım. Pencereyi sildikten sonra temiz çarşaflar ile yatağı düzeltip odayı silmeye başladım 10 dakikanın sonunda bitince odaya son kez parfümü sıkıp odanın kapısını kapattım. Bu sürede saat 9 olmuştu tabi
Azad , Barlas ve Dilrubâ'nın odasına geçecektim. Saat tam 9'du tamam Dilrubâ'nın odasından başlıyorum kapıyı açıp içeri bakınca derin bir nefes aldım neyse ki burası büyük değildi. Önce tozu aldım ardından gardıropun yüzeyini ve arkasını sildim. Pencereyi silip etrafı süpürmeye başladım. Süpürmeden sonra silmeye geçtim dipbaş silip Dilrubâ'nın yatağınıda düzeltip odasını kapattım. Sırada Azad ve Barlas'ın odası vardı.
Azad'ın Odasına girdiğimde çok bir şey yoktu bir pencere 2 şifonyer bir gardırop ve yatak vardı. Öncelikle toz aldım ardından süpürdüm ve pencereyi sildim yatağını düzeltip tertemiz sildim ve odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağa'nın Minik Savcısı
Mystery / Thriller"senin bir ateşte yanmana gerek yok " dedi kısık ve mahcupluk dolu ses tonu ile fısıldadı "sen kendin bir ateşsin. İçinde ve çevrende bulundukların ateşinde yanıyor" halka küpemi de takıp ona döndüm buz gibi bir ifade ile "bu kadar çabuk anlayacağın...