Bölüm Şarkısı: Yusuf Güney - Melekler Seni Bana Yazmış
1.Bölüm- Proje Ödevi 📌
İyi okumalar ❤️
📌
Önümdeki kağıdı biraz daha karalarken sınıftaki gürültü her dakika geçtikçe daha da artıyordu. Sinirden patlamak üzereydim. Sert bir şekilde kağıdı delercesine çizerken göğsümde hissettiğim sızı ile hızla başımı kaldırıp kapıya baktım.
Gelmişti.
Prensesim yüzündeki ifadesiz maskesiyle kendinden emin ve dik duruşuyla yerine geçerken hayran olmuş bir şekilde onu izliyordum. Sınıftaki hayvanca sesleri duymuyor, görmüyordum artık. Bugün üzerine giydiği okulun üniforması ile her zamanki gibi çok ama çok güzel duruyordu.
Fazla göze batmamak için başımı önüme indirip içten içe içimde gülümserken sadece dudaklarımı ısırmıştım. Prensesin yerine oturduğunu, sınıftaki kızların ona laf attıklarını çok iyi bir şekilde duyuyordum. O güzel,temiz kalbinin kırıldığını bilsem de onlarla muhatap bile olmuyordu. Çantasından kitaplarını çıkarıp masaya yerleştirirken bakışlarımı kaçırarak pantolonumun cebinden telefonumu çıkardım.
Aradan geçen yaklaşık on dakikanın sonunda herkesin ayağa kalkması ile telefonu sessize alarak cebime atıp ayağa kalkarken hoca sınıfa girmişti. Gözüm tekrardan ona değdiğinde sertçe yutkundum. Gamzesi çıkacak şekilde Selin hocaya bakıyordu. Gülümsemesi ile sertçe yutkundum. Çok güzel gülüyordu.
Selim hocayı çok seviyordu. Her hocayı sevdiği gibi.Selin hoca sınıfa doğru gülümseyerek bakıp selam verdiğinde oturdu herkes yerine. Bende oturarak yerime yerleştim.
Alaz.
Alaz SAYGIN.
Adım buydu. Lisenin son senesiydi benim için. Prensesim için bir yıl sınıfta kaldığım için sınıftakilerden yaşça büyüktüm. 20 yaşındaydım. O.....
O kadar aşıktım ki ona, gündüz uyanınca o, gece uyuyunca o, yemek yerken o, okula gelirken o, eve giderken o...... Tüm hayatıma girmiş, merkezi olmuştu. Ama o beni dört yıldır görmüyordu. Onu ilk gördüğümde 10. sınıftım o 9'du. Okulun ilk günü onu görmüştüm okula yeni geldiğinde. Etrafa o kadar ürkek bakışlar atıyordu ki, her zaman yalnızdı. Lise hayatında hiç arkadaşı olmamıştı. Yalnızdı. Adımdan başka hakkımda hiç bir şey bilmiyordu. Bu acı verebiliyordu.
"Evet arkadaşlar, gelecek hafta için herkes bir proje yapacak. Ben sizleri ikili gruplara ayırdım, bu projeyi yapmak zorundasınız! Size seçenek sunmuyorum!" dersin sonuna doğru yükselen hocanın sesi ile başımı kaldırıp Selin hocaya baktım. Elindeki kağıda göz gezdirerek grupları söylemeye başladı. "Emir ve Feriha, Berk ve Osman, Arzu ve Sinem, Dilay ve Alaz..."
Ne?
Sertçe yutkunarak başımı Dilay'ın olduğu tarafa çevirdiğimde omzunun üstünden ifadesiz bir şekilde bana bakıp önüne dönmüştü. Ah, bu biraz acıtmıştı. Dudaklarımı ısırarak önüme döndüm. Biz nasıl? İlk defa uzun zaman sonra konuşacaktık!
Hoca diğer grupları saydıktan sonra proje konularını dağıtırken bizimkini Dilay almıştı.
Dilay....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Beyaz Hayatlar
Roman pour Adolescents"Özür dilerim..." diyecek tek sözüm yoktu. Suçluydum. ""Yalvarırım sus!" derken sesini yükseltmişti. İlk defa öyle bir şey oluyordu. Kaderin oyununa karşı duran iki gencin mücadelesiydi bu hırs.