Sanırım dayanamicaktım. Hızla kapıyı açtım. Masanın karşısındaki koltuğa kadını dayamış ayakta durmuştu. Beni görünce hızla kızdan uzaklaştı. Yüzümü buruşturup hızla arkamı döndüm.
Pişman olmuştum şimdiden. Neden girdim ki ya!
"Çık Lia! Hemen!"
Ben hala arkam dönük duruyordum. Bana demiyordu ama dese bile Çıkmicaktım Tabiki odadan. Burda değil evlerinde yapsınlar ne yapacaklarsa. Önümden hızla kapıya yaklaşan kadına baktım.
Bana sinirle bakıyordu. Gülümsedim ona. Odanın kapısını arkasından sertçe kapattı.
Derim nefes verip Jungkook'a döndüm. Altında sadece boxer vardı. Gözüm onun şeyi-hayır lena kendine gel!
Gözlerimi onun gözlerine çıkardım.
"Üstünü giymeyi düşünüyor musun? Yoksa başka bir çalışanını çağırmamı ister misin? İşini yarım bıraktım-""Bu seni ilgilendirir mi? Burası benim şirketim"
Bana doğru yaklaştı. Beni süzdü ve tekrar gözlerime baktı.
"Ne istersem onu yaparım""Yap. Beni bunlardan uzak tut. Gözlerim bu işkenceyi hak etmiyor"
Dudağını yaladı ve saçını geriye atıp masasına ilerleyip sandalyeyi geriye çekip oturdu.
"Alışsan iyi olur"
Bir kaşım havalanırken onların kirletemediği koltuğa yaklaştım ama ona da güvenmeyip Ayakta durdum. Ona baktığımda beni izliyordu."Merak etme temizleteceğim her yeri"
Umursamazca onu onayladım.
"Dur. Benim neye alışmam gerek?"Soru sormamışım gibi o bana bir soru sordu.
"Yarım saat geçiktin. Napıyordun?"Yatıyordum.
"Arabam bozuldu""Çok etkileyici bir yalan"
Dudaklarımı birbirine bastırdım. Sanane be adam! Senin burda yaptıklarının yanında benim geç kalmam hiçbirşey."Bir daha geç kalırsan ceza alırsın."
"Ceza mı? Çocuk muyum ben?"
Önündeki kağıtlara bir şeyler yazarken bana cevap vermesi uzun sürdü.
"Benim verdiğim cezaları çocuklara uyguladıklarını sanmıyorum"Korkmaya başlamıştım. Bu bana nasıl ceza verirdi kim bilir.
Bana baktı ve eliyle kapıyı işaret etti.
"Çık ve odana git. Tek yapacağın bir kaç dosya imzalamak. Akşam yanına geleceğim"Başımla onayladım ve odama girdim. Odam oldukça büyüktü ve boylu boyunca camlarla çevriliydi bir tarafi. Çalışma masama ilerledim. Buraya bir kaç eşyamı getirsem iyi olurdu.
Sandalyeme oturdum. O sırada içeri bir kadın girdi bana gülümsedi.
"Merhaba Bayan Park. Ben lina. Sizin kişisel asistanınızım ve size programınızı ,imzalamanız gerek dosyaları ve kahvenizi getirdim."Ben hayretle onu izlerken o elindekileri masama bıraktı.
"Kahveyi nasıl içtiğinizi bilmediğim için sade getirdim. Başka bir isteğiniz olursa beni arayabilirsiniz"
Demiş ve masadaki telefonu göstermişti. Gülümsedim.
"Teşekkür ederim lina. Bir şeye ihtiyacım olacağını sanmıyorum herşeyi düşünmüşsün."Gülümsedi ve gözlüğünü düzeltip odadan çıktı. Derin nefes verip programıma baktım. Pek bir şey yoktu. Beni yoracağım sanmıyordum. Yarın çekimlerim olacakmış. Üstelik Jungkook'la.
Başka biri olmuyor mu ya?
Programımı bırakıp kahvemden bir yudum alıp dosyalara baktım. Biraz fazla dosya vardı.
Dosyada yazan şey ile gözlerim şokla açıldı.
Şirketin % 35lik oranında hükmünüz bulunacaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Can See ﻬ ᴶᴶᴷ ✓
Literatura Kobieca|TAMAMLANDI| -My body belongs to you- Dudaklarımı ısırmayı bırakıp ona doğru döndüm. Yüzündeki ciddiyetle beni izliyordu. Konuşmama fırsat vermeden o konuştu. "Senin için neler yaptığımın farkında mısın?" Bakışları bedenime kaydı ve tekrar yüzüme b...