Maylo sayesinde başıma gelenler yüzünden tüm iştahım kaçmıştı. Keyifle hazırladığım kahvaltı sofrasını zorla bir kaç lokma bir şey atıştırmanın ardından toplamaya başladım. Bugün diğer işlerimi boş verip, şu terastan terasa kolayca geçebilme sorununu ortadan kaldıracaktım.
Telefonu elime alıp sosyal medyada gezinmeye başladım. Gördüğüm örneklerde hem teras için dekoratif görünen, hem de yapıldığı ortama bambaşka bir hava veren mavi renkli cam tuğlalar da karar kıldım. Acaba bu işi cam tuğlaları satın alıp kendim yapabilir miydim? Sonuçta internette nasıl yapılacağına dair pek çok video vardı. Evdeki çekmecelerden birinden bulduğum metreyle bana ne kadar cam tuğla gerekeceğini terasın duvarının ölçüsünü alarak hesaplamaya başladım. Yaptığım hesap sonucunda aradaki boşluğu kapatmak için otuz cam tuğla yeterli olacaktı. Bunların da fiyatları bayağı pahalıydı, artık başka harcamalardan kısacak önceliği bu sorunu halletmeye verecektim. Sonraki adım olarak cam tuğlaları satın alabileceğim en yakın yapı marketin adresini internette aradım. Şansıma 10 kilometre yakınımda bir tane yapı market vardı. İyi ki araç olarak kamyonet kullanıyordum, bu sayede ulaşım masrafından da kurtulmuş olacaktım. Giderken Maylo'yu da yine aynı şeyi yapmaması için yanıma alacaktım. Ben alış verişi yaparken yaramaz kızım da ceza olarak beni arabada bekleyecekti. Evde de bırakabilirdim ama benim yokluğumda havlayıp komşuları rahatsız etmesi riskini göze alamıyordum.
🚓🚓🚓🚓🚓
Yaklaşık iki saatlik sürenin ardından cam tuğla örmek için gerekli olan tüm malzemeleri alıp eve döndüm. Bir sürü in çıktan sonra yorgunluktan ölmüş bir halde hepsini evin terasına taşıdım.
Şu an ne mi yapıyordum? Ayakta atıştırdığım öğle yemeğinin ardından, oturup dinlenmeye zaman ayırmadan tuğlaların arasına dizeceğim yapışkanlı harcı hallediyordum. Aynı zamanda bu bir nevi derz görevini de görecekti. O kadar videoyu boşuna seyretmemiştim sonuçta, iyi ki sosyal medya diye bir şey vardı. Telefonumdan fazla yüksek olmayacak şekilde bir Türkçe müzik kanalı ayarlayarak çalışmaya başladım. Başıma da saçım kirlenmesin diye gözlerimle aynı renk mavi bir bandana bağladım. Üzerime de bu sıcak havada giyilecek en uygun kıyafet olan penye şort ve askılı tişört vardı. Maylo'da her zamanki sandalyesine oturmuş, bir yandan güneşlenirken diğer yandan gözleriyle benim her hareketimi takip ediyordu.
Bir yarım saatlik uğraşının ardından cam tuğla örmenin videoda gösterildiği gibi kolay bir iş olmadığını anladım. Peki bu durum beni yıldırdı mı? Asla... Ele aldığım bir işi yarım bırakırsam içim hiç rahat etmezdi.
Ben elimden geldiği kadarıyla tuğla duvarın ilk sırasını yapmaya çalışırken Kürşat elindeki kahveyle terasa çıktı. Sandalyenin üzerinde olduğum için anında onunla göz göze geldim. Beni görünce bir an duraksadı sonra kaşlarını çattı. Görünüşe göre beni gördüğüne hiç memnun olmamıştı. Ben de onun yüzünün hayranı değildim sonuçta. Onu umursamadan işimi yapmaya devam ettim. Kürşat terastaki şezlongların birine oturdu ve elindeki fincanı yanındaki plastik sehpaya bıraktı. Cebinden telefonu çıkartıp kaşlarını çatarak bakmaya başladı.
O kadar lüks bir arabaya sahipken böyle mütevazi sayılacak bir evde neden kaldığını çok merak ediyordum. Tabi bu durumu ona soracak değildim, benimkisi mesleki bir meraktı. O sakince benimle ilgilenmeden kahvesini içmeye devam etti, gözlerini de elindeki telefondan hiç ayırmadı. Ben de onun varlığını umursamayarak işimi yapmaya devam ettim. Aradan belli bir süre geçince üst üste dizdiğim tuğlalar sayesinde artık onu görmemeye başladım. Bu iyi haberdi, artık Maylo yüzünden onunla muhatap olmak zorunda kalmayacaktım.
İşim bittiğinde malzemeleri terastan kaldırıp her yeri bir güzel temizledim. Sıra kendimi temizlemeye gelmişti, oldukça kirlenmiş ve terlemiştim. Ilık suyun altına girip yorgun kaslarımı bir güzel gevşettim ve banyonun ardından kısa bir süre dinlenmek amacıyla yatağa uzandım. Hava çok sıcak olduğu için üzerime hiç bir şey giymemiştim, bir süre vücudumdaki serinliğin tadını çıkarmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKIR (Tamamlandı)
Tiểu Thuyết Chung"Bir daha pire torbası dersen senin cici bir abi olmadığını ona söylerim. Maylo'nun bunu duyunca ne yapacağını tahmin ediyorsundur." Ilgaz gözlerini devirdi. "Biliyorum, popomu ısırır." Tekrar sırıttım." Aferin, Maylo gibi sen de çabuk öğreniyorsun...