2

98 22 47
                                    

Odaya birden Felix hyung geldiğinde neye uğradığımıza şaşırdık.

Hyunjin hyung hala üzerimdeydi ben ise kapıda sinirle gözlerle bize bakan Felix hyunga bakıyordum.

"Changbin çağırıyor sizi"

Felix hyung kapıyı sertçe kapatıp çıkmıştı. Ben de o an Hyunjin'i üzerimden itip ona sert bir tokat attım.

Hızlıca odadan çıktığımda Felix hyungun peşinden gittim.

Felix hyungun mutfağa girdiğini gördüğümde hızlıca mutfağa koştum.

Nefessiz kaldığımda biraz durup hemen hızlı bir şekilde konuşmaya girdim.

"B-biz bir şey yapmıyorduk hyung. Yanlış anladın sen. Sadece-"

"Yeter, sizin ne yaptığınız umurunda değil jeongin, istediğin kişiden hoşlanabilirsin, bu senin hayatın, beni düşünme ben sana sadece etkilendiğini söyledim"

"Ama hyung-"

"Jeongin yeter, beni boşver hem ben changbin'den hoşlanıyorum."

"N-nasıl yani"

"Evet, onu ilk gördüğümde etkilenmiştim"

"E siz çıksanıza o da senden hoşlanıyor ve sende anlamıyorsun"

"Gerçekten mi"

"Evet o da seni ilk gördüğümde aşık olmuştu."

"Teşekkürler Jeongin"

Saçlarımı karıştırıp nasıl bir duygu içinde olduğunu anlamadığım bir şekilde çıktı mutfaktan.

Bende onun peşinden gitmiştim. Hyunjin çoktan gelmiş ve en derin sohbeti yapıyorlardı. Bende yanlarına oturup içlerinde en çok güzel gülen birine takıldı gözüm sanırım adı Seungmin.

Eşsiz bir gülüşü vardı, insanı mutsuzluktan mutluluğa çeken bir el gibiydi. Çok güzel gülüyor ve ortama pozitif bir enerji veriyordu.

Ben ona derin bakarken birden gözlerimiz buluşmuştu. Herkes birden susup bize baktıklarını fark edebiliyordum.

Gözlerimi ondan çekemiyorum, o ç-çok güzeldi.

"Jeongin bir şey mi var yüzümde?"

"Güzellik var hyung"

Birden domeres gibi olmaya başladı. Utandığını belli etmeden yine çok güzel gülmüştü bana karşı.

Tanrım ne dedim ben az önce? Lanet olsun.

"Şey yani ço-çok güzel gülüyorsun, kıskandım açıkcası."

"Teşekkürler Jeongin, iltifatın çok hoşuma gitti açıkcası."

"N-ne demek hyung"

Gözlerimi zor olsa da ondan çekip yerde olan halıyı izliyordum. Deseni olmasa da güzel bir halıymış.

Kısa bir sessizlikten sonra Chan hyung tekrar konuşmaya başladı.

"Aslında bizim buraya gelme amacımız çok farklı"

Changbin hyung konuşmaya girdi.

"Neymiş o abi"

"BİZ SEUNGMİN İLE EVLENİYORUZ!"

Bunu duyduğum anda elimdeki bardak yere düşmüş ve Seungmin hyunga bakmıştım.

O da şaşkınlıkla Chan hyunga bakıyordu.

"Sakin olun şaka yaptım sadece"

Seungmin hyung derin bir oh çektikten sonra bana baktı. Yerdeki bardağı görünce tekrar gözlerime bkmıştı.

Hızlıca yerdeki bardağımı alıp masanın üzerine koydum.

"Aslında biz bir kaç günlüğüne burda kalmayı düşündük."

"Çok güzel olur, tabii ki kalın hem bizim için de değişiklik olur. Değil mi çocuklar?"

Changbin hyung bana ve Felix hyunga baktığında başımla onu onaylamıştım.

"O zaman ben jeongin ile kalıyorum."

Hyunjin hyung bunu söylediğin de ona nefret dolu bakışlarımı attım.

"Eğer ben bu psikopat ile kalırsam sabah cesedimi bulursunuz, sen hariç herkes ile odamı paylaşırım."

"Sakin olun gençler herkese yetecek kadar ı da var. Sadece 3 o da var boşta ve buda size yeter."

Changbin hyung çok zekiydi. Benim aklıma gelmemişti bu.

Chan hyung Seungmin hyungun elini tuttu. Sincaba benzeyen jisung hyung ise diğer kişinin elini tuttu. Sona Hyunjin kaldı.

"Ben tek yatamam korkarım"

"Bebek misin mis gibi işte yat tek başına" diye öne atıldığım da o da kalkıp karşımda durdu.

"Seninle kalmak istiyorum."

"Hayır"

"Evet"

"Hayır!"

"Eeh, yeter be, jeongin, Hyunjin seni yemez."

"Of! Tamam be, ama bana bak sarı papatya eğer bana yaklaşırsan, eğer bana bir şey söylersen, ağızını ortadan yırtar dilini çeker çeker çeker bırakırım, anladın mı?"

Hyunjin güldü ve diğerlerine baktı.

"Benim rolünü çaldı bu"

Oflayıp mutfağa gittiğim de onlar hala oturuyordu.

ฅ⁠^⁠•⁠ﻌ⁠•⁠^⁠ฅ

Devil Fire Hyunlix Or Hyunin? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin