KOMUTAN

14. BÖLÜM

Bölüm şarkıları:
Adamlar-Doldum

İyi okumalar 🤍

                                   PANİK ATAK

Gözlerimi açtığımda başımda keskin bir ağrı vardı, yatakta doğruldum. "Siktir, ne biçim ağrıyor." Diyerek ayağa kalktım ve salona yürüdüm. Elvin bana baktı, koltukta yarı uzanmış halde dizi izliyordu. "Günaydın." Dedi televizyona dönüp. "Günaydın, başım çok kötü ağrıyor." Dedim ayaklarının dibine oturup. "Çok içmişsin." Dedi. "Hatırlıyorum." Dedim, "Her şeyi." Diye ekledim.

Yanakları kızarırken düzgün oturdu, "Uzansana." Dedi. Koltuğa uzanıp başımın altına bir yastık aldım, canımı yakmamaya özen göstererek üzerime uzandı ve başını boynuma gömdü. "Seni seviyorum." Dedi. Sessiz kaldım, "Dün dediğim şeyler için," Sözünü kestim, "Özür dileme." Dedim.

"Seni kırdım mı?" Diye sordu.

"Kırmadın."

"Kırmışım gibi bakıyorsun."

"Kırmadın, kırsaydın şu an boynumda yatmana izin vermezdim." Dedim. "Biraz daha kalayım burada." Dedi. "Kal orada." Dedim. Saat sabah on buçuktu, biraz daha uyuyabileceğimi düşünüp gözlerimi kapattım. Kollarımı Elvin'in beline sardım. Kendine rahat bir alan yapmak için biraz kıpırdandı üzerimde, başını boynuma daha çok gömdü. "Güzel kokuyorsun." Diye fısıldadı. Gülümsedim.

"Of ya!" Duyduğum sesle uyandım, "Elvin?" Diye mırıldandım. "Ay uyandırdım seni, derse geç kalmışım." Dedi. Kaşlarımı çattım, "Saat kaç?" Diye sordum. "Bir." Dedi. "Uyuduk mu o kadar ya?" Diye mırıldanıp ayağa kalktım, "Ah." Dedim başımdaki ağrıyla. "Notları alırım yapacak bir şey yok." Dedi Elvin. Benimle beraber ayağa kalktı, "Ne yiyeceğiz? Açım." Dedi. "Makarna yapayım mı?" Dedim. "Olur." Dedi gülümseyerek. Beraber mutfağa girdiğimizde o sandalyeye oturdu, dizlerini karnına çekti ve çenesini dizine koydu.

Bir tencere çıkartıp su doldurdum ve ocağa koydum. İlaçların olduğu dolaptan bir ağrı kesici alıp içtim, sonra krema ve birkaç baharat çıkarttım. "Bugün Dilan'la dışarı çıkacağım." Dedim. "Bende eve geçip duş falan alırım." Dedi. Sonra sustuk, ben makarnayı hazırlarken o beni izliyordu. Baş ağrım geçmeye başlamıştı, "Pars bir şey soracağım." Dedi Elvin. Dinlediğimi belli ettim ve makarnayı süzmeye başladım. "Aldatıldığın ilişkide, kıza böyle mi davranıyordun?" Diye sordum.

"Hayır." Dedim. "Ama genel olarak sana karşı ne kadar kibarsam o kadar kibardım. Kadınlara karşı zaten kibarım ama onunla biraz farklıydı, ilişkimiz biraz daha cinsellik üzerineydi." Dedim çekinerek. "Anladım." Dedi. "Elvin o zamanlar çok gençtim." Dedim. "Biliyorum." Dedi. "Keşke olmasaydı." Dediğimde kaşlarını çattı, "Neden?" Dedi. "Yeminimi bozmuştum." Dedim zorlanarak. Makarnayı tekrar tencereye aldığımda içine yaptığım sosu döktüm.

"Ne yemini?"

"İntihara kalkışmama yemini."

Ayağa kalktığını hissettim, arkamdan belime sarıldı. "Bana hep sarıl tamam mı? Nerede olursak olalım sarıl bana." Dedim. "Sarılacağım." Dedi. "Hadi bize içecek çıkart." Dedim ve tabak aldım. Güzel bir sunum yaptıktan sonra tabakları masaya koydum ve içeceklerimizi doldurdum. Karşısına oturduğumda beni hafif bir gülümsemeyle izliyordu. "Ne oldu?" Diye sordum. "Önceki ilişkimin ilişki olmadığını fark ettim." Dediğinde boş bakışlarla ona baktım. "Yani o böyle değildi, yemekleri benim hazırlamam gerekirdi, işleri benim halletmem gerekirdi, kırık şeyleri titreyen ellerimle toplardım. Senin yanında o kadar iyi hissediyorum ki..." Dedi ve sustu.

"Ne desem bilemedim, şımardım." Dedim. "Hadi başla." Dedi makarnayı gösterip, kendisi içeceğinden bir yudum aldı. "Lütfen," Diyip önden başlamasını söyledim. Makarnasından biraz yediğinde bende yedim. "Çok güzel olmuş, aşçılık dersi falan mı aldın?" Diye sordu Elvin. "Estağfurullah, almadım." Dedim, bu kız beni şımartıyordu. Yemeğe sessizce devam ettik, masayı ben kurduğum için Elvin toplamakta ısrar etti ama bende yardım ettim. "Giyineceğim." Dedim ve odama girdim.