Mardine tayin

10K 144 26
                                    

Çok sevgi değer okuyacak arkadaşım. İlk bölüme bakıp kararını verme . Kitabın bir iki bölümünü okuyup karar verirsen çok sevinirim.  Beğenirseniz de oylarsanız daha çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz teşekkür ederim şimdiden
——————————————————
Karakter tanıtımı

Yağmur çınar, hemşire olur kendisi

Yaman Azizoğlu, bu da kötü adamımız ;)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaman Azizoğlu, bu da kötü adamımız ;)

Yaman Azizoğlu, bu da kötü adamımız ;)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tanıtım bu kadardı iyi okumalar

Yağmur  bugün gözlerini hiç olmadığı kadar mutlu açmıştı. Çünkü sonunda yıllardır verdiği emeğin karşılığını almış ve Mardine atanmıştı.

Bu ilk görev yeriydi ve bu yüzden doğu bölgesini yazmıştı evlenmeden doğu görevini bitirmek istiyordu daha sonra kendi memleketi antalyaya atamasını isteyebilir ve âşık olduğu şehre geri dönebilirdi. 

Hayatta kendisinin bir şeyleri başarmış olduğunu hissettiren yegane şey okumuş olup mesleğini eline almasıydı.

Belkide babasının gözüne girebilmek için yaptğı bir eylemdi bu. Ama ne olursa olsun sonuçta atanmıştı buna mutluydu.

Yağmur çocuklugundan beri bu hayatta neden yaşadığını sorguluyordu. Onu seven kimse yoktu. Yada sevgisini hissettiren kimse.

Annesiyle babası ayrılmış olsada ikisi de evlatlarını sevebilirler diye düşünüyordu. Ama nedense ne annesinden nede babasından bir sevgi göremiyordu.

Çok küçük yaştayken annesiyle ayrılmış olan babası ona artık evin annesinin de babasınında yağmur olduğunu söylemiş ve yağmurun  o küçücük omuzlarına çok büyük  bir yük yüklemişti.

 Bu yüzden de Yağmur o gün bugündür evin her işine koşturmaya başlamıştı.  Önceleri çok zorlansa da artık yaptığı işler standart hale gelmişti.

Yağmur her sabah yaptığı gibi çayı demleyip kahvaltıyı hazırlamıştı.

Yağmurun babası Ali bey çok sinirli  bir insandı. Mükemmeliyetçi özelliği onun her şeyi anında düzenli bir şekilde olmasını istemesine neden olurken yağmuru çok zorluyordu.

Annesizliği her fırsatta hissetmesinin yanında babasıyla aynı evde de babasız gibi yaşıyorlardı.

Babasıyla gerekli olmadıkça konuşmuyordu yağmur çünkü babası her fırsatta ona laf söylüyordu.

Küçücük  yaşına bakmadan ev işlerini yapmaya çalışsa da babasına beğendıremıyordu . Ya süpürdüğü eve bahane buluyor ya yıkadığı bulaşığa bahane buluyor yada yaptığı yemeğe bahane buluyordu. 

Okula giderken kahvaltısını hazırlıyor yatakları düzeltiyor kahvaltıyı ettikten sonra bulaşıkları yıkayıp evi süpürüyor sonra da okula gidiyordu. Ama babası okula geç kalıyorsun diye kızıyordu. Bunca işi yapıp o halde okula yetısmeye çalışıyor demiyordu .

Arada da çocuk aklıyla yapmayı unutuyordu. İşleri bitirmeyi unuttuğu gün ise babası burnundan geliyordu. 

Yine bir gün okula yetişmek için bulaşıkları yıkamadan gitmişti  öğle yemeğine eve geldiğinde babası domatesli bulgur pilavı yapıp ortaya koymuştu. Yağmur bu duruma çok sevinmiş yemek yapmayacagını düşünmüştü.

Ama işler  sandığı gibi ilerlememişti. Babası yağmuru sofraya oturttuktan sonra 1 saat boyunca hiç susmadan konuşmuştu. Annesinin ne kadar oruspuluk yaptığından babasının sırf onu yetiştirmek adına evlenmedıgıne kadar bir sürü şey söylemişti.

Babası yagmura laf söyledikçe yağmur dayanamamış aglamış birde ağladı diye azarlamıştı. Babası yüzünden yağmur gerçekten zor bir çocukluk geçirmişti.

Yıllar geçmesine rağmen yağmur hala  babasından azar yemekten korktuğu için kalkıp kahvaltıyı hazırlamış babasını da çağırmıştı.

Babasıyla birlikte kahvaltıyı yapmış bir yandan bulaşıkları topluyor bir yandanda babasına onunla birlikte mardine taşınmadığı  için sitem ediyordu. 

Yağmur aslında babasının abileriyle antalyada otururken onunla birlikte gitmeyeceğini çok iyi biliyordu fakat yine de onu tek başına bırakmak içinden gelmiyordu. Bu yüzdende okuldan mezun olduğundan beri babasının kafasının etini yemişti. Ama ikna edememişti. 

Şimdi de veda zamanı gelmişti. Kpss sonuçları açıklandıktan sonra atama süresini tamamlamıştı. Şimdi de 15 günlük işe başlama iznini geçirmeden mardine gidip ev bulması ve oraya yerleşmesi gerekiyordu. 

Zaten antalyada ki evlerinde hiç bir şeyi yoktu yağmurun sadece kendi kıyafetleri yüze yakın kitap, bilim dergileri ve okuldayken kullandığı bir kaç âlet edevat haricinde hiç bir şey götürmeyecekti. 

Otobüsü öğlen 1 deydi saat şu anda ondu ve bir an önce son hazırlıklarını tamamlaması için odasına geçti. 

Kısa süre sonra gitmek için herşey hazırdı. Yağmur valizini ve çantasını bahçelerine çıkardı karşısında duran abilerine yengelerine tektek sarıldı. Sıra babasına gelmişti. Yağmur kocaman sarılmıştı babasına, babası da yağmura sarıldı.

Ali bey ne kadar sınırlı olsa da bir o kadar da yufka yürekliydi kızına sarılınca gözleri dolmuştu . Kızından ayrılırken de sen benim gururumsun kızım dedi. 

Yağmur babasının övgüsünü bir kez mezun olduğunda duymuştu bu da ikincisi olmuştu. Yağmur hem mutluluktan hemde ayrılık acısından gözyaşlarını tutamamış babasına tekrar daha da bir sıkı sarılmıştı. 

Ayrılmalarını söyleyen ise küçük abisiydi. Saat 12 olmuştu va otobüse sadece 1 saat vardı.  Otobüsü kaçırmamak için alel acele gözyaşlarını silip taksiye bindi ve önünde ki 4 yılın nasıl geçeceğini düşünüyordu.

  Terminale vardığında  otobüsün kalkmasına 15 dakka vardı ve yerleşmesi gerekiyordu taksiden inip doğruca gideceği otobüsü bulup geçip yerine oturdu  yeni hayatının ne getireceğini hiç tahmin bile etmeden önünde ki 18 saatin nasıl geçeceğin düşünüyordu.

İlk bölümü nasıl buldunuz ?

Yağmuru mardinde neler bekliyor sizce ?

Babasının yağmura olan davranışını nasıl buluyorsunuz?

Hadi yorumlarda buluşalım  

Bedeli Berdel(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin