Hiç kimseyi, rüyanda görecek kadar sevme.
Çünkü o zaman uyusan da geçmez.İyi okumalar....
...........
Sabah erken saatten kalkmış, etrafı temizlemiştik. Daha doğrusu ben ve annem oturmuş sohbet ederken, bütün işi Nur'la Zerrin yapmıştı. Şimdi kızlar içeride kahvaltı hazırlarken annem ve ben televizyondan gündüz kuşağını izliyorduk.
"Kızım bak, bak şuradaki adam varya karısının üzerine 3 tane kuma getirdi sonra da hepsini bırakıp kaçtı." Dedi annem. Karaktersiz!
"Çık çık çık ne insanlar var görüyormusun anne? Allah insana evladın hayırlısını versin." Dedim.
"Amin kızım. İşte görüyoruz her doğuran anne, her doğan evlat olmuyor." Dedi.
"Öyle vallahi."
Kızlar içeriye girmiş kendilerini koltukların üzerini atmışlardı. Onların bu hâline gülüp televizyona geri döndük. Annemin aklına bir şey gelmiş gibi ilk bana sonrada Zerrine bakmıştı.
"Zerrin koş kardeşini uyandır!"
"Ya anne oturayım azıcık ya. Ne olur ya. Zaten sabahtan beri 'damadım gelecek diye' evi kırklattın." Gerçekten de öyle annem hiçbirine nefes aldırmamıştı.
"Sus kız, sen annene cevap mı veriyorsun." Dedi annem eli terliğine giderken. Zerrin yerinden sıçrayıp koşarak Efe'nin odasına gitmişti. Telefonuma gelen bildirim sesiyle eğilip masanın üzerinden telefonumu aldım. Ekran kilidini açıp ismi görünce duraksadım.
Ben nasıl unuturum Ali'nin ismini değiştirmeyi! Salak Eslem! Mesajın üstüne basıp açılmasını sağladım.
Yakışıklı ve zengin Sevgilim: Yetişmek üzereyim. Bir şey lazım mı?
Alt kısma tıklayarak, cevap yazdım.
Eslem: Bir şey lazım değil. Seni bekliyoruz.
Yazdım ve mesajlardan çıkıp isim değiştirme kısmına geldim. İsim soy isim olarak mı kaydetsem. Yok ya çok resmi olur. Sadece isim olarakta kaydetsem çok sade olur. 'Yakışıklı ve Zengin' kısmını silip sadece 'Sevgilim' kalmasını sağladım. Telefonu elimden bırakıp doğruldum.
"Ali geliyormuş." Dedim. Kimse pas vermeyince yerimden kalkıp odama geçtim. Dolabı açıp giyebileceğim rahat şeyler çıkarmıştım. Yanıma havlu alıp banyoya ilerledim.
Banyoya girdikten sonra ardımdan kapıyı kapatmış kıyafetleri ve havluyu bir kenara koymuştum. İlk olarak ayağımdaki sargıyı çıkarmış ardından kolumdakini çıkarmıştım. Elimde ve kolumda yara izleri, morluklar vardı. Onlara çok fazla dikkat etmeyip duşa girdim.
..........
Banyodan çıkmıştım.
Pileli, bej rengi pantolonumu giymiş üzerine, kahve rengi, ince kemer takmıştım. Beyaz sıfır kol tişörtü de giydikten sonra saçlarımı geriye atıp odamdan çıktım.
Zil sesi duyduğumda adımlarımı oturma odasından çevirip kapıya ilerledim. Arkamdan diğerlerininde ayak seslerini duydum. Kapının kulpunu indirip kendime çektim.
Bir adet Ali ve elinde tuttuğu poşetlerle saf saf bana bakıyordu. Geri çekilip içeri girmesini söyledim.
"Hoş geldin." Ona verdiğim terlikleri giydi.
"Hoş buldum." Zerrin gelip elindeki poşetleri almış 'hoş geldin' demişti. Ali kafasıyla yanıtlamış anneme ilerleyerek. Elini öpmüştü.
"Hoş geldin oğlum. Durmayalım kapının önünde, buyur geç." Dedi. Ben annemin arkasına geçerek tekerlekli sandalyeyi yittirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Beyefendisi
Teen FictionBu benim hikayem değil. Bu Eslemin hikâyesi. Sizler bu hikayeyi okumaya hazır mısınız? Ben çok heyecanlıyım. Hadi başlayalım... 🌸 Yoldayım. Yürüyorum. Deli gibi yağmur yağıyor farkında değilim. Hasta olurmuydu...