Emniyet Müdürlüğü otoparkında duran emektar pikabı çalıştırarak yavaşça oradan ayrıldım. İşte ilk günüm olduğu için erken ayrılmayı sorun etmiyordum, muhtemelen Çetin Müdür'de etmezdi. Baş belası iki ekip arkadaşım yüzünden bugün içimden hiç çalışmak gelmiyordu. Bir de aklım Maylo'daydı. Canım kızım bugün ilk defa evde yalnız kalıyordu, onun havlayarak komşuları rahatsız edip etmediğini çok merak ediyordum. Gerçi Hakkari'deyken de evde sık sık yalnız kalmak zorunda kalırdı, kısacası bu duruma oldukça alışıktı. Ama ev sahibim Adnan Amca'nın ilk geldiğim gün yaptığı uyarı yüzünden kendimi hala diken üstünde hissediyordum. O mendebur yan komşum olan Kürşat'dan dokuz gündür ses seda çıkmıyordu. Keza Adnan Amca'da onun beni şikayet etmesiyle ilgili hala aramamıştı. Belki Kürşat insafa gelip beni şikayet etmekten vazgeçmiş de olabilirdi. Bugün emniyetteyken onun ve yanındaki Birol denen adamın suç kayıtlarının olup olmadığına bakacaktım ama geri zekalı yeni mesai arkadaşlarım yüzünden bu durum tamamen aklımdan çıkmıştı. Yarın fırsatını bulursam toplantıdan sonra yapacağım ilk iş bu olacaktı.
İstanbul trafiğinde geçen bir saatlik zorlu yolculuktan sonra pikapımı apartmanın önüne park ettim. Apartmanın merdivenlerini çıkıp Nigar Teyze'nin oturduğu dairenin önünden geçmek üzereyken kapı aniden açıldı.
"Çakır kızım arabanın sesinden geldiğini anladım. Biraz önce çay koymuştum, yanında sabah yaptığım havuçlu cevizli kekten de var. Evine çıkmadan önce bu yaşlı teyzenle biraz zaman geçirmek ister misin kızım?"
Maylo'nun ne durumda olduğunu çok merak ediyordum ama bu yaşlı tonton teyzeyi de kırmak istemiyordum. Artık çayımı içer içmez Maylo'yu bahane ederek yanından ayrılırdım. "Çok isterim Nigar Teyze. Canım tam da çay içmek istiyordu."
Nigar Teyze'nin ardından oturduğu dairenin içine adımımı attım. İçerisi oldukça sade ve işlevsel bir şekilde döşenmişti, eve sıcak bir yuva havası hakimdi. Salondaki koltuğa oturmadan önce Nigar Teyze bana sarıldı ve yanaklarımdan öptü. "Hoş geldin kızım."
"Hoş buldum Nigar Teyze."
Nigar Teyze önümdeki sehpaya keki ve çayı koydu ve o da karşımdaki koltuğa oturarak yerini aldı. Kahverengi gözleri meraklı bir ifadeyle üzerimde dolaşıyordu. Birazdan sorguya çekilecektim anlaşılan ama o bunu bilmiyordu. Ben sorguya girmeye her zaman hazırdım.
"Böyle güzelce giyinmiş nereden geliyorsun kızım? Sen bana ne iş yapıyorum demiştin?"
Çayımdan ve kekimden bir parça alıp arkama yaslandım. "Siz ne iş yaptığımı sormamıştınız, ben de söylememiştim Nigar Teyze. Bu güne kadar işsizdim ama yeni bir iş başvurusu yaptım, şimdi oradan geliyorum." Daha önce Kürşat'lara söylediğim yalana sadık kalsam iyi olacaktı. Çok yalan çok hata doğururdu.
"Bari seni işe kabul ettiler mi kızım? Bu devirde geçinmek çok zor. Sen de üstelik yalnız yaşıyorsun ve bir de üzerine kira veriyorsun."
"Evet Nigar Teyze işe alındım. Bir kargo şirketinde telefonlara ve getir götür işlerine bakacağım bir süre. Söylediklerine göre ilerde şirkette daha iyi bir pozisyona geçebilirmişim."
"İşe alındığına çok sevindim kızım, hayırlı olsun."
"Sağol Nigar Teyze."
Nigar Teyze kumral saçlarını şık bir topuzla tepesinde toplamıştı. Üzerinde de bu sıcak yaz günlerine uygun bol, kolsuz, v yaka bir penye elbise vardı.
"Anneni, babanı hiç tanımadın mı kızım, sen ne kadar kaldın yetimhanede?"
Çayımdan bir yudum aldım, bu konuları konuşmayı hiç sevmiyordum. İlerde annem ve babamla ilgili sorulara muhatap olacağımı daha önceki deneyimlerinden bildiğimden, ilk karşılaşmamız da Nigar Teyze'ye bu yüzden gerçekleri söylemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKIR (Tamamlandı)
Ficção Geral"Bir daha pire torbası dersen senin cici bir abi olmadığını ona söylerim. Maylo'nun bunu duyunca ne yapacağını tahmin ediyorsundur." Ilgaz gözlerini devirdi. "Biliyorum, popomu ısırır." Tekrar sırıttım." Aferin, Maylo gibi sen de çabuk öğreniyorsun...