6-NAZAR

270 18 0
                                    

Keyifli okumalar dilerimm🪷

O dakika sanki yağmur yağdı. Emin değilim. Gözlerim ağlamış ve ben onu yağmur zannetmişte olabilirim. Ama sarhoş olduğum için değil, idrak etme yetimi kaybetmiş olduğum için emin olamıyorum.

Sahiden bazen öyle olmaz mı? Bir şey yaşarsınız, başınızdan bir olay geçer ama düşünemediğiniz, göremediğiniz, duyamadığınız için ne olduğunu anlayamazsınız.

İki yüzlü hayat buna da engel olur.

Ben her zaman, düşünemediğim zaman kalbimi ve beynimi dinlerim. Birbirinin zıttı, düşmanı iki kişi gibi. Hangisini dinleyeceğime kim karar veriyor bilmiyorum ama ben karar vermiyorum.

Onun beni neden oraya çağırdığını anlamıştım. Benden etkilendiğini söyleyecekti belki de ama benim tavırlarım yüzünden yapamadı. Gerçi ben olduğum gibi davrandım. Sanırım beni olduğum gibi kabul edemeyecek birisi o.

Hayır, tabii ki öyle biri değil o. Kimi kandırıyorsam?

Araba da gidiyorduk en son. Bilerek sordum:

"Beni oraya çağırdın ama neden çağırdığını konuşmadan geri dönüyoruz, farkında mısın?" dedi. Açık sözlü bir insan olduğu her halinden belliydi.

Ama bende en az onun kadar açık sözlü biriydim. Çünkü ona yanıtım gecikmedi.

"Bizden olmaz, olamaz." dedim. Nasıl olsundu ki? Ben onların arasına, laf almaya gitmiş biriyim. O ise onlardan biri.

Sahi o iş öyle değildi, değil mi? Başsavcı ile konuşup onu kandırmaktı asıl olay.

İlk görüşte nasıl etkilendin benden de, sırf bu yüzden başsavcı ile konuştun?

Ben neden bu kadar diretiyordu mesela, neden olmazdı bizden? Daha birbirimizi tanıyalı bir hafta olmadığı için mi? Bu çok saçma bir bahane. İlk gün tanışıp, ertesi günü sevgili olanı biliyorum ben. Asıl neden bendim.

Kendime laf söyletmek istemiyordum. 'Olayı çözmeye gittiği yerdeki adama tutulmuş" derledi. Desinler, ne olacak? Nedeni buda değildi. Nedeni mesleğimdi.

Eğer gerçekten bu birilerinin kulağına giderse beni mesleğimden men edebilirlerdi. Mesleğim benim bu dünyadaki en kıymetli şeyimdi. Ailemden sonra o gelirdi benim için.

Her neyse bu önemli değil.

Önemli olan, sanırım onun şu an kalbini kırmış olmam.

Şimdi beraber merkeze gelmiştik. Hem de kavga ede ede. Onun suçlu olmadığına emindim. Neden emindim bilmiyorum ama emindim. O anki siniriyle 'suçlu belki benim' dedi, bunun farkındaydım.

"Ben sadece ihtimallerden bahsettim ama sen kendin söyledin suçlu belki de benim diye. Suçlu sen olmasan bile, bir bildiğin var demek ki."

Sabahtan beri susmamıştım. Muhtemelen bana içinden küfürler yağdırıyordur.

"Sende bastın damarıma, başka türlü rahatlayamayacaktım."

Saat 23.54'tü, hava desen zifiri karanlık ama Yalın ekibi hala bahçede oturuyordu. Sokak lambaları sayesinde önümüzü görebiliyorduk.

"Sadece bizden olmaz dediğim için mi, damarına basmış oldum anlamadım?" dedim anlık gelen sinirle. Hayır benimde sesim az çıkmıyordu ve millet, bir şey var sanabilirdi.

"Ne?" dedi Gökalp.

"Yok artık!" dedi Batuhan.

"Omay abi, bizsiz böyle bir itirafta bulunmaz." dedi Ceyhun.

SİRENLER ÇALMAYA BAŞLAYINCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin