"Geçmiş, iyileşebilir."
Bilinmeyen'den:
Sokağın sonuna doğru geldiğimde duyduğum sesler ile olduğum yerde durup neler olduğunu anlamaya çalıştım.
"Üşüyorsun kızım, ısınmak istemez misin?" oğlanın iğrenç teklifinden sonra bir süre sesler kesilmişti. Dağıldıklarını düşünüp devam edecekken olduğum yerde kalmamı sağlayacak o sesi işittim.
"İğrençsin!"
Tanıdık ses kulaklarıma dolduğunda ellerim yumulmuş, kaşlarım çatılmıştı.
O benim Ayla'mın sesi miydi?
Hızlıca arkama dönüp koşmaya başladım. Barın olduğu caddeye yaklaştıkça ağlama sesleri artmış bir süre sonrada görüş açıma sevdiğim kadın girmişti. Yerde kıpırdanarak geri gitmeye çalışıyor üstündeki pislikse dokunmaya kıyamadığım yanaklara tokat atıyordu.
Boynumdaki ve alnımdaki damarlar kendini belli ettiğinde koşarak ilerlerken dudaklarımı araladım.
"Şimdi senin ebeni siktim!"
İki adımda çocuğun yanına gelmiş tek elimle yakasından tutarak ayağa kaldırmıştım. Tek elimle yakasından tutarken dakikalardır yumruk yaptığım elimi suratına gelişigüzel salladım. Vurmamla kafası geriye gitmiş yakasında duran elimle sendelemesini engellemiştim.
"Sen benim dokunmaya kıyamadığım yanaklara nasıl tokat atarsın orospunun dölü!"
Yumruklarımı ardı ardına suratına geçiriyor her yumruğumun ardından sinirle soluyarak konuşuyordum.
"Sen benim sevmeye kıyamadığım meleğimi nasıl incitirsin amına koyayım!"
Çocuğu hızla itip yere düşmesini sağlarken önce ayağımla karnına bir tekme atmış ardından üstüne çıkıp nefret dolu yumruklarımı yüzüne geçirmeye başlamıştım.
"Güzel kızımın yüzünde tek bir morluk kalırsa ben senin evveliyatını sikmez miyim!"
Yumruk atmaya devam edecekken yeni yeni sesini duymaya başladığım Ayla'nın sesi yüreğime ok gibi saplanırken sözlerini idrak edemiyordum.
"Du-dur lütfen! Yapma, dokunma bırak!" içine derin bir nefes alıp elini boğazına götürdü. Anında çocuğun üstünden kalkıp yanına gitmek için adım attığımda dudaklarını aralamasıyla dumura uğramış olduğum yerde kalakalmıştım.
"Vurma, yapma! Artık dur baba!"
Bağırış tüm sokağı inletirken yanına eğilip onu kollarımın arasına aldım. Sağ elimi sırtına koyup işaret parmağımla korkak hareketlerle okşadım belini. Sol elimi saçlarına atıp okşadım incitmekten korkarak, usul usul öpücükler kondurdum mis kokan saçlarına.
"Şşşt! Geçti güzelim, iyisin bir şey yok."
Nefes alış verişleri yavaş yavaş normale dönmeye başlamıştı. Az önce yaşanan olayın şokunu üstümden atamasamda o an ona iyi gelmek için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırdım.
Başını göğsüme yaslayıp sırtındaki elimi destek verircesine sıklaştırdığımda oda hareketlenmiş ve başını göğsümden hareket ettirmeden ayağa kalkmıştı.
"Bilinmeyen, sen misin?"
Saçının üstünde çenem duruyordu, hissedeceğini bildiğim için sadece kafamı aşağı yukarı hareket ettirdim.
Burnunu çekti, sesinden anladığım kadarıyla göz yaşlarının içinde gülümsemişti.
"Teşekkür ederim."
Adımlarımızı it herifin bulunmadığı diğer tarafa yönlendirip sokağın çıkışına doğru ilerledik.
Ortamda soğuk bir gerginlik ve sessizlik vardı. Ben konuşamadığım için onun bu sessizliği bozması lazımdı. Sessizliği bozup güzel sesiyle bana şarkıymış gibi gelen sözlerini söylemesi lazımdı.
"Evdeydin hani?"
Soru sorarcasına sarf ettiği sözler üzerinde derin bir iç çektim.
"Gece gece tek gitmemden korktuğun için mi geldin yoksa?"
Küçük bir çocuk gibi heyecanla konuştuğunda gülümsedim. Onu böyle görmek çok nasip olmuyordu. Genelde yakın hissettiği birkaç arkadaşıyla konuşurken gülümserdi ama bu bile nadir oluyordu. İçindeki çocuğu hissetmenin bana bu kadar iyi gelebileceğini bu geceye kadar düşünmezdim.
"Bana sarıldığın an kendimi hayatımda ilk kez güvende hissettim bilinmeyen."
Söylediği sözler beni dumura uğratırken adımlarım yavaşlamış olduğum yerde durmuştum. Tabii benimle beraber ellerimin arasındaki minik bedende durmuş ama kafasını göğsümden kaldırmamıştı.
"Birden bunu dememi beklemiyordun, biliyorum." güldüğünü göğüs kafesime değen dudaklarının kıvrılmasıyla hissetmiştim. "Aslında ben bile beklemiyordum."
Hâlâ alkolün etkisinde olduğu çok belliydi. Aksi takdirde o bana içini açmazdı.
Yürümeye devam ettiğimizde iç çektiğini hissettim. İstemsiz ellerim bedenini daha sıkı kavrarken burnumu saçına yakınlaştırarak derin bir nefes çekmiştim.
Ben senden önce nefes almıyormuşum güzel kızım.
"Az önce ben," bir süre sonra yine konuştuğunda anında duraklamıştı. Sanki sözlerine devam etmekle etmemek arasında tereddüt ediyor gibiydi. Başımı aşağı yukarı salladığımda devam etmesini istediğimi anlamış ve tekrar konuşmuştu. "atak geçiriyordum." sözlerinin ardından bu sözü söylemek ona ne kadar zor gelmişse yutkunmuştu.
"Atak geçirince gözüm bir şey görmüyor, adeta hayatla bağım kopuyor. Yani merak etme ne seni gördüm ne de sesini duydum."
O anda ne yaşandığını hatırlamaması kendisi açısından daha iyi olmuştu, yoksa görünmek veya duyulmak umurumda değildi. Onu kötü hissettirecek hiçbir şeyi hatırlamaması beni mutlu etmişti.
"Ataktan kurtulmamı sağlayan şey sendin, bilinmeyen. Eşsiz kokundu beni transtan çıkaran."
Söylediklerinin ardından yine adımlarım durmuş kafamı aşağı eğip ona bakmıştım. O ise kıkırdamış kollarını belime sarmıştı. Yaptığı her hareketle dilim damağım kuruyor her hücrem alev alıyordu.
Kalp atışlarımı hissediyor muydu?
"Benim her güzel sözümde kalbin bu şekilde atacaksa yakında seni hastanelerden toplarım bilinmeyen. Sakin ol."
Sesi bedenimi iyice gevşettiğinde kafamı iki yana sallayıp anın büyüsünden çıkmaya çalıştım. Kalp atışlarım normale dönmeye başladığında adımlarımızı taksi durağına yönelttim. Kendi arabamla götürmek zor olurdu ki zaten bugün motorla gelmiştim ve kaskatı olmuş bedenini motora bindirerek daha da üşütemezdim. Amacım onu taksiye bindirip arkasından gitmekti.
Taksi durağına vardığımızda boş olan arabaya vücutlarımızı yönlendirip eğildim ve kapıyı açtım, hızla arkamı dönüp onun arabaya binmesini bekledim.
Mayhoş sesi kulaklarımı doldurduğunda vücudumun her zerresiyle dejavuyu hissettim.
"Çok hoş kokuyorsun, bilinmeyen."
🧚🏻♀️
Bana bir porsiyon bilinmeyen lütfen
Çok hoşlar kafayı yiyeceğim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sende hissettin mi?
Teen Fiction[yarı texting,] Bitirdiği sigarasını yere atıp is kokan ellerini kahverengi saçlarının arasından geçirip tebessüm etti. Acı bir tebessümdü bu, az önce benim ona sunduğum tebessüme çok benziyordu. "Yalnız olmam gerekiyordu. Herkesin üstüme düşüp 'her...