Kızıl Haseki: Hürrem

Taçlı Begüm

Mahidevran ve Alexandra iyi birer arkadaş olmuşlardı ve ayrılmıyorlardı. Ama yinede statü farkı vardı bu ilişkilerini zorlaştırıyor ve Mahidevran yalnızlaşıyordu. Abisi Bitu ve iki kız kardeşi Belkıs ve Akile Çerkes Sarayındaydılar. Ablası Şahidevran ise Bahçesarayda dayısının yanındaydı. Teyzesi Ayşe Hatun ise kızı Şah Sultan ile Eski Sarayda köşelerine çekilmiş kimselerle sohbet etmiyorlardı. Valide Hafsa Sultan Mahidevrana hep mesafeliydi ayrıca onunda Harem işlerinden vakti yoktu. Füsun ve Melekcihan ile iyi anlaşsa bile nasıl olsa rakiplerdi. Mahidevran Başhaseki Sultandı ama resmen kimsesi yoktu çocukları dışında. Bu aralar Safevilerden esir olan Şah İsmailin biricik eşi Şahbige Sultan namı diğer Taçlı Begümle araları iyiydi. Şahbige Sultan o kadar zeki o kadar güzel bir kadındı ki Mahidevran resmen ona hayrandı. Şahbige Sultan Çaldıran Savaşından sonra esir düşmüştü. Altı yıldır Eski Sarayda kalıyordu. Mahidevran geldiğinden beri ona akıl hocalığı yapar ve onu yalnız bırakmazdı. Mahidevranın tek dostuydu galiba. O gün gene Mahidevranın dairesinde oturuyorlardı.
Şahbige Sultan: Mahidevran Sultan biz İslam dünyası olarak boşuna bölünüyoruz. Muaviyenin halifeliği gasp etmesi ile ve Yezidin Ehlibeyti Kerbelada katletmesi bunu sağladı ama siz Osmanoğulları Yezidi olsanızda Kerbelada yapılan olayı zulüm olarak görüyorsunuz. Birleşmeliyiz hemde Kafirler bölünüyorken Reform diye bir olay oluyormuş duydun mu rahibin biri Alamanyada kiliseye Alamanca maddeler asmış Papanın otoritesini sorguluyormuş.
Mahidevran Sultan: Papa çıldırmıştır.
Şahbige Sultan: Hemen aforoz etmiş rahibi. Fırsat bu fırsat Ümmeti Muhammediye olarak birleşmeli ve Yeni Dünyaya açılmalı kafirlerin üstüne gitmeliyiz.
Şahbige Sultan Mahidevranı her yönden etkiliyordu. Hatta Mahidevran Alevi-Bektaşi tarikatına yönelmeye başlamıştı . Çok tehlikeli sulardı hele bir adı Kızılbaşa çıksa Şehzadelerinin gözyaşına bakılmaz Safevi casusu namıyla idam edilebilirdi. İçeri Valide Hafsa Sultan girmiş,  Şahbige ve Mahidevran eğilmişlerdi.
Hafsa Sultan: Mahidevran güzel gelinim hayrolsun?
Mahidevran Sultan: Bizde Şahbige Sultan ile oturuyorduk gelin sizde şerbet söylerim içeriz.
Hafsa Sultan gelinin yanına oturmuştu. Hafsa Sultan Mahidevran ve Şahbigenin yakınlığından son derece rahatsızdı.
Hafsa Sultan: Torunlarım Mustafa ve Ahmedi görmeye gelmiştim.
Mahidevran Sultan: Mustafa ve Ahmed gelirler birazdan Mahmud da Lalasıyla eğitimde.
Hafsa Sultanın favori torunu Mustafaydı çünkü babasına en çok benzeyen Şehzade oydu Mustafaya Sultan Selime itaben Yavuzum derdi. Murad ve Ahmedi Mustafa kadar olmasa bile severdi ama veliaht şehzade Mahmudu hiç sevmezdi. Mahmud aynı annesiydi saçları sarı gözleri yeşildi. Bir şehzadenin Türklerden çok Çerkeslere benzemesi onun hiç hoşuna gitmiyordu. Zaten Hafsa Sultana göre Mahidevranın suyu kaynamıştı. Şahbige Sultanla arkadaş olması hiç hoş karşılanmazdı bu arkadaşlık bitmeli ve Süleymanın Mahidevrana olan aşkı son bulmalıydı.
Şahbige Sultan: Valide Sultanım bizde tam İslam dünyasının geleceği hakkında konuşuyorduk.
Hafsa Sultan: Size mi kaldı onu konuşmak. Sen Şahbige Hatun bir esirsin sen Mahidevran bir hasekisin böyle işleri hükümdarlara ve Valide sultanlara bırakın. Şahbige bir gün ülkene dönersen Şahbanu olarak akıl yorarsın ve sen Mahidevran Mustafam tahta çıktığında Valide Sultan olarak ona danışmanlık yaparsın. Şimdi bu güzel kafalarınızı bunlarla yormayın.
Hafsa Sultan çok sinirlenmişti ve hışımla daireden çıktı. Mahidevran ağlamaklı oldu. Şahbige Sultan esir lafına alınmıştı ama genç arkadaşını sakinleştirmekle uğraştı.
Mükrime Hatun ve kuzeni Gülfem Hatun bahçede dolaşıyorlardı. Mükrime Hatun Kahverengi saçlarını örmüş ve sağına almıştı. Kastrioti ailesinin rengi kırmızı bir kaftan vardı üstünde. Parmakları boştu ama boynunda Şehzade Murad doğduğunda Sultan Süleymanın ona hediye ettiği elmas kolye vardı. Yeşil gözleri herzamanki gibi nefret doluydu. Gülfem Hatun ise beyaz bir elbise giymiş ve Sultan Beyazid ile nikahında takılan gözleri ile uyumlu zümrüt gerdanlığı takmıştı. Hafsa Sultanla aşırı benziyordu Gülfem Hatun onun gibi kumral saçlı ve yeşil gözlüydü, yüz hatları ise birebirdi. Gülfem Hatun Sultan Beyazid Hanın son eşi olmasından kaynaklı sarayda Sultan Süleymandan sadece iki yaş büyük olmasına rağmen Büyük Valide olarak anılıyor ve hürmet görüyordu.
Karşılarına kızı Fatma Nur Sultan ile Füsun Hatun çıkmıştı. Kızıda onun gibi sarı saçlı ela gözlüydü.
Mükrime Hatun: Bak Gülfem şu Çerkeslerde her yerde.
Gülfem Hatun: Mahidevran Sultana olan öfkeni Füsundan çıkarma.
Mükrime Hatun: Sultan deme o kızılbaşa.
Gülfem Hatun: Deme öyle!
Mükrime Hatun: Doğru ama sabah akşam Şahın artığı ile beraber.
Gülfem Hatun: Çok ağır konuşuyorsun yapma böyle. Mahidevran Başhaseki Sultan üç şehzade annesi ona hürmet etmemiz şart. Şahbige Sultan ise düşmanın karısı ama gayet değerli biri Yavuz Sultan Selim Han bile kendisine el üstünde tutuğuna göre bize birşey demek düşmez.
Mükrime Hatun: Sana diyorum zaten sadece. Muradımı korumak dışında gayem yok Gülfem.
Gülfem Hatun: Metanetini koru Mükrime. Valide Hafsa Sultanımız sizi destekler en çok sizi sever.
Mükrime Hatun: Torunlarından en çok Mustafayı sever bilirsin.
Gülfem Hatun: Endişelenme Mükrime gelecek ne gösterir bilemeyiz hem unutma Sultan Selim Hanında önünde birsürü abisi vardı ama o tahta çıktı.
Mükrime aslında özünde iyi biriydi birsürü evladını yitirmişti tek korkusu Murada birşey olmasıydı. Bu yüzden bu kadar acımasızdı dışarı karşı. Gülfemde bunu biliyor Mükrimeye birşey diyemiyordu.
Gülfem Hatun: Sana ne diyim ben. Şah ve Mahidevran Sultanların yanında gezen kızıl saçlı bir cariye varya Alexandra.
Mükrime Hatun: Evet hatırladım ne olmuş ona?
Gülfem Hatun: Aman dikkat et derim ona
Mükrime Hatun: Allah aşkına Gülfem kuruntu yapma bir Rus cariye ne yapabilir hem çirkin birşey.
Gülfem Hatun: Sen onun öyle durduğuna bakma hayatımda öyle zeki bir hatun görmedim Valide Sultanımızdan bile zeki üstelik ne cilveli görsen.
Mükrime Gülfemin uyarısını ciddiye almamıştı hatta gün boyunca dalga geçmişti.

Not: Taçlı Begümün esir düşmediğine inanlardanım ama okuduğum bazı kaynaklarda Mahidevran Sultanın Alevi-Bektaşi tasavvufuna yakın bir isim olduğu yazar. Ayrıca bazı Alevi köylerinde Mahidevran Sultan ve Şehzade Mustafanın Alevi olduğunu yeniçerilerin bu yüzden onları o kadar sevdiği inancı vardır. Ayrıca çevremden ve araştırmalarımdan Çerkesler Sunni olsalar bile inançları Alevilere yakındır. Bu yüzden böyle bir ihtimal olduğunu düşünüyorum.