12

60 5 6
                                    

Jihyo'yu görmem ile ona doğru koştum ve sarıldım. Daha sonra beraber yürümeye başladık.

Aramızda hiç bozulmayan bir sessizlik vardı ta ki Jihyo konuşana kadar.

"Sahilleri sevme nedenin var mı?"

"Bilmem çok güzel huzur veriyor insana"

Anladım dercesine kafasını sallamıştı.

"Şuradan markete girelim."

Jihyo'nun dediği cümle üzerine yol üstünde ki markete girmiştik. Ben, birkaç abur cubur alırken Jihyo içecek bölümündeydi. Aldıklarım ile yanına doğru ilerlemeye başlamıştım.
Yanına geldiğimde elinde bira şişesi ve meyve suyu görmüştüm.

Kaşlarımı çattım ve

"Bu meyve suyu ne için?"

"Senin için."

Kaşlarım daha da çatılmıştı. Jihyo benim bu halime gülerken ben ise içimden küfürler saydırıyordum.
Ne yani bebek gibi meyve suyu mu içecektim?
Zaten hiç alkol kullanmamıştım ama denemek istiyordum.

__

Sahile geldiğimizde denize fazla yakın olmayan bir yere oturmuştuk.
Sohbet etmek istiyordum ama aklıma hiç birşey gelmiyordu. Ah, evet şimdi buldum neden benim bira içemediğimi tartışabilirdik.

"Ben neden içmiyorum?"

"Yaşın tutmuyor."

"Sen çok mu büyüksün sanki?"

"Alkol alabilecek kadar büyüğüm."

Dediklerinden sonra ofladım. Hemen de susturmuştu beni. Bakışlarımı gökyüzüne çevirdim.
Çok iddialı konuşmuştum ama alt tarafı 1 yaş büyüktü sonuçta.

Bana yakınlaştığını hissettiğimde tekrar yüzüne doğru dönmüştüm. Daha da dibime girmişti şimdi burada gideceğim tahtalı köye.

"Senden büyük olduğum kesindi ama değil mi?"

Sıcak nefesi yüzüme çarpıyordu.

Jihyo, bana açtığı meyve suyunu uzatmıştı küçük bir teşekkür ettikten sonra meyve suyumdan bir yudum almıştım.

İkimiz de karanlıktan parlayan güzel yıldızları ve huzur verici sesi ile dalgalanan denizi izliyorduk.
Hava soğumaya başladığı için çantamda ki sweat ve küçük battaniyeyi çıkartmıştım.
Jihyo'ya sweati usulca uzattığımda gözlerimiz buluştuğu için gözlerimi kırpıştırmıştım.

"Sen beni mi düşündün?"

Utanmaya başlamıştım bile. Ne diyecektim daha yüzüne bile bakamıyordum.
Jihyo, ona bakmamı sağladığın da benden bir cevap beklermişcesine yüzüme bakıyordu.
Sakin bir ses tonu ile evet demiştim ama sesim bir o kadar kısık çıkmıştı.

Sahil de kimse olmadığı için Jihyo rahatlıkla üstünü değiştirebilirdi.
Arkamı dönüştüm sonuçta rahatsız olabilir ve olmasını istemezdim.

"Arkanı dönmene gerek yok."

Bu cümlesine karşı bir ses vermedim ve arkam dönük bir şekilde beklemeye başladım.
Giyindikten sonra tekrar ona döndüm ve sırtımıza battaniye yi attım.
Jihyo'ya, baktığım da birasından yudumluyord
Ben de onu izlerken çilekli lolipop açmış yiyordum.

"Denemek ister misin?"

"Neyi?"

Eliyle birayı işaret etmişti tabii ki de istiyordum.

"Evet! Hemde çok."

"Ama çok az tamam mı?"

Kafamı tamam dercesine sallamıştım. Elimde ki lolipopu tutması için Jihyo'ya vermiştim.
Şimdi ise denemek için can atıyordum.
Küçük bir yudum aldığımda ağzıma gelen iğrenç tad ile öksürmeye başlamıştım.

| Lolipop | SaHyoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin