Otele döndükten sonra yemekler yenmiş ve herkes kendi hâlinde takılmaya başlamıştı. Taehyun da yemeğini bitirir bitirmez odasına çıkmıştı, yorgun hissediyordu. Ancak yorgun olmasına rağmen uyuyamamıştı. Sadece yatağında dönüp durmuştu çünkü aklındaki düşünceler uyumasına izin vermiyordu.
Kafası karışıktı, aklında hem şiirler hem de bugün yanına bırakılan papatyalar vardı. Bu kadar düşünceyle uyuyamazdı zaten. Üstelik Soobin'e olanları anlatmıştı ama ondan pek mantıklı bir şey çıkmamıştı. Arkadaşının da şu sıralar mantıklı düşündüğü söylenemezdi.
Aynı paragrafı beşinci kere bitirdikten sonra dikkatini veremediğini kabullenip kitabına ara verdi Taehyun. Uzandığı yatakta yan döndüğü sırada yeşil gözleri, komodinin üstündeki papatya demetine gitti. Ufacık bir tebessüm oluşuverdi yüzünde. Yatağında doğrulduktan sonra parmakları papatyaları bulduğunda iç çekti istemsizce. Çiçekleri kimin bıraktığını merak ediyordu. Pek anlam veremese de yanına bırakılan bu demeti gördüğü sırada sevindiğini inkar edemezdi. Aslında bu kişinin kim olduğuna dair bir tahmini vardı, kendisine şiir bırakan kişiyle aynı olduğunu düşünüyordu ancak henüz şiir almamıştı. Bu yüzden emin olamıyordu.
Kafasındaki düşünceleri susturmak için papatyaları, okuduğu kitabın arasına koydu ve telefonunu eline aldı Taehyun. Bildirimlerini kontrol ederken elinde bir zarfla, oda arkadaşı Sunghoon yanına geldi.
"Taehyun, bu sanaymış." diyerek elindeki zarfı uzattı yakışıklı genç. Taehyun gözleri şaşkınlıkla açılırken yatağında dikleşti. Zarfın içindeki şeyi az çok tahmin ediyordu ve nedenini tam bilemese de heyecanlanmıştı.
"Nereden buldun bunu?"
"Kapının ağzında. Sanırım birisi kapının altından odaya atmış. Dışarı baktım ama kimse yoktu." diye açıkladı Sunghoon. O da zarfın içinde ne olduğunu merak etmişti.
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil. Özel değilse bir şey sorabilir miyim?" aldığı onayla sözlerine devam etti Sunghoon:
"Sen sanırım zarfta ne olduğunu biliyorsun. Yanlış mıyım?"
"Tahmin ediyorum diyelim."
"Aç ve öğren o zaman." deyip gülümsedi Sunghoon. Taehyun da, onun dediğini yapıp üzerine "Taehyun'a" yazılmış zarfı açtı. Gördüğü tanıdık el yazısı gülümsemesine sebep oldu farkına varmadan.
O buradaydı.
"Ellerimde papatyalar, sana geliyorum.
Uzaktan görüyorum bedenini.
Sana gelmek için cesaretimi topluyorum.
Rüzgar usulca okşuyor tenini.Tenine değen rüzgarı bile kıskanıyorum.
Yeşil gözlerin görmüyor beni.
Artık buna üzülmüyorum.
Sen sadece izliyorsun denizi.İstemsizce sana kapılıyorum.
Sen, o kadar dalgınsın ki...
Yavaşça yanına geliyorum.
Yine de fark etmiyorsun ellerimi.Sessizce papatyaları yanına bırakıyorum.
Öyle bir heyecanlanıyorum ki
Hemen yanından uzaklaşıyorum.
Yanında duramıyorum, her zamanki gibi.Denizin önünde duran bedenini izliyorum.
Birden papatyalara çeviriyorsun gözlerini.
Kalbim yerinden çıkacak sanıyorum
Görmemle, papatyalara uzanan ellerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
starry eyes, taegyu
FanficUzun zamandır platoniği olduğu çocuğun kendisini fark etmesini isteyen Beomgyu, yazdığı şiirleri onun sırasına bırakmaya başlar.