Arabayı olabildiğince hızlı sürüyor ve sürekli dikiz aynalarını kontrol ediyordum. Arkamda 3 araba beni takip ediyordu. Trafiğin yoğun olmaması benim için büyük bir şanstı.
Yarım saat süren bir kovalamacanın ardından sanırım izimi kaybettirebilmiştim. Yada kendimi avutuyordum. Şehirden ayrılmış bir orman patikasına sapmış süratle ilerliyordum. İzimi kaybettirdiğimi düşünüp kendimi sakinleştirmeye çalışırken dikiz aynama yansıyan ışığı görünce panik tekrar başlamıştı.
Aramız baya açılmıştı sanırım kurtulabilecektim. Önüme aniden bir ceylan fırladı ve istemsizce direksiyonu kırdım. Son hatırladığım şey ise arabadan birinin beni çıkartmasıydı...
Gözümü tekrar açmaya çalıştığımda beceremedim. Tekrar tekrar deniyordum ama yapamıyordum derken bi tıkırtı sesi duydum. Etrafımdan boğuk konuşma sesleri geliyordu. Birisi sanki yüzüme vuruyor ve uyan hadi diyordu.
Başımdan aşağı bir kova soğuk su döküldükten sonra sonunda kendime gelebilmiştim ama burası neresiydi. Etrafıma baktım ve birkaç maskeli adam gördüm. Belli ki silahlıydılar. Ellerimdeki soğuk kelepçeleri hissettim. Bileklerimi acıtırcasına sıkı kelepçeler...
Önümde bir adam vardı muhtemelen benden sadece birkaç yaş büyüktü. Bana incelercesine dikkatli bir şekilde bakıyordu. Ağzını açtı bir şey demek için ve alay edercesine "Bu çocuk mu babamızı öldürdü cidden? İnanabiliyormusunuz buna?" elini kafama koydu ve sert bir şekilde saçlarımdan tutarak yüzüme yaklaştı. "Koskoca Emilio Castelli yi cidden sen mi öldürdün çocuk!?"
Bu yaptığı sinirimi bozmaya başlamıştı. Önümde duran adamın gözlerinin içine baktım "Beni küçümseme sakın! Babanı bu kadar seviyorsan sizi kavuşturabilirim!" bunu dememle saçlarımı bırakıp bana vurması bir oldu. Onun vuruşuyla birlikte kendimi yerde buldum. İşler ne zaman ters gitmeye başladı da ben kendimi burda buldum?
(2 gün önce)
*kapı sesi*
"Geliyorum çalma artık şu kapıyı". Kapıyı açtım. Gelen kişi patronun sağ kolu olan Armandoydu. Duşta olduğum için anca gelip kapıyı açmıştım bu yüzden de sinirli gözüküyordu.
"Aramalarıma neden cevap vermedin? Dünden beridir sana ulaşmaya çalışıyorum. Bizi görmezden mi gelmeye başladın Kelvin?"
Her seferinde saçma sapan şeylerden dolayı beni rahatsız ediyordu ama bu gün daha ciddi bir ifadesi vardı. "Geçen seferden sonra saçma sapan şeyler yüzünden arama diye engellemiştim. Ciddi birşey olsa iyi olur. Senin yüzünden düzgün duş alamadım."
"Derdini bana değil patrona anlatırsın. Şu üstüne de birşeyler giy. Ben senin sevgilinmiyim de önümde bornozla geziyorsun?!"
"Kusura bakmayın beyefendi bende halimden memnun değilim çünki birisi sabahın köründe ben duştayken kapıya dayandı. Bende meciburen bu şekilde karşıladım. Memnun değilsen bir dahakine daha düzgün bir zamanda gelirsin olur biter!"
"Herneyse git üstüne düzgün birşey diy de gel. Patron bekliyor. Senin için önemli bir görevi varmış. Umarım geçen seferki gibi eline yüzüne bulaştırmazsın bu görevi de."
(1 saat sonra)
Son görevde başarısız olduğum için 2 aydır patron bir iş vermiyordu. Patronun ofisine girdik. Telefonda tartışıyordu. Patron sinirliyken kimse ona birşey sormaya cesaret edemiyordu. Konuşmasını bitirmesini bekledik. Yarım saat bekleyişin ardından sonunda konuşmasını bitirebilmişti. Kendisine çekmecesinden çıkardığı viskiden bardağına doldururken sordu "Nerdesin sen Kelvin? Canına mı susadın arattığımda sana neden ulaşamıyorum?" ses tonu yükseldi. "Her seferinde kapına adam mı yollamam gerekiyor!"
Başımı öne eğerek cevap verdim. "Özür dilerim efendim aynı şeyin tekrar olmayacağına söz veriyorum" Bunu dedikten sonra da ekledim. "Ciddi bir sorun mu var?"
Bana bir dosya verdi. Dosyayı aldım ve inceledim. Sonra patron konuşmaya başladı. "Resimdeki adamı görüyorsun. Kendisi Emilio Castelli. Benim sayemde şirketini büyüttü. Kısa bir zamana kadar ortaktık ama yakın bir zamanda bana ihanet ettiğini öğrendim. Onu temiz bir şekilde ortadan kaldıracaksın. Eğer beceremem diyorsan"
Patronun lafını böldüm. "Hallolmuş bilin efendim. Geçen seferki gibi bir hata ile karşılaşmayacaksınız" "Güzel. Git ve onu öldür. Sonra da bir süre etrafta dolaşma. Eğer polislere yakalanırsan unutma. Bizim hakkımızda hiçbirşey bilmiyorsun." Kafamı okeylercesine salladım.