Kaderi Değiştiren Seçim -5

32 7 3
                                    

Kendisini daha önce hiç tahmin edemeyeceği bir durumun içinde bulmuştu. Azazel'in  anlattıkları ve yaşadıkları, onun hayatının temelini sarsan ve geleceği hakkında büyük bir belirsizlik taşıyan sözlerdi.

Azazel'in sırlarla dolu intikamına adım atmaya ve korkunç planlarına ortak olmaya karar verirse, belki de çok güçlenecekti. Ancak bununla birlikte, bu seçim büyük bir risk taşıyordu.

Şimdiye kadar küçük yaşlardan beri, içinde yanan karanlık bir arzuyla hareket etmişti. Kitapların arasında geçirdiği saatler, onu sadece meşgul etmiyordu. Kendi benliğinden de alı koyuyordu. 

Onun gizli benliğinde en çok hoşuna giden şeylerden biri, insanları kandırmak ve manipüle etmekti. Masum ve iyi insanların saflığı, onun için sadece kullanılabilecek birer zayıflıktı.

O, dünya üzerinde en başından beri, kaos ve acı vermekten zevk alıyordu. İnsanların acıları, çaresizlikleri  sadece bir çeşit eğlence kaynağıydı. 

Bu hayatta tek iyi denebilecek özelliği, kitaplara olan bağımlılığıydı. Tüm karanlık dürtülerini bastırmak için sanki tanrı tarafından konulmuş bir zayıflıktı bu...

Ancak, kardeşini öldürdükten sonra, onun gerçek benliğine bir pencere açılmıştı. Kitaplar, bir şeyi ondan sınırlandırdığını o zaman öğrendi. O gün onun için dönüm noktası olmuştu.

Kitaplar onu hapsetmişti ve bunu en acı şekilde anlamıştı. Ailesini öldürdüğünde değil! Kardeşinin acı dolu feryatlarını duyduğunda, tüm gerçek benliğinin ardından gizlenen bir gerçek aydınlanmıştı.

Bundan sonra öğrendiği bir şey daha olmuştu: Amacını yitirmişlik ve içi boş bir yaşam.

hayatı boyunca ne için yaşadığını sorguladı. Sadece öldürmenin veya sadece hayatını bilgiye adamanın ne anlamı vardı ki? İnsan sonunda ölecekti.

Varoluşsal bir kriz eşiğinde, varlık amacını bulamayınca, o an ölmenin ve yaşamını bitirmenin en doğru yol olduğunu düşünmüştü.

Belki de, tanrının ona yeni bir anlam taşıdığı yolu göstermek için daha fazla zamana ihtiyacı vardı ama nafile.

Şimdi karşısında duran varlık, tanrıdan önce davrandı. Cassius'a bir amaç vermişti. Daha doğrusu onun içindeki gizli benliğene vermişti. sımsıkı sarılacağı ve içinde güçlenme arzusunu dindireceği, bir yoldu. Buradan sonra, bu yolun yanlış veya doğru olmasının önemi artık pek yoktu.

Aklından geçen şey buydu. Artık Azazel'e karşı korkmuyordu. Tam anlamıyla içindeki canavarı bir kez uyandırmıştı ve korkmaktan çok, tam tersine ona minnatarlık duydu.

O artık güç ve arzularının kölesi olmayı seçmişti. Zihninin en derinlerinde uyuyan benliğini uyandırmıştı.

Cassius, hürmet dolu şekilde ellerini göğsüne götürdü. 

"Azazel sana yemin olsun. Bana verdiğin bu şansla, amacımıza ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacağım!"

"İddialı bir söz, ancak beğendim. Sonuçta benim varlığım her şeyi mümkün kılacak! Ayrıca unutma, bugün; tanrıya varlığımızı duyurduğumuz ve başlayan bir savaşın işaret ettiği büyük bir gün. Tanrı, seni durdurmak için her şeyi deneyecek. Karralarını dikkatlice vermek zorundasın..."

Cassius, Azazel'in sözleriyle adeta bütünleştiği hissine kapıldı. Onun yanında dururken, içindeki bir alev coşkusuyla yükseliyordu ve kendini hiç olmadığı kadar heyecanlı ve enerjik hissediyordu.

Artık geri dönüşü olmayan bir yola adım atmıştı, bu yolda hiç bir duygu kırıntısını düşünmeden ilerlemeye kararlıydı. "Gerçekten çok heyecanlandım..." diye mırıldandı.

Bu sözleri dile getirirken, içinde büyük bir hırs oluşuyordu. "Tanrının boyundurluğunu ve onun kibirli egemenliğini yok etmek ha? Bu hayatımda duyduğum en çılgın şey!"

Azazel gülümsedi ve onaylayıcı bir şekilde başını salladı. "Öyle zaten, ama merak etme Savaşın kızıl denizinde yüzüp, Tanrının tahtını yerle bir edeceğiz. Sana vereceğim güç ve bilgiyle, alemler bile titreyecek emin ol!"

Yalnızlığında şimdi ilk defa, yanında bir sırdaş ve güçlü bir müttefik görüyordu Cassius. İkisi güçlerini birleştirerek, intikam ateşini yakan kudretli bir güce dönüşecekti. Gelecek belirsiz olsa da, hedefleri kesindi. Tanrıya bir isyan başlatacaklardı.

Onları bekleyen zorlu ve tehlikeli yolculuk, her adımda daha da güçlenmelerine,gerçek benliklerini uyandırmalarına vesile olacaktı.

"O halde beni iyi dinle," dedi Azazel, bir adım yaklaşarak, "senden ilk isteğim; Tanrıya hayranlık duyup, hizmet eden bu köyü yerle bir etmen! Bunu çıplak ellerinle yapman zor olacaktır, biliyorum. Bu yüzden, sen buraya gelmeden önce kitaptan okuduğun yeteneğin nasıl kullanacağını hatırlıyor musun?"

"Geçmiş hayatımdaki anılarım oldukça bulanık. Hatırlamıyorum."

"A-anlıyorum..." Azazel, nazikçe parmağını Cassius'un alnına yerleştirdi. Bir tür aydınlanma anıyla birlikte geldi. Bedeni ve ruhu sanki geri çekiliyor gibiydi, ancak buna karşılık zihnine aniden yeni bilgiler akın etti...


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 26, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık Yolun EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin