Meslek Tanıtım Günü

459 32 11
                                    

Keyifli okumalar

"Baba." Aden'in bir saat sonra konuşması ile ben de dahil herkesin bakışlaır onu buldu.

"Efendim babacığım."

"Öğretmenimiz anne-babaları çağırdı." Anlaşılan kreşe gidiyordu.

"Neden güzelim?"

"Meslek tanıtacakmışsınız."

"Ne zaman?"

"Diğer hafta Cuma." Barın sıkıntılı bir nefes alıp arkadaşlarına baktı.

"Ben burada olamayacağım bebeğim." Aden'in minik burnu kızarıp dudakları titremeye başladı gözleri de ona eşlik eder gibi dolduğunda içim burkuldu.

"Yine mi gideceksin?"

"Babacığım-"

"Ama daha geçen gün gittin." Gözyaşları yanaklarını ıslatmaya başladığında kalbim sıkışmış gibi hissettim. Bu küçük meleğin ağlaması canımı yakmıştı.

"Ama güzelim konuştuk biz bunu." Ellerinin tersi ile gözlerini sildi.

"Sizde mi gidiyorsunuz? Ben yalnız mı gideceğim?" Bu sefer bakışları tim üyelerinin üzerinde gezindi. Herkesin sessiz kalması ona cevabını vermiş olacak ki sildiği gözleri tekrar doldu.

Telefonu çıkarıp Duru'nun mesaj sayfasına girdim.

Siz: Annesi gidemez mi Duru.

Mesaj sesi ile telefonunu açtı başını kaldırıp bana baktıktan sonra tekrar telefona döndü.

Duru: O konu biraz karışık. Sonra anlatırım.

Başımı kaldırdığında bana baktığını görüp gözlerimi kırparak sessiz bir onay verdim.

Aklımda ki şeyi yapmak ile yapmamak arasında kalsam da hâlâ dudakları titreyen küçük kızı gördüğümde sorgulamaktan anında vazgeçtim.

"Barın. Bir konuşabilir miyiz?" Şaşkın bakışları bana dönerken başını sallayarak onayladı. Kızını kucağından indirip koltuğa bıraktı,saçlarına narin bir öpücük bırakıp doğruldu.

Bakışlarımı etrafımda gezdirdiğimde bana bakan Utku Abim ile göz göze geldim. Yapmak istediğimi anlamıştı yüksek ihtimalle. Küçük bir tebessüm ile sol gözünü kırparak bana doğru şeyi yaptığımı söyleyip cesaretlendirdi.

Bende ona gülümseyip beni bekleyen Barın ile birlikte mutfağa girdim. Sesimizin gitmemesi için tezgahın önünde durup kalçamı tezgaha yasladım.

O da önümde durup kollarını göğsünde bağlayarak beni dinlediğini belli eden bir ifade ile bekledi.

"Ben diyorum ki. Eğer Aden'de isterse ben mi gitsem?" İfadesiz yüzüne ters şekilde gözlerinden geçen parıltı bu teklifi sunduğum için mutlu olduğunu belirtirken sözleri tam tersini iddia etti.

"Düşüncen için teşekkür ederim ama senin de yapman gereken işler var o yüzden kabul edemem."

"Hayır ben müsaitim sadece bir görüşmem var ama onu da ileri bir saatte erteleyebilirim."

"Rüya öyle ol-." Cümlesini bitirmesine izin vermeden devam ettim.

"Bir kaç saat ertelemekten bir şey olmaz Barın Aden daha önemli." Sonradan aklıma bu kadar üstelemesinin başka bir nedeni olabileceği gelince moralim bozulsa da ifademi düz tutmaya devam ettim.

"Tabi sen benim gitmemi istemezsen."

"Hayır! Alakası yok ben işinden olma diye dedim ama madem istiyorsun o zaman çok memnun olurum." Moralim anında düzelirken bedenime minik meleği temsil edecek olmanın verdiği bir heyecan yüklendi.

İncir Ağacı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin