Caelan dişlerini gıcırdatarak öteye baktı ve ardından dönüp kumsalda yan yana oturmuş gösteri izleyecek gibi hazırlanmış olan Moirein tayfasına ve kurbanlık edasıyla dikilenlen kendininkilere... Caelan kararlıydı. Geçecekti. Sonrasını tanrı bilirdi. Üstelikgeçerse şayet bir gemi ile dönebilirdi. "Leif, Frigg kontrol edin...
" Nasıl bitecek bu kontrol... " Frigg iç geçirdi.
Ettik kaptan herşey hazır Leif göz ucuyla şöyle bir dört köşe sala baktı.
"Tutamaçlar takıldı mı"
"Kopmak üzere " Frigg gözlerini kırpıştırdı.
Moire dudaklarını birbirine bastırıp Friggin gerçekçiliğine gülümsedi. Öte yandan bu kadar imkansızlıkla akıllıca örülmüş ve sağlam görünen sala iç geçirerek bakıp adamların gömlekleri ile yaptığı yelkene dilini şaklattı.
"Fırtınaya dikkat... " Simon gökyüzüne baktı.
"Yok bu iyice kafayı yedi" Leif bulutsuz havaya başını kaldırarak bakıp Caelana döndü. "Tamamdır kaptan... "
"Güzel... Kürekler? "
"Burada... " Skye gidip kürekleri adamların önüne koydu. "Lord McLeod ondan oymasını istemiş o da yapmıştı. " Hatıra kalsın... " Dedi adamlar gerçekten geçmeyi başarırlarsa onlara ne olacaktı bilmiyordu.
"İndir! " Caelan ayağıyla salı ittirdi. Kaptan yanıma gelip elini gözüne siper ederek ileri baktığındaysa dönüp ona baktı. "Yer yok kaptan... "
"Gideceksin yani... " Simon dudak büktü.
"Bükme o ağzını" Caelan kaş çattı. Moire bu haliyle ona gerçekten benziyordu. Adam umursamazca omuz silktiğinde yanaklarındaki havayı üfleyerek baktı ona. "Gidip yardım getireceğim! "
"Hı hı... " Simon kafa salladı. "Sana kim yardım edecek Caelan! "
"Ben başımın çaresine bakarım... "
"Son gördüğümde yarı cüssen kadar bir kız gemini batırıyordu çocuk! "
"O normal bir kadın değil"
"Benim kızım... " Simon kaşlarını kaldırdı.
"Bende senin-" Caelan susup sala döndü.
"Sende benim oğlumsun" Simon kafa salladı.
Genç adam bir süre kaptanın gözlerine bakması ardından suya indirilen sala kaş çatarak baktı ardından kendince kafa sallayıp Moire e doğru yöneldi.
Moire Caelanın kendisine gelmesiyle nefesini tutup sağa sola bakındı. Adam burnunun dibine dek girip parmağını göğüs tahtasına vurarak sıktığı dişleri arasından konuşurken Moire şu dakika bir yapancıya bakıyormuş gibiydi.
"İyi izle McLeod... Karşıya geçmek için lazım olacak! Kaptanı, buradakileri almaya geldiğimde..."
"Öyleyse bana değil, Skye a söyle... Ya da Silas, Rory..." Moire gözlerini kısarak adamın parmağını ittirip bakışlarını sudan yana çevirdi.
Caelan kaşlarını kaldırıp indirerek sala geri dönüp üzerine çıktı ve diğerlerinin de binmesini bekledi. "Küreklere asıl! "
"Görende bir bodur ağaç boyu tahta üzerinde değilde gemide zanneder" Skye kafa salladı.
"Suyun üzerinde duran herşey kaptanın gemisidir Skye" Silas Simonun yanına gidip çenesini ovaladı. "Ne diyorsun kaptan? "
"Güneş dumanlı doğdu... Şimdi ortalığı yakıyor... Bu öfkesi gece patlayacak derim. Ötelerde deniz gri görünüyor..." Simon parmağını yalayıp havaya tuttu. Rüzgar da halinden memnun değil... "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM
Tarihi Kurgu.Moire Mcleod, o gün en güzel günaydın ile gözlerini açtı ki gün onun için babasının gülen gözlerini görerek başlardı, en güzel yemekten yedi ki onu lezzetli yapan babasının elleriydi, en güzel şarkıları dinledi ki herkesin karga diye tabir ettiği o...