Min-Cha;
Güneşin doğuşuyla gözümü açtığımda saat 7'ydi. Hâlâ uyuyorlardı. Üstüme siyah bir pantolon, beyaz bir kısa kollu giyip kollarıma kırmızı bir ceket giydim ve küçük bir kağıda not yazıp Chan'ın kapısına astım.
(bu şekilde düşünebilirsiniz.)
Chan;
Gözümü açtığım gibi elime telefonu aldım saat 7.32. -Kahvaltı hazırlamak için geç kaldım.- Mutfağa gidecekken kapıda ki kağıdı farkettim.
"Chan oppa! Koşuya çıkıyorum 8 gibi dönerim..."
Bu hareketi çok hoşuma gitmişti. Dudağımdaki hafif gülümsemeyle mutfağa gidip bir şeyler hazırladıktan sonra çocukları uyandırdım bu sırada Min geldi.
Min-cha "Geldim!"
Chan "Hoşgeldin, sofra hazır."
Min-cha "İşlerimi halledip hemen geliyorum."
Min-cha;
Odaya gidip hemen duş aldım. Üstümü giyinip aşağıya indim.
(Kıyafeti olarak düşünebilirsiniz.)
Hep birlikte sofraya oturduk.
Chan "Aceleyle hazırladım lezzeti için kusura bakmayın..."
Min-cha " Eğer kusur lezzetin mükemmelliği ise kusura bakma kuruna bakacağım."
Hepsi birden gülmeye başladı.
Chan "Tamam, tamam afiyet olsun."
Sırıtmaya devam etti. Bende tabağımdakine gömülmeye devam ettim.
"Eline sağlık oppa!" dedim ağzımdaki son lokmayı çiğnerken.
Arkamdan jeongin'de yemek için teşekkür etti. Herkes yemeğini bitirip içeriye döndü ve sofra gözlerinden yorgunluk akan Chan'a kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
9 NUMARA -SKZ-
Fanfic"Ağaç kurumuş muydu? Kelebek ölmüş müydü? İnsanlar artık zamanın kıymetini biliyor muydu? Anne yavrusunu daha kucağına bile alamadan kaybetmiş miydi? Artık deniz kurumuş gökyüzü de kararmış mıydı? "