Üstündeki ağırlık ve burnuma gelen yoğun kokuyla gözlerimi açtım. Ne zaman uyuyakaldığımı bilmiyordum. Kafasını göğsüme yaslamış soluklanan kadına baktım. "Hey, ne yaptığını sanıyorsun?" Eli yavaşça erkekliğimi okşamıştı. "Lütfen Bible~" Hızla onu ittirdim. Kızgınlıktaydı. Hızla ayağa kalkıp kapıya ilerledim.
Koku yüzünden aklım bulanıklaşıyordu. Kapıyı açmaya çalıştım. Kilitliydi. "Carmen anahtar nerede?!" Kendimi kaybedecek gibi hissediyordum. Ayağa kalkıp bana yaklaştı. "Bilmiyorum ben kilitlemedim" Elini saçlarıma atıp çekiştirmiş ve boynuma dudaklarını bastırmıştı. Onu istemsizce, hızlı bir şekilde ittirdim. Duvara çarpıp yere düşmüştü. "Ah üzgünüm" Yerde duran kadını kucağıma alıp yatağa yatırdım.
"Baskılayıcılarını al"
Balkona çıkıp derin nefesler almaya başladım. Sinirliydim ama sinirim Carmen'e değil babamaydı. Bu onun işi olmalıydı. Carmen hiçbir zaman böyle davranmazdı. Kapıdan gelen kilit çevrilme sesiyle hızla oraya ilerledim.
Kapıyı açtığımda babam biraz uzaklaşmıştı. Başka alfaların dikkatini çekmemesi için kapıyı kapattım. Babamın yanındaki beta hizmetçiye baktım. "Ona ilaç götür ve dinlenmesine izin ver" Kadın hızla yanımızdan ayrılmıştı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun baba?!" Bağırdığım için kaşlarını çatmıştı. "İlk olarak bana bağırma Wichapas. Sizin hiçbir şey yapmaya niyetiniz yoktu. Bende ortamı ayarlayayım dedim"
"Bir kez olsun beni düşün. İstemiyorum lafının neyini anlamıyorsun? Resmen o kızı kullanıyorsun. Biz birbirimizi üzmekten başka hiçbir şey yapamayız çünkü birbirimizi sevmiyoruz"
Kollarını kavuşturdu. "Sevdiğin biri vardı da ben mi reddettim? Yakında tahta çıkacaksın, bir kraliçeye ihtiyacın var. Küçüklükten beri arkadaşsınız ve güzel anlaşıyorsunuz. Ki bence kız seni seviyor. Bir kadın getir söz veriyorum reddetmeyeceğim. Ama ortada biri bile yokken hala reddetme nedenini anlamıyorum"
Derin derin nefesler aldım. "Sen beni asla anlamayacaksın" Hızlı adımlarla merdivenlere ilerledim. "Bible geri dön konuşmamız bitmedi" Onu umursamadan merdivenlerden inip çıkış kapısına doğru koşar adımlarla yürüdüm. Hizmetçi bana bir palto vermişti. Kapının önündeki korumalar da hızla kapıyı açmıştı.
Paltoyu düzgünce giyip modern arabama bindim. "Benimle daha fazla inatlaşmayacaktın baba" Gaza hızla basıp arabanın üstünü açtım. İçeri dolan rüzgarla huzurla gülümsemiştim. Telefonumu çıkardım. Sağ kolumu arayıp hoparlörü açtım.
"Evet efendim?"
"Luke bana hemen şimdi erkek bir melek bul"
"Ne?!"
"Söylediklerimi tekrarlamayı sevmem biliyorsun"
"Biliyorum üzgünüm efendim. Ama siz meleklerden nefret ediyorsunuz?"
Bir sigara yakıp dudaklarımın arasına koydum. "Şu an öyle gerekiyor. Omega olmasını istiyorum. Mümkünse bakire olmasın" Luke birkaç saniye sessiz kalmıştı.
"Size bir otel ayarlamamı ister misiniz?"
"Hayır bana bulduğun zaman haber verirsin yanına geleceğim. Şu an biraz kafa dağıtmak istiyorum"
Telefonu kapattım. Gaza biraz daha basıp şarkı açtım. "Üzgünüm baba, beni buna sen zorladın"
***
Build'in gözünden
Kucağımdaki kediyi okşadım. "Bundan emin misin Build?" Gülümsedim. "Bence güzel olacak" Daisy kanatlarımı siyaha boyuyordu. "Yakalanırsan ne olacak?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dès Vu
FantasyYanlış olan şeyler her zaman doğru hissettirirdi. BibleBuild Omegaverse