"Yani?"
"Yanisi şu Hermione..."
Harry elindeki şişeye bakınırken konuşmak için dudaklarını araladı."Çok Özlü İksiri hazırlıyoruz ve bunu bir köşeye saklıyoruz. Sirius bu işe razı oldu. Evinde oldukça korunaklı bölümler olduğunu söyledi. Şurada son sınıf olmamıza sadece birkaç ay kaldı. Reşit olur olmaz yapacaklarımızı sınırlayamayacaklar."
Muggle sokaklarında dolaşa dolaşa karargaha ulaşmayı hedefleyen ikili şimdilik karargaha fazla uzakta olmayan bir Cafe'delerdi. Hermione önündeki sıcak çikolatayı yudumlarken söz aldı.
"Sanki şimdi yaptıklarını sınırlayabiliyorlarmış gibi konuşuyorsun."
Harry bunun üzerine kıkırdarken önüne tekrardan sunulan kahveyi kavradı."Sınırlamış halleri bu,Herm."
Harry bakışlarını caddenin üzerine doluşmaya yemin etmiş kar tanelerine dikerken konuşmak için dudaklarını araladı."Bir sene sonra böyle bir derdimiz olmayacak. Sen,Ron ve ben. Bu iş nasıl başladıysa öyle bitecek. Ne daha fazla kayıp ne de daha fazla gözyaşını kaldıracak gücüm var."
Kıvırcık saçlı kız ona katılırken başını onaylarcasına salladı."Bu hayal etmesi zor bir hayal, Harry."
"Yine de hayal etmek için bir engel değil"
Dağınık saçlı arkadaşına gülümsüyorken farkına vardığı ile gülümsemesi daha da derinleşti."Sene başında pek zıt düşünüyorduk. Bizi çiğniyor kendi bildiklerini okuyordun. Malfoyla ve diğer öğrencilere karşı daha iyi olurken bize düşman kesiliyordun. Ama bu sabah farkettim ki sen bizden başka kimseye tam anlamıyla güvenemezsin. Buna isterlerse kuruntu de ama öyle. Senin bizden bizimde senden başka yolumuz yok. Diğer herkese belli bir stratejiyle yaklaşıyorsun ama bizimle beraberken sadece Harrysin. Ve buna ne kadar ihtiyacım olduğunu bilemezsin"
Harry bunun üzerine gülümsedi ve arkadaşının masa üzerinde bıraktığı elini avucunun içine aldı.
"Baştan aşağı haklısın. Sizden başkasına güvenemiyorum. İçimden bir ses Lunanın aptalı oynayan birini haykırıyor. Bu sadece onunla da sınırlı değil. Yüzlerine baktığım herkesin benim hakkımdaki düşüncelerini duymak onlara zaten zayıf olan güvenimi yıkmaya yetiyor. Ama Ron veya sen ikinizin yanında hiçbir zaman düşüncelerinizi okumaya yeltenmedim. Çünkü zaten dile getiriyordunuz."
Harrye karşı başını onaylarcasına sallarken masadaki elini çekip çantasına daldırdı. Harryin böyle konuşması onu duygulandırmış ve içindeki adrenalini uyandırmıştı.Harry masanın üzerine çıkarılan not defterine bakınırken kızın düzenli el yazısına odaklandı.
"Taç,madalyon,kupa,yılan,yüzük,
günlük ve sen. Yani şimdiye kadar ki tahminlerimiz o yönde. Yok edemeyeceğimiz tek şey sen ve yılandır. Yılan ona yakın hemde oldukça yakın. Bunu listeden çıkarmalıyız yani şimdilik. Ama şimdiye kadar dördünü imha etmeyi başardık. Kupa da zaman meselesi ki düşündüğün kadar zaman bu kupaya fazla gibi. Şimdi bile oraya dalabiliriz. Sonuçta hem Malfoyun yardakçılarından kalan kıllar ve şimdi de Malfoyun saçı var elimizde."Harry öne doğru uzanırken söz aldı.
"Atladığın birşey var o da Peter Pettigrew...Peterın Lestrange malikanesinde olduğunu gördüğümü geçen yaz söylemiştim sana."
"Dediğin gibi bu geçen yazdı ve şimdi Lordun zihnine tekrar giremeyeceğin için bunun doğruluğunu ispatlayamayız. Üstelik Peterı elde edince ne olacak ki? Sonuçta ona güvenemediklerini çok iyi biliyoruz. Bize bir faydası olmaz."
"Ama Siriusa olur. Ölü olmayan Pettigrew demek Sirius için özgürlük demek. Ve bunun sayesinde Lestrange kasasına girmek için kılık değiştirmeye gerek kalmaz. Tek sıkıntı Narcissa Malfoy kalıyor ama onu o gün nasıl devre dışı bırakabiliriz biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E̶x̶c̶i̶t̶a̶t̶i̶o̶
General FictionHerşey 2 ağustos gecesine kadardı. Eğer Remus ve eğitimleri olmasaydı şu an hayata olmayacak çocuk için birçok şey değişmişti o gece. Cedric'in ölümünün ardından öyle yoğun bir psikolojiye giren çocuk kimse için önemli değildi. Ona verilen bir önem...