Sınıfıma girdiğimde tıp bölümünden bir farkı vardı...Karmaşıklık. Bir grup uçak uçuruyor, diğer grup uyuyor, bazıları ise bir şeyler yiyordu ve oldukça gürültüydü. Ders başlamışken nasıl bu kadar rahatlardı anlayamamıştım. Ve yeniden oradaki boş bir yere oturdum. Ve hırkamı çıkarıp masanın üzerine koydum
~Yazardan
Arya, hırkasını masaya koymuş sıkılmış bir yüz ifadesi ile arkasına yaslanmış hocayı bekliyordu.
O sırada yanındaki iki çocuk yüksek sesle gülerek sohbet ediyorlardı. Ama oradaki sarışın ve kıvırcık çocuğun elinde bir kahve bardağı vardı. Vee...
Upsss...
"Heyy! Ne yaptığını sanıyorsun??"
Arya ilk önce kahve dökülen hırkasına, sonra da kıvırcık çocuğa baktı.
Hırkasını eline alıp lekeyi çıkartmaya çalıştı. Tabii ki de çıkmıyordu. Bir anda kıvırcık çocuk, yani ismi ile Eray hırkayı Arya'nın elinden aldı. Ve Arya'nın kulağına eğildi.
Eray: Bunu senin için yıkamaya vereceğim tamam mı? Sadece sorun çıkartma.
Kıvırcık geri çekilip göz kırptı ve arkadaşıyla en arka sıraya geçtiler. Arya sadece arkalarından baktı. Ve kendi kendine söylendi.
"Senden yardım isteyen mi vardı.."
...
Tüm dersler bitti. Çıkışta, Eray ve sınıfta da yanında olan o arkadaşının birlikte gittiğini gördü. Ve Arya'nın hırkası Eray'ın elindeydi. Arya hırkayı gidip alıp almamak arasında kalmışken omzunda Kumsal'ın elini hissetti.
Kumsal: Selam! İlk günden Eray veya Ege'ye mi tutuldun? Şaşırmadım...
"Ne, hayır! Sadece bakıyordum.. Hırkam onda, kıvırcıkta."
Kumsal: Ona hırkanı nasıl verdin?? Bu şaşırtıcı. Beklediğimden daha garipsin Arya. Ama anlat bakalım! O hırka nasıl Eray da?
"Bu düşündüğünden daha klasik tamam mı? O hırkama kahve döktü, sonra ben temizlerim yeter ki sorun çıkarma falan dedi. Sen gelmeseydin hırkamı geri almaya gidecektim."
Kumsal: Boşversene. Yıkayıp getirsin sana. Diğer kızlar eminim bunun için ölebilirdi.
