Uzun ve uykusuz geçen bir gecenin ardından güneş doğmuş, sabah olmuştu. Saatlerce düşünmüştüm, bu işin içinden nasıl çıkabilirim diye. Bir yolunu bulamıyordum.
Telefonuma bildirim geldiğinde isteksizce elime aldım. Mesaj gelmişti, Karan'dan.
Günaydın gökyüzüm. Hadi kalk,bugün büyük gün. Bir an önce okula gel de şu işi bitirelim! Kavuşalım artık!
Kavuşalım yazmış bir de ya! Karan'ı boğasım geliyordu!! Sanki onu sevmediğimi bilmiyormuş gibi davranıyordu.
Saat yedi olmuştu. Okula geç kalmamak için artık kalkmam gerekiyordu ama ilk defa okula gitmek istemiyordum. Yine de kalkıp hazırlanmaya başladım, istemesem de gitmeliydim.
Hızlıca hazırlanıp evden çıktım. Arel okula birlikte gidelim demişti ama ben istememiştim. En azından okula gidene kadar kendimi bu duruma biraz daha hazırlardım belki. Yavaş yavaş yürürken kulaklığımı takmış ve en sevdiğim şarkıların olduğu oynatma listesini açmıştım.
Müzik dinlerken bir yandan da Arel'le geçirdiğimiz zamanları düşünüyordum. Onun yanındayken kendimi hep çok mutlu hissetmiştim. Keşke daha fazla zamanımız olsaydı.
Ben dalgın dalgın yürürken kulaklığımın biri çekilmişti. O tarafa döndüğümde gördüğüm mavi gözler olmuştu. Şimdiye kadar sımsıkı kapattığım kalbimi kendine tutsak eden mavi gözler.
"Ne zamandır sana sesleniyorum."
Kulaklığı göstererek "Üzgünüm duymadım." dedim. Ardından kulaklığı çantama attım.
"Sorun değil güzelim. Sen beni hep peşinden koşturuyorsun zaten. Seni kendime aşık edene kadar az çekmedim."
O bunları gülerek söylemişti ama bu beni gülümsetmiyordu. Bugünden sonra benim yüzümden acı çekmeye devam edecekti.
Elimi tuttuğunda birleşen ellerimize baktım. Belki de son defa el ele tutuşuyorduk.
"Gel benimle, sana bir sürprizim var."
Yolun kenarına doğru geçtiğimizde karşıma geçip çantasından bir kutu çıkardı. Kutuyu açtığında çok güzel bir çift kolyesiyle karşılaşmıştım.
Tam da ayrılacağımız gün!
"Bu kolyeleri görünce çok beğendim, dayanamadım aldım."
"Arel bu çok güzel." dediğimde gülümsemişti. Birini alıp kutuyu kenara bıraktı. "Takabilir miyim?" dediğinde başımı onaylarcasına salladım. Arkama geçtiğinde saçlarımı topladım. Kolyeyi boynuma takarken "Bu kolyeyi hiç çıkarma olur mu? Birbirimizi sevdiğimiz sürece hep boynunda kalsın. Sana olan aşkımı hatırlatsın." demişti.
Kolyeyi taktıktan sonra karşıma geçti. Az önce kenara koyduğu kutuyu alıp içinden onun kolyesini aldım. Boynuna doğru uzanıp kolyesini taktım.
"Sen de hiç çıkarma, anlaştık mı?"
Kollarım omuzlarındayken "Anlaştık güzelim." diye fısıldadı. Kolyeyi taktıktan sonra ondan uzaklaşmamıştım. Yüzlerimizin arasında birkaç santim mesafe vardı, nefesini hissedebiliyordum. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Onu son kez öpmek istiyordum. Bana hemen karşılık vermişti. Bunun son olduğunu biliyordum. Bu yüzden nefesim kesilinceye dek öptüm onu. Biraz uzaklaştığımızda dudaklarına doğru fısıldadım.
"Seni çok seviyorum sevgilim."
"Ben de seni seviyorum güzelim. Çok seviyorum."
Kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. Kolları belimi sarmıştı. Bu an sonsuza dek sürsün istiyordum,ondan ayrılmayı istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARESİZ
Ficção Adolescente"Öp beni" "Ne! " Başını bana çevirdi. "Duydun, öp beni. " Dediklerini yapıyordum evet ama bu fazlaydı. Ben bunu yapamazdım. Başıma karşıya çevirdiğimde ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Tam karşıda Arel oturuyordu. Öfkeli gözlerini üzerimize dikmi...