Vanessa Paradis & M - La Seine
GIRIŞ BÖLÜMÜ '
Dersin başlamasına 40 dakika varken fakültenin arkasında geçen sene bulduğu yere gitti Roseanne. Kulaklıklarını fransızca bir şarkı doldururken kitabını eline aldı ve okumaya başladı. Ne de güzel denk gelmişti okuduğu kitap ve dinlediği şarkı. Zira okuduğu kitap “Operadaki Hayalet”, dinlediği şarkı da bu kitaptan uyarlanmış “A Monster in Paris”in şarkılarından biriydi. Bu tesadüfe gülümsedi Roseanne ve kitabı okumaya devam etti.
Rüzgar, genç kızın kuzgun siyahı saçlarını uçuruyordu ve kız bundan rahatsız değildi çünkü o hep severdi rüzgarı. Şarkı çoğu kez tekrar etmiş, zaten buraya geldiğinde yarısına geldiği kitap neredeyse bitmişti. Kıza kalsaydı eğer tabii ki kalan otuz sayfayı da okur ve bitirirdi kitabı ancak 10 dakika sonra başlayacak olan ders durdurmuştu onu. Yerinden kalkmış ve üzerini temizlemiş ve fakülteye doğru yürümeye başlamıştı.
Sonunda arka bahçeyi bırakıp geri ana bahçeye döndüğünde içinde sabahtan beri kol gezen bir nostalji özlemi vardı. Ne olduğunu betimleyemiyor ama düşündükçe kalbinin hüzünle çarpıntı yapmasını en iyi şekilde hissedebiliyordu. Sık sık oluyordu bu ve genç kız bunun nasıl geçeceğini bilmiyordu hatta bu geçebilir miydi onu da bilmiyordu.
Ders başlamadan sınıfa girmiş ve sırasına yayılmıştı. İlkbahar gelmişti, hava güzel ve ılıktı ve bu son yarım saattir kitap okuyan Roseanne'i uyutmaya yetecek bir nedendi, ölse bile öğleden sonra gelecek bir blok dersi kaldıramazdı. Bu yüzden genelde ön sıralarda oturmasına rağmen çantasını alıp en arkada oturan arkadaşının yanına geçmiş ve kafasını sıraya gömmüştü. Dersleri iyiydi genç kızın, zaten hiç bir zaman mükemmel olmaya çalışmamıştı. O, her ne olursa olsun hayata optimist bakan biriydi. Olmamışsa olmazdı.
Öğretmen geleceği zaman yoklama kağıdını imzalaması gerekiyordu bu yüzden uyumamış telefonla uğraşmaya başlamıştı. Ancak telefon daha çok uykusunu getirmiş olacak ki öğretmen gelmeden uyumuştu ve uyandığında yanında yazan not arkadaşı Ashley'den geliyordu ve nota şöyle yazmıştı.
“Ben sırada yanına geldiğimde elinde telefon uyuyakalmıştın bende telefonu elinden alıp çantaya koydum, senin yerine imza da attım. Büyük ihtimalle ders bitmeden uyanırsın zaten ve beni yanında görmezsen endişelenme küçük kardeşimin okulundan aradılar ve ilgilenmem gereken birkaç şey var. Eve gidince bana yaz, seni seviyorum <3”
Notu okuyunca tebessüm etmiş ve sınıftan çıkmak için ayağa kalkmıştı çünkü telefonuna baktığında dersin 15 dakika önce bittiğini görmüştü. Saat 13.45'di ve hava hala çok güzeldi buna da tebessüm etti Roseanne.
Çıkacakken gözü başka birini gördü sınıfta, aynı onun gibi uyuyan birisi vardı. Önce arada kalsa da gidip çocuğu uyandırmaya karar vermişti ama kız bilmiyordu ki uyandırdığı çocuğun, onu seven çocuk olacağını. Yeni uyanmış çocuk etrafa bakıyor, gözlerini açmaya çalışıyordu ta ki siyah saçlarıyla ona bakan o gözleri görene kadar.
Jeon Jungkook, liseden beri sevdiği kız tarafından uyandırılmanın şaşkınlığını yaşıyordu.
----
MERHABAA 🙋🏻♀️
biliyorum hep yazıp siliyorum ama gerçekten bu hikayeyi biraz sevdim gibi ben kızlar.
tamam planımız şu ben ayda bir yada 3 haftada bir bölüm paylaşıyorum ama bölümler büyük uzunlukta olduğu için bana kızmıyorsunuz. 👉🥺👈
birde ltfn oy verin uzmeyin su bedeviyi he 👍👌✌️
görüşmek üzere, öpüldünüz.💗💋
19 Ağustos, Cumartesi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
un monstre à paris
Fanfictionroseanne efsanelerle ilgilenmiyordu belki ama jeongguk, ona efsaneleri anlatmak konusunda fazla ısrar ediyordu. a rosékook fanfic.