Bölüm 1

70.6K 347 60
                                    

Kafam karmakarışıktı. Ne düşünmem gerektiği, ne hissetmem gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama böylece başımı ellerimin arasına alıp ağlamak gibi bir lüksüm de yoktu. Harekete geçip bir yolunu bulmak zorundaydım...

Herşeyi en baştan anlatmam gerekirse...

Adım Meriç. 17 yaşındayım ve 9 yaşında Esmanur isimli bir kız kardeşim var. Kendimi bildim bileli ailemin varlıklı olduğunu söyleyebilirim. Hiçbir zaman maddiyat konusunda düşünmek zorunda kalmamıştım. Çocukluğumda bir istediğim iki edilmez, parayla satın alınabilecek herşeye sahip olurdum.

Ama hepsi bununla sınırlıydı. Hiçbir zaman mutlu aile ortamınını tatmamıştım. Babamı şanslıysam 6 ayda bir kez görürdüm. Annem sürekli bize bakmak için çok meşgul olduğunu, işleri yoluna koyduğunda evimize geri dönüp sürekli bizimle vakit geçireceğini söylerdi. Bir süre boyunca buna içten inanmıştım. Ama sonrasında gerçeği kabullendim. Babam legal işler yapmıyordu ve başı hep dertteydi. Kaçak uyuşturucu, silah, ot veya organ satışı. Ne olduğunu asla tam olarak öğrenemedim. Ama bildiğim birşey varsa bu da bu refahın uzun sürmeyeceğiydi. Babamın bu kirli işleri başımıza büyük dertler açacak, bizi derin bi kuyunun içine çekicekti. Hissediyordum. Ama bunu önlemek için elimden hiç birşey gelmiyordu. Her gece içimdeki bu huzursuzlukla başımı yastığa koyar, sanki herşey yolundaymış gibi uykuya dalmaya çalışırdım. Ve sonunda birşeyler patlak verdi...

Akşam saat 11 gibi eve varmıştım. Okul sonrası arkadaşlarımla buluşup birşeyler içmiştik. Zile basıp beklemeye başladım. Hemen sırtımdaki çantadan kurtulup sıcak bir duş alıp kendimi yatağa atmak istiyordum. Cevap gelmedi. Zile sabırsızca 3 kere peşpeşe daha bastım. Birşey olmadı. Annemin uyuyor olabileceğini varsayarak anahtarımı deliğe sokup çevirdim. Girince ayağımla kapıyı arkadan kapattım ve seslendim.

"Anne!"

cevap gelmedi ama üst katta konuşma seslerinin geldiğini duyabiliyordum. Çantamı bir kenara fırlatıp hızlıca merdivenleri çıkmaya başladım ve annemi çalışma odasında hızlıca dolapları açıp kapatırken buldum birşeyler arıyor gibiydi.

"Anne neler oluyor burda?"

orda yokmuşumcasına hararetle telefonda konuşmaya devam ediyordu.

"Hayır Arman hangi cehennemde olduğu hakkında hiçbir şey bilmiyorum!"

"Bütün bunları yaparken bana bir bok anlatma zahmetine girmedin!"

omuzuyla telefonu kulağına bastırarak koltuğun minderinin altından çıkardığı evrakları karıştırıyordu.

Ne bok döndüğü hakkında hiçbir fikrim olmadığı için kaşlarımı çatarak onu izlemekten başka hiçbir şey yapamıyordum. Konuşmaya devam etti.

"Dalga geçiyorsun değil mi? Inanamıyorum sana... Tamam sakinim...Sakinim. Bir yolunu bulacağı-............... Ne? Oğlumu burada bırakmamı bekleme benden.............. Saçmalamayı kes! Neyden bahsettiğin hakkında bir fikrin var mı Arman!............... O daha çocuk, omuzlarına böyle bir sorumluluk yükleyemezsin..."

Bütün vücudumun yandığını hissettim. Ne oluyordu? Artık dayanamayıp annemin bileğini tutup telefonu çektim.

"Ne sikim döndüğünden bahsedecek misin anne!?"

Çaresiz bir şekilde bana bakıyordu . Yutkunup telefonu kulağına götürdü.

"Kapatıyorum. Telefonunu açık tut."

ve telefonu sertçe masaya koyup bana döndü.

"Bi' bardak su getirebilir misin Meriç'ciğim?"

Kendini arkasındaki koltuğa bırakıp derin bir nefes aldı ve parmaklarıyla şakalarına masaj yapmaya başladı. Arkama dönüp hızlı adımlarla mutfağa girdim. Ve ellerimi tezgaha dayayıp başımı öne attım.

Sonunda olmuştu. Bu işi sonsuza kadar sorunsuz bir şekilde yürütmek imkansızdı. Raftan bir tane bardak çıkarıp sürahiye uzandım...

Annem tam olarak neyden bahsediyordu? Babam bana ne tür bi sorumluluk yüklemek üzereydi? Bunları düşünürken bardağın elimden kayıp yere düştüğünü ancak ayaklarımdaki kesiklerin acısını hissettiğimde farkettim.

"Umarım bizi affedebilirsin Meriç... Seni yanlız bıraktığım için umarım beni affedebilirsin."

Sol gözünden bir damla yaş aktı ve elinin tersiyle sildi.

"Çok vaktimiz yok. Yarın sabah uçak kalkacak. Kardeşinin yanında annesine ihtiyacı var o daha çok küçük..."

Benim de yanımda anneme ihtiyacım var ama...

Dizlerime bakarak onu dinliyordum sadece.

"Bir yolunu bulacağına inanıyorum. Küçüklüğünden beri çok kararlı bir çocuk oldun, bir şekilde üstesinden gelebileceğini biliyorum."

Yüzüne buruk bi tebessüm yerleştirip elimi sıktı.

"Kardeşinin valizini hazırlayacağım. Geç olmadan yat yarın sabah erkenden kalmamız gerekiyor, biliyorsun."

Kalkıp yavaş adımlarla kapıyı arkasından kapatarak çıktı.

Beş dakika boyunca orda hareket etmeden oturmuştum. Tır çarpmış gibi hissediyordum. Sonunda çalışma odasından ayrıldım. Ev kapkaranlıktı... Ağır ağır odama doğru yürüdüm. Tek ışık kaynağı Esmanur'un odasının altından gelen gece lambasının yansımasıydı. Annem kardeşime masal okuyordu. Koridorun sonundaki odama girip kapıyı arkamdan sessizce kapattım

Üstümdeki gömlekten kurtulup aynada kendime baktım.

Gri-Yeşil karışımı gözlerim parıltıdan yoksundu. Belli belirsiz çillerimle kirlenmiş solgun yüzüm daha da beyazlamıştı... Şu an sadece uyumak ve gerçeklikten kaçmak istiyordum ama artık erkek olma vakti gelmişti. arkamdaki yatağa kendimi yavaşça bırakıp elimin tersini alnıma koydum. Soğuk terler yüzünden perçemlerim anlıma yapışmıştı.

Kapım tıklatıldı

"Girebilir miyim canım?"

gelen annemdi.

"Tabii" diye mırıldandım.

Yavaşça odaya girip yatağımın köşesine oturdu.

"Nasıl hissediyorsun?" diye sordu.

"Harika" dedim belli belirsiz. Boğazını temizleyip elindeki zarfı yanıma bıraktı.

"Bunu bir veda olarak düşünme-ve...güçlü olmanı istiyorum senden. Yarın özellikle sen olmak üzere hepimizin hayatı değişiyor. Dik durmalısın."

Yatakta oturur hale gelip ona gülümsedim. Bir kaç saniyelik kucaklaşmadan sonra odadan çıktı ve yine tek başıma kalmıştım. Annemin bıraktığı zarfı elime alıp yavaşça ağzını açtım. içinde 4 bankot euro olmak üzere biraz para vardı.Telefonumun ekranını açıp saate baktım. 02.21 i gösteriyordu. Yorganın altına girip gözlerimi kapamaktan başka yapacak birşey düşünemedim.

Patronu yakalanmıştı ve polisler bu ana kadar ona çalışan herkesin peşine düşmüştü. Patronunun bütün varlığına el konuluyordu. Bu güne kadar yuvam saydığım ev dahil olmak üzere. Babam haciz geleceği haberini alır almaz annemi aramış, haber vermişti. Çok tesekkürler baba en azından sürpriz olmayacak... Bunun üzerine kanlı bıçaklı oldukları adamlar bu haberi duyar duymaz onları ihbar etmek ile tehdit ettiler ve karşılığında 700.000 EUR gibi aklımın zar zor aldığı bir sayı istiyordu.
Patronun sahip olduğu bütün mal varlığımız polisin eline geçince ailemizin de güvenliği tehlike altına girmişti. Bu yüzden babam en yakın zamana annem ve kardeşim Esmanur için Rusya'ya gitmek üzere bilet almıştı. Ve ben...zar zor tanıdığı aslan oğlunun ailesini korumak için bu parayı en kısa zamanda bulması gerekiyordu... Bu evden en kısa sürede ayrılmam lazımdı. Bir yolunu bulacaktım...

Sadist Sahibim +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin