32 / Zor, çok zor...

809 57 58
                                    

#- Azad abi bir dinle!

Dedi dolan gözleriyle ona bakarak, herkesin ilgi noktasıydılar. Çünkü onu görür görmez sertçe kendine çekmiş vede hesap sormaya başlamıştı. Abi demesiyle de hiddetle onu bırakıp geri adım atmıştı.

Azad - Abin değilim, ailenizden değilim. Size ait bir oyuncak değilim, bunu artık şu aptal beyninize sokun!

Destan - Ama...

Tam devam edecekken onun kızgın sesiyle korkuyla geri adım atmıştı. Çünkü ses tonu gürdü vede sözleri fazla acımasızdı.

Azad - Benim tek ailem bir var, ondan başkasına da yerim yok, asla da olamıyacak. Hayatımdan siktir olup gidin!

Destan - Ama ailem seni özledi, görmek istiyor.

Azad - Ailen umrumda değil, hayatıma karışmayın, uzak durun benden yoksa cidden şu dediğimi yapacağım!

Destan - Ne?

Azad - Hayatınızı tek tek karartırım, o an neyimsiniz hiçte umrumda olmaz!

Dedi sinirle orayı terk ederek, hayatında yeri olmayan insanlar hayatına burnunu sokunca sinir oluyordu. O Kimseyi istemiyordu ki, artık bir babası da vardı. Hem ufak bir olayda Kuzey Bey'i affedemezdi. Onun yüzünden zaten her siyah araç gördüğünde kötü hissediyordu, resmen o araç tramvası olmuştu. Gördüğü siyah araçları parçalamak istiyordu, dengesi şaşmıştı. Delirecek gibiydi, siyah araç görmeye asla dayanamıyordu.

Gece 3.50
Siyam Bar...

Bir melek vardı
Aşkı fısıldardı
Elimde o büyülü ellerin, hayali kaldı

Uyku imkansız
Umut vicdansız
Güneş bile dedi ki kendine, doğmak anlamsız

Barda tek tük insan vardı, olanlarda dertliydi. Onun sesiyle vede şarkısıyla hepsi daha çok dertlenmişti, o ise bir duble içip şarkıya devam etmişti. Yapayalnız gibiydi ama Barboros Bey onu tek koymamıştı, korumalardan yerini öğrenip bara gelmişti. Çok geçmeden de yanına oturup bir içki istemişti.

Ağladım delice
Elimde boş bi' şişe
Kutladım bu gece
Sarılmanı, başka kollara

Yapayalnız biçare
Ölüyorsam kime ne
Benzedim bu gece
Yine boş sokaklara

Barboros B - Neyin var yavrum?

Azad - Öz oğlunu arabayla denerken üvey oğlunu sevgiyle sarmalıyor.

Dedi gözünden akan yaşla, resmen eve gideceği sırada Kuzey Bey ile Kaner'i sarılırken görmüştü. Onun için cidden kötü bir tesadüftü, görür görmez kala kalmıştı. Gözleri dolmuştu ama bir yaş dahi akmadan yanlarından çekip gitmişti, ikiliyse onu fark etmemişti bile...

Bu çok zoruna gidiyordu çünkü babası onu iterken diğerini geri çekiyordu. Barboros Bey sessizce onu kolunun altına alıp kendine çekip sıkıca sarmalamıştı. O ise başını baba dediği adamın göğsüne gömüp şunu fısıldamıştı.

Azad - Birde affetmemi bekliyor, ben böyle adamın neyini affedeyim baba?

Barboros B - Izin ver ipini ben çekeyim.

Dedi onun saçlarını düzelterek, dağılmıştı. Hem bedenen hemde ruhen yıkıntıydı, Kuzey Bey'in üvey oğluyla olan samimiyeti canını yakıyordu. Ne kadar inkar ederse etsin Kuzey Bey üvey oğlunu çok seviyordu. Azad ise onun için sonradan gelen üyeydi ama diğerini kendi büyütmüştü. Azad ise başkasının eğittiği çocuktu, Kandemir'de Kaner'den uzak duruyordu. Azad'ın yerine onu koymak zor geliyordu yani anlayacağınız Azad'ı belli etmeden seviyordu. Zarar vererek seviyordu, nedendi bilinmez ama huyu buydu. Hapse atılırken de onun davasına bakan Vurgun'a "senin gibi savcı olan bir oğlum vardı, şuanki soyadı Kaplan... Senden ricam onun beni ziyaret etmesini sağla!" olmuştu. Vurgun bunu direk Azad'a iletmişti, o ise görüşmeyi reddetmişti. Bu nedenle de Vurgun üstlemeden lafı değiştirmişti. Azad ne olursa olsun üvey babasıyla görüşmeyecekti, öz olanı da affetmeyecekti.

ATEŞ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin