37.

51 2 0
                                    

(MERİH)

Işıkları kapatıp kapının kolunu tuttum.

"Ha Merih"
"Buyrun efendim"
" bana dolaptan bir yastık daha verir misin?"
"Tabi"

Dolaba doğru yürüyüp iki kapağı birden tuttum.

"Hangi kapak?"
"İki"

Kapağı açıp bir yastık daha çıkardım.
Ona doğru yürüyüp yastığı verince, dolap tarafına doğru yan dönüp yastığı iki bacağının arasına yerleştirmiş, üst tarafına sarılıyordu.

Ama yatakta bir yastık daha gördüm. Benim içinmi bıraktı acaba?

Yatağın diğer tarafına yavaşça oturup uzandım. Tavana bakıyordum.

"Nasıl geçti?"
"Ne nasıl geçti?"
"Ablanla konuşman"

Göz kapaklarım yarı kapandı.

"Ablam beni tanımadı, miraç tanıdı. Miraç'mış ismi, ikiz kardeşimin."

Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile

"5 yaşındaki çocukları ailesinden kopartan bir pislik dedi bana. Benim küçüklüğümü kaçıran kişi olduğumu düşünüyor"

Gözlerimdeki yaşlar hızlanmaya başladı.

"Miraç yine korumaya çalıştı, benim yerime bir tokat yedi."

Yaşlar daha da hızlanmıştı.

"Benim için ablasına, ablama bağırdı"

Kendimi artık yaşlara bırakmıştım.

"Çok acıttı, ablam ıd kartımı görse bile şaka yaptığımıza inandı. "
.
"İşte o esnada ordan hızlıca uzaklaştım. Miraç'ı arkamda bıraktım"

"Seni orda yalnız bırakmamalıydım"

Komutan tarafına baktım, gözleri kapalı konuşuyordu.

"Sorun değil, "
"Merih"
"Buyrun komutanım"
"Meriç'in ismi listede var"

Liste, yeni ajan alımı için yapılan birleydi.

"Güzel bir ajan olabilir sanırsam manipülasyon olabilir, etkili konuşuyor, yani yaşına göre"
"Senin ana alanın ne Merih?"
"Hava kuvvetleri komutanım"
"Hava ha,"
"Sizinki? Yakın dövüş değil mi komutanım?"
"Hayır, benimki kılık değiştirme"
"Cidden mi"
"Hmhm"

Hiç kılık değiştirmede görmemiştim onu. Daha çok yakın dövüşte gördüm. Bazen düşününce keyfimi bozan yöntemlere başvuruyordu. Ama işe yarayan yöntemlerdi.

Düşmanı şaşırtmayı da çok kullanan biriydi.
Yatakta oturur pozisyona geçtim. Sonra tamamen ayağa kalkıp balkona yürüdüm.
Dirseğimi demirliklere yaslayıp başımı avuçiçime yerleştirdim.

Bir ay önce lanetler yağdırdığım adamı nasıl sevebiliyordum?
Ne zaman başladı bu?

Aslında, çok uzun zamandır tanıyordum onu. Sanırsam buraya getirildikten beş yıl sonra tanıştım. Benden büyük. Üç yıl kadar.

Kütüphanede beraber çalıştığımız zamanlar olmuştu.
Yakın dövüşte yaptığım hataları o düzeltmişti.

Birden birkaç tıkırtı duydum. Hava esiyordu ve önümdeki ağaçlar çıtırdıyordu. Ama farklı bir durum vardı sanki. Yansıyan küçük birşey görüyordum.

Sonra kapı açıldı ve Aren yanıma kadar yürüdü.
Ona döndürdüm bakışlarımı.

"General aradı. Bir 'suçlu' buraya naklediliyormuş. Ona bakmaya gitmem lazım."

Dümdüz benim yansıyan dediğim şeye bakıyordu.

"Merih,"
.
"A- EĞİL!"
"EĞİL!"

Dediğini yapıp anında eğilmiştim. Eğilir eğilmez bir kurşun patlamıştı.

Hemen ona çevirdim bakışlarımı.

Benden biraz daha geç eğilmişti çünkü.
Kolunu tutuyordu.

"İyi misin?"

Kanlar kötü bir şekilde parmaklarının uçlarına kadar gelmiş, yere damlıyorlardı.

"Aren, iyi misin? "

Başını salladı.

"Silahını ver"
"Silahım?"

Belimin arka tarafından silahımı çıkarıp verdim.
Silahı aldığı gibi ayağa kalkıp ateş etti.
Ayağa kalkıp vurduğu tarafa baktım.

"Vurdum"

Silahı bana uzattı
Elinden alınca elime bir sıvı bulaştı. Tabiki onun kanı.

"Revire gitmen lazım"

Kafasını salladı.

"Gel hadi"

Yürümeye başlayınca arkasından ilerledim.
Yanıma çıktığından beri üstünü değiştirmişti. Hızlı bir şekilde yürüyordu.
Ona yetişip yanında yürümeye başladım. Hemen koridorun sonunda bir acil durum reviri vardı.

"Bütün kolum uyuştu. Acı hissetmiyorum"

Dediği şeyle içimi büyük iğrenç bir korku  sardı.

_____________________________

🌊🦋

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin