KORKU

39 5 0
                                    

Bitiyor yaklaşıyoruz sona herşeyin sonuna tek tek geliyorduk peki bunca şeyi yaşadım kimle bitiricem yalnız ölmicem dimi? böyle sessiz,sessiz solup gitmicem dimi?

Tanıdık olmayan koku ile hemen yüzüme buruşturup gözlerimi açtım karşılaştığım kişi ile ilk önce gerçek mi yoksa rüya mı anlamaya çalıştım Serhat ağzımda kalın bi ip olduğu için konuşamıyordum elime öyle sıkı bağlanmıştı ki hareket dahi edemiyorum

Tabii beni bunun gibi şeylerle durdurmaya çalışmak başka bi boyutta aptallık beni tanıyan herkes bu iplerden kurtulduğumu bilir serhat ellerini bacağıma koyduğu anda gözümün önüne o siyah şeytani perde düşmüştü parmaklarimdan birini ipin bağlanan kısmı ile uğraşıp açardım ellerim ile serhati duvara itip bana zaman kazandırırdım tamam plan bu ama Gökhan nerede en son o adamı Bodrum'a kapatıp uykuya dalmıştık

Serhat arkasını döndüğü anda hemen ellerimi devreye sokup ipi çözmeye başladım tam arkasını dönmeye hazirken ağzımı o dönmeye çoktan açmıştım uzandığım yerden kalkıp ayağımı ayak üstüne atıp arka cebimden bordo rujumu çıkarıp dudağıma çok bastırmamaya özen göstererek sürdüm

"Ah! ne kadar şok edici bi durum benim arkamdan iş çevirmek ha?" diyerek yüksek sesle güldüm serhat kapıya koştuğunda ayaklarımı çözmeye başladım,ayaklarımı o kadar sıkı bağlamamış salaklar

Serhatin arkasında durup kollarımı birbirine bağladım ve önüne dönecek cesareti bulan serhat bana bakmaya başladı

"Açely-" yüzüne sert bi yumruk geçirdim ve topuklu ayakkabımın topuğuna havaya kaldırıp serhata ağzının açmasını söyledim

Açtığı anda topuğumu ağzına soktum ezdim ağzını resmen

"Beni rahat bırak aptal herif" yüzüne tükürüp çıktım

Artık onla sürekli karşılaşıyorum kaçırılma olayına cesaret etmesi beni çok şaşırttı ama ondan korkmuyorum onun benden korkması kadar daha komik bi olay yok

Gözüme çarpan kapıya baktığımda hemen açtım,gozume çarpan şey Gökhan'ın çay ve künefe ile keyif çatması gördüğümde gülsem mi sinirlensem mi bilemedim

"Gökhan allah belanı vermesin ya ben orda mal serhat ile uğraşıyorum sen burda künefe mi yiyorsun" diyerek elinden künefeyi aldım ve ben yemeye başladım gökhan başını kaldırıp ağzı açık kalmış bi şekilde bana bakıyordu yüzünde hüzünlü bi ifade oluştu

"Ama parlak gül ya ben onu kendime almıştım" dedi ve ayağa kalktı umursamadım ve kapıya gitmeye başladım serhat hala öylece duruyordu ona doğru bakıp yüksek sesle güldüm

Kapıyı açtığımda kafam tamamen karışmıştı anlamsız bi şekilde içerde olan serhata ve önümde bana silah doğrultmuş serhata bakıyordum

Arkamdan keskin bıçağımı çıkardım ve o daha gözünü 1 saniye olsun kırptığında boğazını kestim yüzüme gelen kan ile hafif gerildim

Gökhan'ın aklına gelen şey ile gözleri doldu gibi hissettim,gökhan hala yerde olan adama bakıyordu anlamsız bakışlar ile ona bakarken en sonunda kafasını salladı ve bana sarıldı

"G-gökhan nefes alamıyorum! Bu koku ne! Çekil üstümd-" bedenim yere düştü bana noluyor şuan beynim durmuştu ne yapmam gerektiğini asla anlamıyordum yukardan gökhana bakarken göz yaşları yüzüme düşüyordu

"Özür dilerim parlak gül" evet duyduğum son şey buydu gökhan bana ihanet mi etmişti

Dehşete düştüm

***

Gözlerim görmüyordu görmek ve görmemek arasında gidip geliyorum kollarım,bacaklarım kemer ile bağlanmıştı ağzım hareket bile edemiyor

Karanlığın Altındaki Parlak GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin