"Fotoğrafları göstersen mi artık?" dedi Yeonjun sabırsızlıkla. Akşam olmuştu, iki arkadaşım da sözleştiğimiz gibi evime gelmişti ve hemen odama çıkmıştık. Şimdiyse, gezide çektiğim fotoğrafları görmek için ısrar ediyorlardı. Ben de belli etmemeye çalışsam bile en az onlar kadar heyecanlıydım.
"Tamam." yatağımdan kalkıp makinemi aldım. Arkadaşlarım da merakla beni bekliyorlardı. Aralarına oturduğumda onları uyarırcasına konuşmaya başladım:
"Çok fazla tepki vermeyin sakın. Babam evde biliyorsunuz." ikisinden de onay alınca, dudaklarımı birbirine bastırırken makinemden çektiğim fotoğrafları açtım.
"Deniz çok güzel görünüyor." dedi Hyuka sahilde çektiğim fotoğrafı görünce. Tuşa bastığımda ekranda beliren Taehyun'un fotoğrafı ile gülümsedim. Benim verdiğim pozun aynısını vermiş olması hoşuma gidiyordu.
"Taehyun'a bak, onu hiç böyle görmemiştim." Hyuka, elinde papatyaları tutan Taehyun'un ekranda görünmesiyle konuşmuştu.
"Gerçekten." Yeonjun'un, onu onaylamasıyla bu güzel fotoğrafı geçtim.
Makinemin tuşuna bastıkça değişen her bir fotoğrafla gezi gününü tekrar hatırladım.
"Bahar zamanı daha güzelmiş. Ben sonbaharda gitmiştim." dedi Yeonjun kiraz çiçeklerinin fotoğrafını gördüğünde.
"Taehyun burada sana çiçek vermişti değil mi?"
"Evet." o çiçeği şiir yazdığım defterin arasına koymuştum. Zarar görmesini istemediğim için saklıyordum.
"Neden Bay Jung'la Minho'yu çektin?"
"Habersiz çekilen fotoğraflar güzel. Anı olarak kalsın istedim."
"Ördekleri çekmiş bir de." deyip saçlarımı karıştırdı Yeonjun. Hayvanlara olan sevgimi çok iyi biliyordu.
"Taehyun'u niye fotoğraf çekerken çektin? Bu ne saçma şey." dedi Hyuka yüzünü buruştururken. Hem birinden hoşlanıyordu hem de Taehyun'u sevdiğim için yaptığım şeylere böyle tepkiler veriyordu. Gerçekten komik bir durumdu.
"Sen ne anlarsın?"
"Taehyun'a diyorsun ama sen de odunsun." Yeonjun'un söylediğiyle Hyuka gözlerini devirdi. Aslında tatlı bir tarafı olduğunu biliyorduk fakat onunla uğraşmak hoşumuza gidiyordu.
"Yağmur yağarken de mi fotoğraf çektin?"
"Güzel manzara ama."
"Incheon Gölü Parkı değişmiş sanki. Yeni çiçekler var."
"Sen de durup durup Taehyun'u çekmişsin Beomgyu." Hyuka'nın sahte isyanı kıkırdamama neden oldu. Ne yalan söyleyeyim haklıydı. Önceki gezilerden kalan fotoğraflar sadece gizlice çektiklerimdi ancak şimdi elimde bundan fazlası vardı.
"Oha, nasıl yapışmışsın çocuğa." Hyuka kahkaha atarken Yeonjun şokla, Minho'nun çektiği fotoğrafa bakıyordu. Dışarıdan böyle göründüğümüzü ben de bilmiyordum.
Düşmekten korktuğum için Taehyun'un beline sımsıkı sarılmıştım ama ikimiz de kahkaha atıyorduk. Gördüğüm fotoğraf yüzünden iç çektim, o anı tekrar yaşamayı isterdim.
"Epey hızlı çıktın sen Beomgyu." Yeonjun'un dediğiyle kızardığıma emindim.
"Alt tarafı kaykay sürdük arkadaşça."
"Bana daha çok kaykay sürmek isteyen birinin korkudan sevgilisine iyice sarıldığı bir fotoğrafmış gibi geldi." Hyuka kaşlarını oynatarak konuştuğunda hemen diğer fotoğrafa geçtim. Söylediği şey hoşuma gitse de utanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
starry eyes, taegyu
FanficUzun zamandır platoniği olduğu çocuğun kendisini fark etmesini isteyen Beomgyu, yazdığı şiirleri onun sırasına bırakmaya başlar.