and give it back to you

74 13 15
                                    

Playlist
the Neighbourhood - W.D.Y.W.F.M
(G)I-DLE - Sculpture
Day6 - Love Me or Leave Me
TXT - Maze in the mirror
TXT - Farewell Neverland

4 Mart 2023
Seul, Kore

"Şimdi ellerimde bir demet sümbül kapındayım akşamlara kadar sevdiğim."

Özlemle taksinin camından baktı siyahlı. Havasıyla, insanlarıyla darlayan ülkeden dönmüştü sonunda Kore'ye. İçindeki çocuksu heyecanı bastıramıyor, başardığını hissediyordu. Kalbi hızlı hızlı atıyordu. Fakat bunun sadece heyecan ve özlemden kaynaklanmadığını da çok iyi biliyor. Yıllar sonra göreceği bedenin tepkisini düşünmüştü yol boyu.

Karina ve o ülkeden nasıl kurtulduğu ise uzun hikayeydi. Ama buraya geldiği için pişman değildi.

Eve yaklaştığının sinyali olan yollar yutkunmasına sebep olmuştu. Karşısına çıkacak yüzü yok gibi hissetse de umuyordu, Beomgyu anlardı, dinlerdi onu. Kendini yol boyu avutmasının hiç bir etkisi yoktu adeta. Hala midesi bulanıyor, beyni sulanıyordu.

Yeni açılmış bir çiçekçi farkederek durdurdu arabayı çocuk. Zaten az mesafe vardı. Yürüyebilirdi.

Dışarıdan zaten oldukça tatlı duran çiçekçiye girince pembe saçlı kısa boylu bir kız karşıladı onu. İçerisi genellikle kahverengi ve krem tonlarında oldukça sıcak bir dükkandı.

"Hoşgeliniz! Chaehyun ben nasıl yardımcı olabilirim?"

Oldukça neşeli olan kız bir tebessüm bırakmasına neden olmuştu. "Hoşbuldum, bana bir demet sümbül verebilir misin?" Kız yine ortama ışıltılı, büyük gülümsemesini bırakarak sümbül bulmaya gitmişti. Hemen yandaki çiçek dolu rafı biraz karıştırmasıyla sümbülleri bulmuş ve bukete sarmaya başlamıştı. Toz pembe ve beyazın hakim olduğu buketi küçük sevimli bir kurdeleyle bitirmiş ve uzatmıştı siyahlıya.

"Aslında anlamışsındır, çiçekler ve anlamlarıyla ilgiliyimdir." Uzun pembe saçının bir tarafını kulaklarının arkasına koyarak söylemişti bunları. "Sümbülleri özel değilse kime aldığını merak ettim." Aklından hiç çıkmayan kişiyi hatırlatınca dalmıştı Taehyun.

Chaehyun ise vazgeçerek ücreti söylemişti. "İstersen yanıma uğrayabilirsin, moralin bozuk olduğunda, sıkıldığında falan işte." İç çekerek devam etmişti kız. "Çünkü tek arkadaşlarım çiçekler, onlarda takdir edersin ki konuşamıyorlar." Oldukça sıkılmış görünen kızın neden dükkana girdiği gibi büyük gözlerle onu karşıladığını daha iyi anlıyordu şimdi.

Kızın oturduğu sandalyenin yanına bulduğu küçük tabureyi çekmişti. "Biz severek ayrıldık, benim yüzümden..." Suçluluk yine her yerini sarsa da suçlunun o olmadığını biliyor ama bir türlü rahatlatamıyordu vicdanını. "Kang Dae-jung'u tanıyorsan onun oğlu benim." Kız bir süre düşünmüş sonra ise kocaman açtığı gözleri ile çocuğa dönmüştü. Taehyun yutkunmakta zorlansa da kendini zorlayarak devam etti. "Yıllar sonra ilk defa görücem ve tepkisinden korkuyorum." Yerdeki bakışlarını yanındaki sevimli kıza çevirmişti şimdi. Çaresiz bakışları Chaehyun'un da moralini bozarken dudak büzmüştü. "Umarım her şey iyi olur... Senin adını öğrenemedim ben." Tebessümle yanıtladı siyahlı. "Taehyun." Kız kafa sallayarak dükkanda gezdirmişti gözlerini. "Ona ne kadar değer verdiğini görebiliyorum Taehyun, sümbüllerin içine anlamını içeren bir kart koydum. Lütfen çiçeği verince ve aranızdakileri konuşunca gel buraya, istediğin zaman." Yürek ısıtıcı konuşmayla birlikte kalktı ve kıza sarılarak koştu Taehyun.

Tam anlamıyla yıllar sonra aynı şehirdelerdi ve Taehyun'un harcayacak tek bir saniyesi bile yoktu. Wooyoung'un evinin önüne gelmişti. Hala burada kalıyor muydu bilmese de öğrenirdi bir şekilde. Katları koşarak çıkmış ve tam kapının önünde nefeslenerek çekidüzen vermişti kendine. Dükkandan çıkarken olan özgüveni yerle bir olmuş, geri dönmek bile istemişti. Ama bunun ne kadar mantıksız olduğuna vardığında basmıştı kapı ziline. Duvardan destek alarak ayakta duruyor bayılacak gibi hissediyordu.

28 reasons ' TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin