Şu anda benim ne istediğimin Karan için hiç bir önemi yoktu ve beni umursamıyordu. Benden intikam alıyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum.
Telefonumu kilitleyip cebime koydum. Yerimden kalkıp kütüphaneden çıktım. Yavaş yavaş yürüyordum çünkü bu yolun sonu hiç iyi bir şeye çıkmıyordu. Ama önünde sonunda yol bitmiş ve ben bahçeye çıkmıştım. Adımlarımı arka tarafa yönlendirdim. Önce bakış açıma Karan girmişti. Bir süre durakladım ve başımı yapma dercesine olumsuzca salladım. Önce sırıtmış ardından da hadi dercesine elini öne doğru uzatmıştı.
Sanırım buradan dönüş yoktu. Burnum sızlamaya başladı. Hızlı adımlarla yürümeye devam ettim en azından bir an önce yaşansın ve bitsin istemiştim.
Biraz daha ilerlediğimde onları görmüştüm. Arel ve Rüya. İsimlerini bile yan yana anmak istemiyordum. İyice onlara yaklaştım. Arel'in arkası bana dönüktü ve beni görmüyordu. Rüya ile bakışlarımız kesiştiğinde sinsice gülümsedi. Bunu yapmak gerçekten hoşuna mı gidiyordu? O tam bir aptaldı!
Karan'a doğru baktığında kısa bir an için ben de baktım. Karan başıyla işaret verdiğinde Rüya Arel'in dudaklarına yapışmıştı. Gözlerimin önü iyice bulanıklaşmıştı. Şimdi sahne sırası bana gelmişti.
Birkaç saniye içinde Rüya hemen geri çekildiğinde "Arel?" diye seslendim. Sesimi duyar duymaz bana döndü. Benim gözyaşlarım akmaya başlamıştı. "Nefes..."dediğinde duraksadı,ne diyeceğini şaşırmıştı. "Nefes gerçekten göründüğü gibi değil!" deyip bana doğru gelmeye başladığında elimi kaldırıp onu durdurdum. "Yaklaşma bana! Bitti Arel! Bitti!" deyip arkamı döndüm ve koşmaya başladım.
"Nefes dur! Bir dinle lütfen yanlış anladın."
Arkamdan geliyordu. Okula girdiğimde doğruca kızlar tuvaletine girdim. Bir tuvalete geçip kapıyı kilitledim ve hıçkırarak ağlamaya başladım.
"Çıkar mısın dışarıya? Burası kızlar tuvaleti görmüyor musun?"
"Özür dilerim, çok özür dilerim ama çıkamam."
Arel buraya gelmişti! Buraya girmez diye kaçmıştım ama buraya bile gelmişti.
"Nefes?"diye seslendiğinde hıçkırıklarımı tutamadığım için yerimi belli etmiştim. Gelip kapıya vurmaya başladı.
"Nefes lütfen çık konuşalım. Bak yemin ederim yanlış anladın!"
"Arel git buradan,konuşmak istemiyorum!"
Kapıyı yumrukluyordu."Nefes,o beni öptü eğer hemen geri çekilmese zaten onu kendimden uzaklaştıracaktım. Lütfen çık da konuşalım. Benim bir suçum yok,hepsi Rüya'nın planı olmalı."
Bunların hepsinin zaten biliyordum ama Arel'in yanıldığı bir şey vardı, bu plan Rüya'ya değil Karan'a aitti.
"Nefes seni seviyorum!"
Ona cevap vermiyordum. Birkaç kez daha kapıya vurmuştu. "Beni bir kere bile dinlemeden bitirecek misin yani?" dediğinde içimden bir şeyler koptu. Ben de bitmesini istemiyordum hem de hiç!
"Arel eğer gitmezsen çıkmayacağım. Boşuna bekleme ve git!"
Öfkeyle "Gitmiyorum, hiçbir yere gitmiyorum. Sen çıkıp benimle konuşana kadar buradayım." demişti.
Başka bir yol bulmalıydım. Daha fazla burada kalmazdım ve Arel de gitmiyordu. Aklıma gelenle cebimden telefonumu çıkarıp Ayza'ya mesaj gönderdim.
Benim eşyalarımı bizim kattaki tuvalete getirebilir misin? Biraz acil hızlı ol lütfen.
Ayza eşyalarımı getirdiğinde buradan çıkacak ve onunla konuşmadan gidecektim. Kısa bir sürede oluşan sessizliği Ayza'nın sesi bozmuştu. Gerçekten hızlıca gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARESİZ
Novela Juvenil"Öp beni" "Ne! " Başını bana çevirdi. "Duydun, öp beni. " Dediklerini yapıyordum evet ama bu fazlaydı. Ben bunu yapamazdım. Başıma karşıya çevirdiğimde ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Tam karşıda Arel oturuyordu. Öfkeli gözlerini üzerimize dikmi...