1.BÖLÜM "BALO"

12 2 0
                                    

Acı insanı güçsüzleştirir diyorlardı.Kangren gibi ruhunun her uvuzuna yayılır.Seni ölümle başbaşa bırakırdı.Oysa hepimiz şuan bile ayakta duruyorsak bu acılarımız sayesindeydi.

Acı; en güçsüz anlarımızda çenemizi dik tutup göğüs germemizi sağlardı.Hepimizin acısı farklı olabilirdi.Kimimiz sevilmemeyi en büyük acısı olarak görürken,kimimiz sevememeyi en büyük acısı olarak görebilirdi.Yaşamayı en büyük acısı olarak gören biri ya da doya doya yaşayamadan ölecek olan birisi acısının bu olduğunu düşünebilirdi.

Sevdiklerimiz tarafından bıçaklansak sonra aynı yerden tekrar bıçaklansak bile hiç birşey hissetmezdik çünkü aynı yara bir kez daha açılmazdı.Sadece yarayı daha da deşip genişletirdi. Zamanla alışırdın ama bir daha bir daha açılmasınsa izin vermezdin.

Zamanla duyguların hissizleşirdi.

Ve içindeki çocuğun zamanla öldüğünü düşünürdün.

Şu an tamda böyle hissediyordum.İçimdeki çocuk gün geçtikçe ölüyordu ve ben engelleyemiyordum.Masumca dolan gözlerini görmezden geliyordum çünkü güçlü olmak istiyorsam hayatım da sevgiye yer vermemem gerekirdi.Güçlü olmak için sevgiyi feda etmem gerekirdi.

Hava iyice kararmıştı etrafta keman sesleri buraya ayrı bir hava katıyordu ama bugün bir suikast daha düzenlenecekti;yetimhanede ki çocukları kötü amaçlar da kullanan herkesi öldürecektik.

Özellikle yetimhanenin müdürü olan Ünal Erdem'i.

Megayatta düzenlenen bu parti ne kadar Ünal Erdem'in kazandığı ihale için densede aslında herkes bugün yetim çocukların uyuşturucu ticaretinde satılacaklarını biliyordu.Herkes çocukların satılacağı için seviniyorlardı çünkü bu ticarette kazanacakları gelir oldukça fazaydı.Onlar için para candan daha değerliydi.

Masanın üzerine yerleştirdiğim parmaklarımla yavaş bir ritimde masaya vuruyordum.Diğer elimle bir kadeh tutuyordum.Ama hiç içmemiştim zehirli olabilirdi çünkü Ünal ortaklaşa iş yaptığı arkadaşlarının hepsini zehirleyecekti ve onlara düşen payı kendisine alacaktı.Karını üçe katlayacaktı.

Masada ki herkes gergindi hiçkimse birbirine güvenmiyordu ama yinede sahte kahkahalar eşliğinde kadehlerini tokuşturuyorlardı.Herkesin yüzlerinde maskeler vardı.Maskeler gizlilik içindi;çoğu kişi birbirini tanıyordu ama her yerde kameralar vardı.Ünal olası bir durumda burada ki kişilerin kimliklerini ifşa edecek olursa geçerli bir delili olmaması içindi.Benim yüzümde tamamı elmaslarla kaplı ışıldayan bir maske vardı bu ışıltılı maskenin altında ki siyah diz altımda biten dar elbisem ve topuklularım maskeyle görüntü açısından ne kadar tezat dursada birbirleriyle uyum sağlamayı başarmışlardı.

Gözlerimi kapıdan ayırmıyordum.Kumarlar üzerine kurulmuş bu hayatımda her an bir aksilik yaşanabilirdi.Oturduğum sandalye artık rahatsız gelmeye başlamıştı.Yamaç geldikten sonra bu suikast düzenlenecekti.Nerede kaldı diye düşünüyordum ki kapı aralandı.Gelen Yamaç değildi çünkü Yamaç beyaz bir takımla geleceğini söylemişti ama karşımda ki adam siyahlara bürünmüş takım elbisesi ve maskesi ile içeriye doğru bir adım attı.Duruşu ve dik çenesiyle güç sahibi birisi olduğu anlaşılıyordu.Boyum kısa olmamasına rağmen onun yanında çok kısa duruyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 17, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GEÇMİŞİN GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin