Çok güzel güneşli bir gün du koskacaman bir gökkuşağı vardı hersey olağanüstü güzel di.
demeyi isterdim keşke öyle olsaydı...
benim Hikayem biraz daha kasvetli bir günde geçiyor 10 ocak 1950. bir kasabada başlayan büyük bir hikaye bu . Günün kasvetli geçmesinin sebebi ise benim doğumum olsa gerek.Evin 7. çocuğuydum cok ilginçtir ama doğumu mu hatırlaya biliyorum etrafımdaki insanların nefes alış verisi meraklı gözler ve sigara dumanı. Erkek doğmami bekleyen koca bir kalabalık. O zamanlarda kız doğarsan doğuştan cuzzamlisindir. Baban seni kabul etmez etraf için sadece bir et parçasısindir. İşte yağmurlu bir günde bende o et parçalarının birisi olarak geldim bu leş ve kan kokan dünya ya. Gözlerimi tam actığım da ise gorebildigim tek şey saman balyasi.duyabildigim tek koku ise tezek kokusuydu.benim kız olduğumu öğrendigin de babamın benim hakkım da ilk söylediği bir kaç kelime vardı "et kokan bir mahluk daha" zaten daha sonra da hiç konuşmadı. Göbek bagim kesilip babamın eline verildiğimde söylenmiş birkaç sözdu bunlar sadece. Beni birinin eline verdiği gibi çıktı kapıdan kucağında olduğum kadın beni annemin kucağına nazikçe bırakti annem uzun uzun bakmisti bana.daha sonraysa Almina diye fisildadi okadar sessizce söyle di ki nerdeyse duyamiyordum al yanak li güzel kız.Nekadar masum bi isimdi bu... masum ve çekici bir isim.
Doğumdan sonra annemin kanaması iyice artmıştı ve hayatını bu rezil dünya ya beni sunarak son vermişti. en azından bana böyle söylemişti.