Seni Kendime Sakladım • [bxb]

2

yildiza tiklayinizz🫶🏻🌟🩷

*

Aşk.

Kerem'in şu sıralar belki de en çok ihtiyaç duyduğu şeylerin başında geliyordu.

Kalbini sıcacık yapacak bir sevgiye, kansızlık sorunu yüzünden her daim soğuk olan ellerini ısıtacak bir ele ve kötü hissettiği her an sığınıp kıvrılabileceği sıcak bir kucağa son derece ihtiyaç duyuyordu.

İstediği şey, gerçek bir sıcaklıktı.

Anne ve babasının sorunlu ilişkisinin yanı sıra tüm akrabalarının evliliği o kadar kötü ve soğuktu ki, hayatlarını birleştirmiş iki insanın arasında bu kadar yüksek duvarlar olmasına ve birbirlerine karşı bu kadar soğuk olmalarına katlanamaz hale gelmişti. Gözünün önündeki ilişkilerin tam aksine sıcacık bir ilişki istiyor, gerçekten sevmek ve sevilmek için sabırsızlık duyuyordu.

Ancak atladığı ufak bir detay vardı. Kerem, henüz yirmisine yeni basmış bir genç olarak biraz fazla tez canlıydı. Güzel bir ilişki yaşama isteği yüzünden sanki hayatının yarısını harcamışçasına sabırsız davranıyor, karşısına çıkan kişilere kaçırmaması gereken mükemmel bir insan muamelesi yapıyordu.

Mesajlaşarak belirledikleri mekana gelip güzel bir masaya oturduğundan beri heyecandan bacaklarını sallayıp duruyor, dolgun dudaklarını birbirine bastırarak etrafındaki herkesin kendisini incelediğinden habersizce camdan dışarıyı izliyordu.

Kerem'in en dikkat çekici yanı omuzlarına kadar uzanan kıvırcık saçlarıydı. İnsanlar genellikle bu kadar uzun saçlı erkek görmeye alışık olmadığından Kerem'i gördüklerinde bir kez daha dönüp inceleme ihtiyacı duyuyorlardı. Arka kısımları neredeyse omuzlarına değerken ön kısmı kaşlarının hemen altında bitecek şekilde kesilmiş kıvırcık saçları son derece bakımlı ve sağlıklı görünüyordu.

Beyaz teniyle uyum içerisinde olan çikolata rengindeki saçları, biraz düzene girmesi için birkaç güne bir uğraştığı dağınık kaşları ve çekik gözleriyle 'güzel' tanımına kesinlikle uyan bir gençti. Saçlarıyla aynı tondaki gözlerini süsleyen kirpiklerinin düz olmasından her zaman yakınırdı, annesi gibi uzun ve kıvrık kirpiklere sahip olmak isterdi.

Keskin çene hattını tamamlayan biçimli ve dolgun dudaklara sahipti. Bu kadar büyük olması karşısındaki insanların sohbet ederken çoğunlukla saçları altında kalan gözlerine değil de, dudaklarına odaklanmasına sebep oluyordu. Yüzünde kusur olarak saydığı şeylerden biri de, hafif çıkıntılı burnuydu.

Gözlerini sımsıkı kapatıp sakinleşmek adına soluklanmaya başladı. Buraya gelmeden önce birçok kombin denemiş olsa da hangisinin ilk buluşma için uygun olacağına bir türlü karar vermemişti. En sonunda sonbahara uygun olacak şekilde siyah boğazlı bir kazak üzerine deri ceketini giymiş, aynı tondaki bol pantolonuyla kombinin tamamlamıştı. Evden çıkmadan önce güzel göründüğünü düşünmüş olsa da şu an kendini çok sıradan hissetmekten alıkoyamıyordu.

Ama arkadaşları Gülçin ve Kaya, abartılı giyinmemesi için o kadar çok uyarmıştı ki o da ne yapacağını şaşırmıştı. Hele Gülçin sürekli sade ve şık olması gerektiği hakkında şeyler yazıp durmuştu. Ona göre karşısındaki insana ilk andan o kadar şımartmak yanlıştı, normal bir buluşma olduğunu hissettirmesi lazımdı.

Kendisine doğru yaklaşan garsona bir kez daha arkadaşını beklediğini söyleyecekken kafenin kapısı aralandı. İlk önce kapının kulpunu kavrayan soğuktan kızarmış büyük eller girdi görüş alanına. Ardından kahverengi bol bir pantolon üzerine giydiği upuzun deri ceketiyle içeri adımlayan son derece geniş omuzlara sahip, uzun boylu adamın tanıdık simasıyla karşılaştı.