4. BÖLÜM ~ İDOL OLUYORUZ!

57 20 20
                                    

Muhtemelen yanlış görüyorum diye düşünüyordum. Sonuçta çok uykuluydum ve hayal görüyor olabilirdim. Yine de sırıtarak bana doğru gelmesi beni gerçek olduğuna inandırıyordu.

"Artık selam vermek yok mu Charin?"
"Ji-yong, burada ne işin var? Şirkette olman gerekmiyor mu?"
"İzinliyiz, tüm takım buraya ziyarete geldik. Ayrıca insanlar bana artık Dragon ya da Gdragon diyor. Arkadaş kim, yeni mi?"
"İnsanlar diyor ben değil. Ve evet, yeni arkadaşım Minzy. Artık bizden biri. Minzy bu Kwon Ji-yong diğer deyişle Gdragon."

Dragon sevecen yüzüyle samimi bir şekilde elini Minzy' e uzattı ama Minzy bir tepki vermedi. Nedenini anlamadım çünkü garip görünüyordu. Çok şaşırmış ve heyecanlanmış gibiydi.

"Selam, ben Dragon. Memnun oldum. CL' in arkadaşı olduğuna göre yeni küçük kardeşim sayılırsın."
"Sizi tanıyorum, BigBang' in liderisiniz. Büyük hayranınızım, çıkışınızdan beri sizi takip ediyorum."
"Öyle mi? Bir hayranımla tanışmak onur verici. Memnun oldum tekrardan."

Onlar konuşurken arkadan alt sınıflardan birkaç kızın fısıldaşma seslerini duydum. "GD ile CL' in eski dost olduğuna inanamıyorum. Keşke ben de GD ile arkadaş olsaydım." Kızlardan biri bnu heyecanla söylerken arkadaşı da onu susturmaya çalışıyordu. "Jennie sussana, şimdi duyacaklar. Ayrıca bence CL daha havalı ve müthiş bir kadın, o benim idolüm."

Bunu söyleyen kıza gözucuyla çaktırmadan baktığımda küt saçları ve kahküllerinin olduğunu fark ettim. Buralı değil gibiydi. "Lisa yapma ama ben CL kötü demedim ki. Sadece ben de idol olmayı ve GD gibi bir rapper olmayı istiyorum. Sen de biliyorsun."

"Dara ve Bom nerede? Onları da görmek isterim."
"Önce hayranlarına bir selam ver bence." Diyerek elimle arkada duran kızları işaret ettim. Aynı anda arkamıza döndüğümüzde Lisa ve Jennie bize bakıyordu. Dragon gidip onlara selam verip bir süre lafladı. Telefonuna gelen mesaja baktıktan sonra bana döndü.

"Bu gidişle benden ünlü olacaksınız."
"Ne demek istiyorsun GD?"
"Son videonuzdan söz ediyorum. Ne kadar izlendiğinden haberin var mı?"

Hâlâ uykuluydum ve dün videoyu editleyip yayınlandıktan sonra bir kez bile bakmamıştım. Gerçekten o kadar izlendi mi?

Telefonum sınıfta kalmıştı ama neyse ki Minzy beni anlayıp hemen kendi telefonunu çıkarmıştı. Hızla kanaldan videomuza girdi. İşte o an Dragon' ın şaka yapmadığını anladım. Şarkı binlerce kez izlenmişti hem de küresel çapta. Hem Korece hem İngilizce yorumlar vardı ve de bilmediğim birçok dilde. Minzy ile şaşkınlıkla birbirimize baktığımızda ikimiz de şaşkınlığımızı gizleyememiştik.

"Minzy hemen kızlara haber vermeliyiz. Bunu onlar da görmeli. Koş!"
"Durun kızlar! Ben de geliyorum."

Dragon, ben ve Minzy koşarak sınıfa ulaştığımızda Dara ve Bom çoktan uyanmıştı ve sınıfta yalnız değillerdi. Taeyang, Daesung ve T.O.P de oradaydı. Uzun zamandır görmediğim dostlarımı görünce içim bir anda kıpır kıpır olmuştu. Taeyang beni görünce kolunu boynuma dolayarak kendine has şekilde merhaba dedi. Diğerleriyle de selamlaştık. Bom sessizce sevinç gözyaşları döküyordu. Dara ise heyecanla bize seslendi.

"CL Minzy, videonun son izlenmelerini gördünüz mü? Her geçen dakikada artıyor, buna inanamıyorum. Cidden bu oluyor mu? Bu kadar çabanın sonucunu aldığımıza hâlâ inanamıyorum."

Sesi titriyordu. Ağlamak üzereydi. Ona doğru bir adım atacakken Minzy benden hızlı davranıp Dara' ya sarıldı ve yanlış görmediyesem o da artık ağlıyordu. Hepsini böyle görünce istemsizce ben de ağlamaya başladım. Kollarımı üçünün de boynuna dolayıp onlara sıkıca sarıldım. Bir süre böyle durduktan sonra gözlerimizi silip birbirimizden ayrıldık.

"Ahh, böyle ağlamayı kesin artık! Uzun zaman sonra birbirimizi görüyoruz ve siz ağlıyorsunuz."
"Daesung, sessiz ol. Dün o kadar çok dans ettim ki boynumu hissetmiyorum. Çok ağrıyor." Daesung bunu duyunca eski günlerde de Dara' ya yaptığı gibi boynuna masaj yapmaya başladı. Bu ikilinin kardeşlik bağı çok tatlı. Hepimiz yakın arkadaş olsak da Dara ve Daesung' un kardeşliği bir başkaydı.

Herkes muhabbete dalmıştı ama Minzy sessizdi. Tek kelime etmiyordu. T.O.P bunu fark etmişti.

"Sen yeni kızsın sanırım, pozisyonun dans mı?" Minzy bir anda heyecanlanmıştı. Cidden bunların bu kadar hayranı mıydı? Hayranlık böyle bir şey mi, onu görünce konuşamayacak kadar mı seviyor insan? Hayranlık, bana çok yabancıydı bu sözcük.

"Evet, ben Minzy. Sizinle tanışmaktan onur duydum." Daesung ve Taeyang bunun karşısında kahkaha attı. Minzy' i komik mi buldular yoksa onunla alay mı etmişlerdi. Her iki durumda da Minzy utanıp kızarmıştı.

"Ne gülüyorsunuz be? Komik bir durum mu var? Varsa söyleyin biz de gülelim. Minzy artık bizden biri ve ona karşı böyle davranacaksanız geldiğiniz çöplüğe dönebilirsiniz."

Daesung ve Taeyang söylediklerim karşısında affallamıştı. Yüzleri birden kızarmıştı. Önce Taeyang savunmaya geçti, sonra da Daesung devamını getirdi.

"CL, yanlış anladın bizi. Biz alay etmedik. Sadece nasıl söylesem bilmiyorum."
"Taeyang' in demek istediği henüz bu hayranlık durumuna alışamadık. Ve arkadaş ortamında bunu görmek biraz şaşırtıcı geldi."

Minzy şaşkınlıkla ikisine bakıyordu. Çocuklar devam edemeyince GD devraldı konuşmayı.

"Burada eskiden olduğu gibi zaman geçirmek istiyoruz, Minzy ile arkadaş olmak istiyoruz. İdol-Fan ilişkisinin yerine böyle olmak istiyoruz olay bu."

Cevap vermeye hazırlanıyordum ki Minzy konuşarak lafımı engelledi.

"Sizi bu duruma soktuğum için özür dilerim. Bundan böyle size ayak uydurmaya çalışacağım."

"Neden böyle bir şey yapasın ki? Sen zaten harikasın. Şu an senin sayende gerçek bir müzik grubu olma yolunda gerçek ilk adımı attık. Bize ayak uydurma sadece kendin ol ve çocukların yaptıkları şeyleri ciddiye alma. Genelde aptallık yapıyorlar. İnan bana ben bile bazen kulak tıkıyorum."

Daesung ve Taeyang yanlış anlaşılmanın verdiği utançla başlarını öne eğmişti. Dara da ağzına bir şekerleme atıp bize fısıldadı.

"Minzy, sana bir sır vereyim mi? Daesung' u neredeyse hiç dinlemem ama o yıllardır bunun farkında değil."

"Dara ama bu sözlerin çok kırıcı. Cidden yıllardır bunu mu yapıyorsun?"

"Evet, yoksa anlamamış mıydın?"

Dara şekerlemeyi ağzında dolaştırıp sırıtmaya başladı. Ciddi olmadığını biliyordum. Sadece alışmaktan hoşlanıyordu, bu onların anlaşma şekliydi.

Bir süre sohbet ettikten sonra burayaneden geldikleri fikri kafama takıldı. Soruları pek içimde tutmam, Genelde açık sözlüyümdür.

"Baksanıza siz, burada ne işiniz var sizin? Neden geldiniz ki? Öğretmenleri sevmezsiniz ve onlar da sizi. O zaman neden geldiniz?"

Birbirine bakıp konuşup konuşmamak konusunda ortak bir fikirde buluşmaya çalışsalar da Daesung fazla hızlı davramıştı.

"Bizi şirketin ceosu gönderdi. Videonuzu izlemiş. Biraz teknik eğitimle başarılı bir çıkış yapabileceğinizi düşünüyor. Size de şirkette stajyerlik teklif etmeye gönderdi bizi."

"Yani idol mü olacağız?"

"Stajyerliği başarılı şekilde bitirirseniz birer idol olacaksınız, tabi yeterince güçlü bir iradeniz varsa."

Dördümüz birbirimize baktık ve o an anlamıştım ki bunu yapabilirdik. Birlikte gülümseyip ellerimizi birleştirdik.

"Yapalım şunu, artık bizim zamanımız geldi. 2NE1!"

Bölüm sonuna geldik, sizce nasıldı?
Beğenip beğenmediğinizi yorumlara yazmayı unutmayın yakutlarım. Sizi seviyorum (^3^)❤️

KRALİÇE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin