Asayiş Şube'ye bağlı olarak görev yapan Cinayet Büro, Emniyet Müdürlüğü yerleşkesinin içinde başka bir bloktaydı. Mert'le birlikte oraya gitmek için yürürken diğer ikiliye göre daha şanslı olduğumuzu düşünüyordum. Böyle düşünmekte de pek haksız değildim, sonuçta vahşice katledilmiş bir cesedi görmek zorunda değildik.
Şubeden içeri girdiğimizde girişte yer alan tabelalar sayesinde Cinayet Büro'nun olduğu kata asansörle çıktık. Büro'dan içeri girer girmez ilk dikkatimi çeken şey, odaların bizde olduğu gibi şeffaf camla birbirinden ayrılmamış olduğuydu. Bütün personelin tuğla duvarlarla ayrılmış normal odaları vardı. Acaba burada görev yapan personel ne kadar şanslı olduğunun farkında mıydı?
Kapılarda yazan tabelalar sayesinde Cinayet Büro Amiri yazan odayı bulduk ve kapısını çaldık. Tok çıkan bir "Girin!" sesiyle birlikte Mert'le beraber içeri girdik.
Karşımızda benden bir kaç yaş büyük görünen üzerine açık mavi gömlek giymiş, kumral saçlı bir adam vardı ve önünde bulunan evrakları incelemekle meşgüldü. Evraklardan kafasını kaldırıp bize bakması için bekledik çünkü masasındaki tabelada Başkomiser Can Akman olduğu yazıyordu. Kendisi Mert ve benim üstümdü ama bize bakma süresi uzayınca onun dikkatini çekmek için hafifçe öksürmekten kendimi alamadım.
Başkomiserin dikkatini çekmeyi başarmıştım, kafasını kaldırıp kimin onu rahatsız ettiğini görmek için bize baktı.
Gülümseyerek elimi uzattım. "İyi günler başkomiserim, kusura bakmayın sizi rahatsız ettik. Organize Şube'den Komiser Çakır ben yanımdaki de aynı şubeden ekip arkadaşım Komiser Mert."
Şu anda başkomiserin bütün dikkati ikimizin üzerindeydi. O da karşılık olarak elini uzattı ve ikimizle de tokalaştı. "Size nasıl yardımcı olabilirim Çakır komiser? Öncesinde buyrun oturun istersiniz? Bir şey içer misiniz?"
Mert'le aynı anda masanın önünde duran misafir koltuklarına geçip oturduk.
Mert "Sağolun başkomiserim yoğun olduğunuzu görüyoruz, sizi fazla meşgul etmek istemeyiz," diye Can başkomiserin içecek teklifini geri çevirdi. Zaten benim tercihim de bu yöndeydi. Can komiserin çikolata kahvesi gözleri vardı, tokalaşmak için ayağa kalktığında Mert'ten bir kaç santim daha uzun olduğunu fark etmiştim.
"Siz bilirsiniz, teklif var, ısrar yok. Ziyaretinizin sebebini öğrenebilir miyim? Sonuçta Organize'nin adamları yani polis tabiriyle "Ağır abileri," tarafından her gün ziyaret edilmiyoruz."
"Konuyu ben açıklayım başkomiserim. Dün Şile'de ki ormanlık alanda bir ceset bulunmuş. Maktülün adı Okan Gülmez. Cinayet soruşturmasıyla da siz ilgilendiğinizden büronuzu bir ziyaret etmek istedik. Ekip olarak üzerinde çalıştığımız bir dosya var ve maktülün de bu dosyayla bağlantılı olduğunu düşünüyoruz."
Can başkomiser dudaklarını bükerek arkasına yaslandı. "Anladım, kimlere bir operasyon için hazırlık yaptığınızı söylemeyeceksiniz yani ama her şeye rağmen benim bir tahminim var ve bu tahmini sizinle paylaşmayacağım. Bu tabiri kullanmaktan nefret ediyorum ama emniyette bile yerin kulağı vardır. Maktül Okan Gülmez'le ilgili ne öğrenmek istiyorsunuz?"
"Aslında her şeyi başkomiserim. Bütün hazırlanan evraklardan birer suret istiyoruz ve şu anda hangi aşamada olduğunuzu da bilmek istiyoruz. "
"Cesedin işkence yapılarak öldürüldüğünü biliyorsunuzdur. Bunu yapmak için de bir fare kullanılmış, bu işkencenin nasıl yapıldığı raporlarda var. Size birer suret vereceğim zaten. Maktül Okan Gülmez'i kimin öldürdüğüne dair elimizde görgü tanığı ve delil yok. Ama kimin için çalıştığını ve ne iş yaptığını tespit ettik. Eminim siz de bu kişinin kim olduğunu biliyorsunuzdur, burada ismini zikretmeye gerek yok. Ama o kişiyi cinayete bağlıyacak bir delilimiz maalesef yok. Cinayetin olduğu anda evindeymiş ve bir kamyon dolusu adamı onun bu yalanını doğruluyacak şekilde tanıklık ediyor."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKIR (Tamamlandı)
Fiksi Umum"Bir daha pire torbası dersen senin cici bir abi olmadığını ona söylerim. Maylo'nun bunu duyunca ne yapacağını tahmin ediyorsundur." Ilgaz gözlerini devirdi. "Biliyorum, popomu ısırır." Tekrar sırıttım." Aferin, Maylo gibi sen de çabuk öğreniyorsun...