Divine pow-
"Ben güzel miyim?"
Wooyoung San'ı odasına getirip yatağın üzerine bırakmıştı. Dolaptan giydirmek için bir kaç kıyafet alırken küçüğünün sorusuyla eline ilk geçenleri alıp yatağa yaklaşmıştı."Çok güzelsin bebeğim" Bacakları yataktan aşağı sarkan çıplak bedenin saçlarını geriye tarayıp alnını öptü "Gerçek olamayacak kadar güzelsin"
"Peki... o?" San gözleriyle aşağıyı işaret ederken Wooyoung güldü ve küçüğüne sarıldı. "O da çok güzel bebeğim"
"Ya gülme çok ciddiyim" San Wooyoung'ın boynunu küçükçe ısırırken onun acıyla tıslamasına neden oldu.
Wooyoung küçüğünü arkaya doğru ittiğinde yatağa yatırmış oldu. Üzerine çıkıp dudaklarını boynunda gezdirdi. Boynunun ön tarafına gelince dudaklarının altındaki teni derince kokladı. San yutkununca adem elması Wooyoung'ın dudaklarına değmiş, kendini öpmesini sağlamıştı. Wooyoung diliyle küçüğün kulağına kadar ıslak bir yol çizdikten sonra fısıldadı.
"Sırf Seonghwa söyledi diye kendimi tutuyorum. Sana zarar vermek istemiyorum. Beni zorlama, seni istememi sağlıyorsun küçüğüm"
San kıkırdayıp kollarını üzerindeki oğlanın boynuna doladı. "Babam seni bekliyor galiba..."
Wooyoung kafasını kaldırıp ona baktı "Sen... bizi mi izledin?" San mahçupca gülümsedi "Şey... biraz" Wooyoung hiçbir şey söylemeden diğerinin boynunu yanağını ve alnını sırayla öpüp ayrıldı.
"Yunho ve Mingi nerede?" Wooyoung aniden aklına gelen arkadaşlarını sordu küçüğüne."Biz film izliyorduk, Mingi amca "Siz çocuklar hiç kıymet bilmiyorsunuz" diye lafa başlayınca Yunho amca da kolundan tutup dışarı attı. Sonra dayanamayıp, kendime iyi bakmamı söyledi ve o da gitti."
Wooyoung güldü ve küçüğü için çıkarttığı kıyafetleri onun çıplak vücuduna giydirdi. San bu gece kendi odasında yatmak istediğini ve onların rahatlarına bakması gerektiğini söyledi.
Çok ısrar ettiğinde Wooyoung tamam dedi ve yatağını açıp onu yatırdı. San, babasının boynuna kocaman bir iyi geceler öpücüğü bırakırken Wooyoung da burnunun ucuna küçük bir öpücük bırakmıştı.
San gülümseyerek iyi geceler diledi ve arkasını dönüp yattı. Wooyoung biraz başında bekleyip saçlarını sevdi. San'ın nefesleri sakinleştiğinde saçlarını öpüp yataktan kalktı ve yavaşça odadan çıktı.
Kendi odalarına girdiğinde Seonghwa belinde havlusuyla yatağın üzerinde oturuyordu. Wooyoung'ın üzerinde sadece iç çamaşırı vardı ve Seonghwa'nın da üzerinde sadece havlu olduğundan emindi.
Wooyoung odaya girince Seonghwa telefonu bırakıp ona bakmaya başladı. Küçüğü iyice yanına yaklaştığında dudaklarını uzunca öpmüş ve ellerini çıplak bedeninde gezdirmeye başlamıştı.
"Küçük oğlumuz bizi izlemiş"İkisi sarılmaya devam ederken Seonghwa şaşkınlıkla geriye çekilip ciddi olup olmadığını kontrol etmek için Wooyoung'ın yüzüne baktı. O ise dudaklarını birbirine bastırıp başını onaylarcasına salladı.Seonghwa güldü. "O zaman benim de sana bir şeyi itiraf etmem gerekiyor?" Wooyoung anlamayarak baktı ve devam etmesi için işaret etti. "San'ın her şeyden haberi var. Yani muhtemelen daha önce kendine dokundu, seni yada beni hayal ederek. Yada bazı geceler uyumayıp bizi dinledi, izledi."
"Nasıl ya? Siz beni kandırdınız mı! Siz baba-oğul çok kötü-" Wooyoung'ın sözlerini dudaklarına kapanarak kesti Seonghwa."Performansını beğendim ama" Dudaklarının üzerine fısıldadı küçüğünün. O aptal aşık gülümsemesiyle bakarken Seonghwa yavaşça üzerine eğildi. "Bir tur daha yapalım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cat Boy [WOOSANHWA]
Fanfiction@Younghee98 Erkek arkadaşımın kardeşi için aldığımız kedi, renkli hayatımıza yeni bir renk katmıştı. 🥇Sanhwa