seungmin çalan alarmla birlikte uyanıp yavaşça soluna döndü, yanında yatan sevgilisinin göğsüne yatıp kokusunu derince içine çekti. gülümseyerek, zar zor gözlerini açtı ve hemen kafasının üstünde duran yüze yaklaşıp çenesini öptü. chan'ın biraz kıpırdanmasıyla kıkırdayıp ard arda aynı şeyleri yaptı. chan gülerek gözlerini açtı ve sevgilisine baktı.
"günaydın birtanem." deyip elini seungmin'in saçlarına atıp okşadı.
"günaydın sevgilim, hadi kalk saat on olmuş."
"ne güzel uyumuşuz ya, kalkmasak olmaz mı?"
"olmaz chan, hadi daha çanta hazırlayacağız."
chan, onun dediğiyle gözlerini kocaman açıp yerinde hızla dikleşti, hemen telefonuna uzanıp mesajları kontrol etti. her şeyin yolunda olduğunu görünce rahatlayıp kendisine dik dik bakan sevgilisine döndü.
"bugün olduğu aklımdan çıkmıştı da, uçak biletlerini kontrol ettim hayatım. hadi kahvaltı yapalım." deyip kollarını sevgilisine sardı, kucağına alıp mutfağa götürdü.
ikili gülerek mutfağa gelmiş ardından oldukça güzel fakat sade olan bir kahvaltı hazırlamışlardı. her şey hazır olduğunda geçip atıştırmaya başladılar.
"chan, nerden çıktı bir anda bu tatil. nereye gideceğimizi bile bilmiyorum, onu söylesen olmaz mı?"
chan heyecanla yerinde kıpırdandı, aklına gittikleri yerde olacaklar doluşunca daha da heyecanlandı. gülümseyerek sevgilisine döndü ve göz kırptı.
"sürpriz sevgilim."
seungmin ofladı. chan'ın böyle ince düşünceleri çok hoşuna gidiyordu ama sonuna kadar hiçbir şey söylemiyordu. tamam bu da iyi bir şeydi ama seungmin meraktan ölecek gibi oluyordu.
"oflama, çok hoşuna gidecek şeyler olacak."
"tamam, sorun yok." deyip göz kırptı sevgilisine ve elindeki çatalda duran salamı ona uzattı. chan hızlıca kapıp göz temasını bozmadan yedi salamı.
ikili kahvaltılarını yaptıktan sonra odalarına geçip çantalarını hazırlamaya başlamışlardı. seungmin kıyafetlerin içinde daraldığını hissedip kendini yatağa bıraktı.
"ya ne giyeceğim ben? gideceğimiz yerde neler yapacağız, neler giymem gerek, hava nasıl? chan yardım eder misin, ben kime konuşuyorum?"
chan gülerek elindeki ceketi katlayıp çantaya koydu, ardından kendini sevgilisinin üstüne bıraktı.
"hayatım, her şey için bir tane koy işte. gideceğimiz yerin gece hayatı çok daha ünlü, ona göre al tabii."
"offf, o kadar kararsızım ki."
"olma kararsız, kalk hadi hazırla çantanı." sevgilisinin yanaklarını öpüp üzerinden kalktı ve kendi kıyafetlerini hazırlamaya koyuldu.
seungmin şikayet ederek tüm kıyafetlerini hazırlamış kapının önüne, chan'ın çantasının olduğu yere bırakmıştı çantasını.
seungmin çantasını hazırlarken chan duşuna girmiş ve atıştırmalık bir şeyler söylemişti eve bu yüzden seungmin hemen duşa girip, yolculuk için rahat şeyleri üzerine geçirip hızlıca sevgilisinin yanına geçti. ikili kısa sürede aldıkları şeyleri yemiş ve hızlıca arabaya geçip havaalanına gittiler.
kısa süre beklemenin ardından yavaşça uçaklarına geçmiş ve yerlerini almışlardı. yolculuk yaklaşık 16 saat süreceği için ikili indirdikleri filmleri izlerken aynı zamanda bir şeyler yiyorlardı.
"yani bilmiyorum, bunlar gibi bir evlilik teklifi istemezdim." deyip ağzına sushisini attı seungmin.
"nasıl?"
"yani, kimse olmasın. sadece çift olsun. bence en güzeli bu, sonuçta özel bir an. başkalarının olması hoş değil. sence?"
"bence de." deyip hızlıca kapattı konuyu chan.
üçüncü filmlerinin sonuna doğru seungmin uyuyunca chan'da bilgisayarı kapatıp çantasına bıraktı. ardından kendisi de uzanıp kendini uykuya bıraktı. ikili uçuşun son saatleri kalınca uyanıp güzelce kahvaltılarını ettiler, ardından uçuş bitiminde otellerine geçip gece olana kadar dinlendiler.
bu süre boyunca seungmin o kadar uyku sersemiydi ki nerde olduklarına bakacak gücü bulamamıştı kendinde. hatta uyandığında bile bu odaya nasıl geldiği hakkında en ufak bir fikri yoktu. gözlerini zar zor açıp yatakta dikleşti, etrafına bakıp chan'ı göremeyince yerinden kalkıp banyoya gitti. yaklaştığında gelen seslerle orda olduğunu anlayıp gülümsedi ve kapıyı açtı. aynanın karşısında saçlarıyla oynayan chan'ı görünce somurttu, görmek istediği şey daha farklıydı çünkü.
"uyanmışsın."
"uyandım da, nereye böyle?"
"dışarı çıkacağız hadi sen duşa girip hazırlan bende yemek isteyeyim odaya. ayrıca gece dışarı çıkıyormuşuz gibi giyin, şık giyinmene gerek yok." göz kırpıp banyodan çıktı chan.
seungmin derince nefes alıp hızlıca duş aldı ve çantasına önceden hazırladığı şeylerden giydi. ardından saçlarını dağınık bıraktı ve odaya geçti. yatağın kenarında duran chan'ın yanına gidip kendini gösterdi, chan parlayan gözlerle izledi onu.
"inanılmazsın seungmin."
"sende öylesin." deyip hızla masaya geçip yemeklerden atıştırmaya başladı.
ikili yemeklerini yiyip hızlıca otelden çıkmış, kendileri için hazırlanan arabaya geçip yavaş yavaş ilerlemeye başlamışlardı. seungmin her geçtikleri yolu dikkatle inceliyor nerde olduklarını anlamaya çalışıyordu, en sonunda gördüğü koca yazıyla gözlerini kocaman açıp chan'a döndü.
"chan, las vegas."
"las vegas." deyip gülümsedi chan.
seungmin gidecekleri yere kadar tüm ışıkları inceledi. her yeni bir şey farkettiğinde chan'a dönüp hızlıca konuşarak anlattı. sonunda geldiklerinde arabayı park edip yerinden kalktı chan, hızlıca sevgilisinin kapısına ilerleyip açtı. seungmin gülümseyerek arabadan indi ve sevgilisinin elini tuttu.
ikili sonunda şehrin en kalabalık yerine gelip yan yana ışıkları izlediler. chan en son sevgilisine dönüp gözlerini birleştirdi.
"günahlar şehrinde, benimle birlikte tüm günahları işlemeye var mısın güzelim?"
seungmin sevgilisine yaklaştı ve dudaklarını birleştirdi, uzunca öpüştüler. sonunda ayrılıp parlak gözlerle kendine bakan sevgilisine daha da parlak gözleriyle baktı ve kafasını salladı.
ikili hayatları boyunca unutamayacakları şeylere hızla koştular.
gencler diger bolum BOMBA ama ne zaman gelir hicbir fikrim yok optum bay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
las vegas | chanmin
Fanfictiongünahlar şehrinde, benimle birlike tüm günahları yaşamaya var mısın güzelim? #four shot#