Gecenin Karanlığı

11 3 0
                                    

Elimdeki kutuyu hemen yatağımın üzerine fırlattım. Vücudum zehirli bir sarmaşığa dokunmuşum gibi tepki veriyordu. Ellerimi birbirine sürterek bu zehri atmaya çalışıyordum ama hiçbir şey olmuyordu. Aksine içimde bulunan korku her geçen saniye daha da artıyordu.

Bana hediye bırakmıştı.Bir katil bana hediye bırakmıştı.

Az önce uyanmış, kendimi odamda yatağımda uzanır bir halde bulmuştum. Baş ucumda ise kırmızı kadifeden bir kutu vardı. Kutuyu açtığımda ilk gördüğüm şey bir nottu. Notun altında ise göz kamaştıran özel tasarım bir kolye vardı.

İlk başta bu hediyeyi Edwar'ın bıraktığını sansam da notu okuduğumda başımdan aşağıya soğuk sular boşaldı.

Ellerimin kanadığını hissettim. Az önce salonda duran onlarca insanın kanının ruhuma karıştığını hissettim. Onları ben öldürmüşüm gibi vicdan azabı çekiyordum. Ellerimi birbirine daha çok sürterek en azından elimdeki kandan kurtulmaya çalıştım. Ne kadar hızlı birbirine sürtersem sürteyim kanın daha çok aktığını hissediyordum. Tereddütle gözlerimi ellerime çevirdiğimde ise ellerimin sadece biraz kızardıklarını gördüm. Kan yoktu.

"Hediyemi beğenmedin mi prenses ?"

Yakından gelen sesle birden ürperdim. Artık ellerimi birbirine sürtmüyordum.Bu sesi tanıyordum.

KAN!

Kendimden emin görünmeye çalışarak arkamı döndüm. Rahat görünmeye çalışıyordum ama içimde bedenime büyük bir gerginlik hakimdi. Usulca odaya göz attım. Gözlerim balkonumun kapısında durdu. Birkaç dakika öylece bakıştık. Kırmızı gözleri beni ilgiyle izliyordu. Verdiğim her tepkiyi aklına kazımak ister gibi bakıyordu.

Bir yabancı baştan aşağıya siyahlara bürünmüş , kollarını göğsünde bağlamış , kapı pervazına dayanmış öylece bana bakıyordu. Gözleri ilginin yanı sıra muzurlukla parlıyordu.

Onunla göz temasını kesmeden ellerimi yavaşça iki yanıma bıraktım. Ellerim hala biraz acıyordu ama bunu umursayacak değildim. Oldukça rahat hareket ettığim beni takip etme gereği duymuyordu. Aynı şekilde gözlerime bakmaya devam ediyordu. Hareketleneceğini hissettiğim an sağ ve sol bacağıma takılı olan hançerleri hızlıca yerlerinden çekip aldım ve kapı pervazına doğru fırlattım.

Yabancı hançerlerden kaçmak için sağ tarafa doğru ani bir hamle yaptığında hançerlerimden biri kapı pervazına sabitlendi.

Yabancı ağzında takılı olan peçeyi hızla aşağıya çekti ve keyifli bir şekilde bana gülümsedi. Az önce ona hançer fırlatmamdan memnun olmuş gibi bir hali vardı.

"Iskaladın."

Bu cümle üzerine ne kadar gergin olsam da gülümsemeden edemedim. Sırıtık bir ifadeyle ona karşılık verdiğimde ses tonum beklediğimden daha özgüveli çıkmıştı.

"Iskaladığımı kim söyledi."

Gözlerimle sağ omzunu işaret ettiğimde yabancı gözlerini temkinli bir şekilde sağ omzuna çevirdi. Omzuna saplanan hançeri görünce bir anlığına afallasa da gözleri hemen parladı. Büyük ihtimalle zırh benzeri bir şey giyiyordu bu yüzden hançerin ona saplandığını anlamamıştı bile. Bana döndüğünde gözleri bir anlığına parladı. Ne yani onu vurduğum için mutlu mu olmuştu?

Tek hamlede omzuna saplanan hançeri bulunduğu yerden çıkardı. Bilerek ona zarar vermeyecek bir yere nişan aldığımı anlamıştı. İstesem gayet rahat bir şekilde o hançeri boğazına da sağlayabilirim ama sorularıma cevap alamadan ölmesi işime gelmezdi.

KIZIL VE KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin