Bölüm başında yazayım karışıklık olmasın. Namjoon ve Jin diğerlerinden 1 yaş büyükler ve aynı sınıftalar. Hoseok,Yoongi ve Jimin aynı sınıfta, Tae ve Jk aynı sınıfta. Bide * bunu kullanarak yazdıklarım iç sesler veya kendi kendine konusmaları. O kısımları nasıl yazacağımı bilmediğim için * işaretini kullanacağım.
Jin:
Yeniden Tanışmamız bittiğine göre sınıflara gidelim.
Namjoon:
Senmi sınıfa gitmek istiyorsun?
Jin:
Evet.
Hoseok:
Kesin sınıfta yemeğin var.
Jin:
Yalan! Hadi gidelim Namjoon.
Namjoon:
Bir yek bana verecek ezikler. Ağlayın şimdi.
Tae:
Ben biraz daha dışardayım.
Yoongi:
Benimde zil çalmadan sınıfın önünden geçme gibi bir planım yok.
Jk:
Ben sınıfa çıkacağım çantamı bırakmadım zaten daha.
Hoseok:
Bende gidiyorum sınıfa.
Yoongi:
Benim çantamı da götür.
Hoseok:
Kölen yok.
Yoongi elindeki çantayı Hoseok'a diğru fırlattı.
Yoongi:
Sen varsın.
Hoseok oflayarak ilerlerken Yoongi arkasından bağırdı.
Yoongi:
En arka sıraya koy! Uykum var, uyucam!
İkili okula girene kadar konuşmadılar. Okula girdiklerinde Jungkook, Hoseok'a döndü.
Jk:
Sence neden bana birden iyi davranmaya başladılar?
Jungkook bunun cevabını zaten biliyordu. Ama Hoseok'in bilip bilmediğini veya biliyorsa da kendisine söyleyip söylemeyeceğini merak etmişti.
Hoseok:
Bilmiyorum. Ben seninle iyi anlaştığımı söylemedim. Onlarında bana seninle iyi anlaşmaya çalışacaklarını söylediklerini hatırlamıyorum. Büyük ihtimalle seninle dalga geçiyorlardır. Sen fazla güvenme bizimkilere.
Jk:
Ben dün bir şey duydum.
Hoseok:
Ne duydun?
Jk:
Sen eve gittikten sonra yolda onları gördüm. Beni görmeden saklandım. Senin yanına geliyorlardı. Bana iyi davranıp özelimi öğrenmektem bahsediyorlardı.
Hoseok:
Dün... Tabi ya! Dün bana bir şeyler söylüyolardı ama ben tıkınmakla meşgul olduğum için dinlememiştim.
Jungkook gülerek geri önüne döndü.
Jk:
Sizin grup yemeği ne kadar çok seviyor.
Hoseok:
Hemde çok. Yemek yerken kendimizden geçtiğimiz için ne dediğimizi bile duymuyoruz çoğu zaman.
Jungkook'un gülmesine bu sefer Hoseok'da eşlik etmişti.
Hoseok:
Sen seviyor musun?
Jk:
Bende çok severim ama yerken de öyle kendimden geçmem.
Konuşurken çoktan Jungkook'un sınıfının önüne gelmişlerdi.
Jk:
Ben gidiyorum sınıfıma. Sonra görüşürüz.
Hoseok:
Görüşürüz.
Jungkook sınıfa girdiğinde zilde çalmıştı. Sırasına oturduğu anda arkadan birisi kafasına vurdu.
Lisa:
Naber?
Jk:
Seni görene kadar iyiydim.
Lisa:
Oha şansa bak! Bende! Bi an gelmeyeceksin diye sevinmiştim. Ne güzel tek oturucaktım.
Jk:
Çok istiyosan sıranı değiştir Lisa.
Lisa:
Ne fark eder? Tek oturan bir kişi var o da Taehyung. Beni sever, olmayan kız kardeşi gibi görür ama... Yok Tae'nin yer degiştirmeyi kabul edeceğini sanmam.
Jungkook gülerek önüne döndüğü an duyduğu sesle yeniden başını Lisa'dan tarafa çevirdi.
Biraz şerefsizlik gibi olucak ama burdan sonra diğerleri gittikten sonra Tae,Jimin ve Yoongi'nin konuşmalarını okuyacaksınız. Sonra zaten buraya gelecem.
Tae,Jimin ve Yoongi'nin konuşmaları:
Jimin:
BeN sInIfA çIkAcAğIm ÇaNtAmI bIrAkMaDıM zAtEn DaHa. İnak ya.
Tae:
İneklere hakaret etmezseniz sevinirim Park Jimin.
Üçlünün gülme seslerinin ardından Yoongi konuştu.
Yoongi:
İnek de demeyelim ya. Bence salak hemen inandı. İnsan bir sorgular neden Zorbaların benimle iyi anlaşmak istesin ki diye.
Jimin:
Sanırım lafımı geri aldım. Düpedüz gerizekalı bu. Daha ne kadar katlanacaz aceba?
Yoongi:
Öyle deme ya sevdim ben.
Jimin:
Sahi senin o 'haddinden fazla' yakınlığın neydi?
Tae:
Dikkat et de aşık olma Yoon. (Dikkat et de sen olma aslan parçası)
Jimin:
Saçmalama Yoongi ve o aptal. İmkanı yok.
Yoongi:
Ben olmamda o aptal olursa bilemem.
Tae:
O zaman biraz oynarız.
Jimin:
O değilde. Jin ve Namjoon'un yanına mı gitsek? Karnım aç bir şeyler çalarız.
Yoongi:
İşin ucunda o ikisi sinirlenecekse varım. Hadi gidelim.
Tae:
Ben ne olucam?
Jimin:
Gel veya sınıfa git.
Tae:
Sınıfa gitmeyi tercih ederim.
Yoongi ve Jimin, Jin ve Namjoon'un yanına giderken Tae'de sınıfına gidiyordu. Sınıftan içeri girdiğinde Lisa ve Jungkook'u konuşurken gördü. Yanlarına biraz yaklaştığında ne konuştuklarını duydu.
Lisa:
...gibi görür ama... Yok Tae'nin yer degiştirmeyi kabul edeceğini sanmam.
Jungkook gülerek önüne döndüğü sırada Tae konuştu.
Tae:
Kim demiş?
İkiside başını birden Tae'ye çevirdi.
Lisa:
Dedin ya Kim demiş.
Tae:
Beynini fazla zorlama bunlar için. Kalk hadi kış kış kış.
Lisa şaşkınca Tae'ye bakarken çantasını aldı.
Lisa:
Sanki hayvan kovuyor it!
Saçlarını savurarak Tae'nin sırasına doğru ilerledi. Lisa gidince Tae'de, Lisa'nın yerine oturdu.
Jungkook, Tae'nin yüzünü,dudaklarını,gözlerini incelerken Tae kafasını Jungkook'a çevirerek içten bir gülümseme sundu. Jungkook utançla kafasını sıraya gömerken Tae'nin gülümsemesi iyice genişlemişti.
Jk:
*Beni kandırdığını bilmesem inanacağım gülümsemesine. İyi rol becerileri varmış. Gülünce de ayrı bir güzel oldu. Ne diyorum ben?! O benim düşmanım! Hatta zorbam boş konuşma Jungkook!*
Tae:
*Ne diye böyle içten gülümsedim ki şimdi? Neyse. Utanınca da şirin durdu. Ne boş şeyler düşünüyorum ben? Şu an rol yapıyor olmam gerek! Rol yapıyorum zaten. Uff kimi kandırıyorum? Tatlı ve yakışıklı işte! Bunu kabullensem ne olucak. Zaten bahsetmedim sürece kimsenin haberi olmaz onun hakkındaki düşüncelerimden.*
İkilinin düşüncelerinden ayrılmasına sınıfa giren öğretmen sebep olmuştu.
Öğretmen:
Günaydın çocuklar. Hemen derse geçiyorum bu gün bitmesi gereken bir sürü konumuz var. Kitaplarınızın...
Biraz geç attım yeni bölümü üzgünüm. Eğer atabilirsem bu gün bir bölüm daha atarım atamazsam yarına kalır.
Neyse ben kaçar.
