Sizde geçtiniz mi o zamandan?
Hangi zamandan mı bahsediyorum?
Kiminizin şuan içinde olduğu,
Kiminizin atlattığı,
Kiminin ise benim gibi yuvası olduğu o zamandan bahsediyorum.
Nerden mi biliyorum? O zamanı.
Çünkü ben size bunu yazıyorum ve gece hatta sabah saat beş sularındayım. Ayaktayım, gözlerim kırmızı ve başım ağrıyor.
Bir şarkı eşliğinde size yazmak istedim.
Size iki çift lafım olacak;
-Bu yaşta ne derdiniz olabilir ki sizin?
-Bazı şeyleri çok abartıyorsunuz.
-Ergensin bence susmalısın...
Size de tanıdık geldi öyle değil mi?
Neredeyse her gün öğün yerine masaya taşınılan ve neresi olur ise olsun konuşulan o kelimeler bunlar.
Rahat olun, burası bir masa değil ve unutmayın ben çevrenizdekilerin gürültüsü değil kalbinizin fısıltısıyım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbinizin Fısıltısı.
PoesíaBu kitap gece boş boş duvara bakıp hayatı sorgulamak yerine okunması için yazılan bir kitap. Sizinle paylaşmak istediğim çok şey var. Ben kalbinizin fısıltısı olmaya geldim. Bana çığlık atabilirsiniz.