Uyandığımda yatağımdaydım. Kalktım ve dün akşam olanları hatırlamaya çalıştım ama Jisung'a mesaj attıktan sonrasını hatırlamıyordum. Yüzümü yıkayıp aşağıya indim. Sorumlu grup kahvaltı hazırlıyor diğerleri de salonda takılıyordu. Gidip Jisung'un yanına oturdum.
Min "Günaydın!"
Jisung "Günaydın..."
Garip davranıyordu -Dün akşam bir şey mi oldu acaba?- Hyunjin'e doğru eğildim ve;
"Oppa! Jisung'a ne oldu?"
Hyunjin "Bilmiyorum... Akşamdan beri böyle."
-Kesin yanlış bir şey yaptım...- Jisung'u dinleyip buluşmaya gitmemeliydim. Odaya çıkıp Na-ra'yı aradım.
-Alo Na-ra! Dün akşam ne oldu?
-Bir şey olmadı...
-Na-ra ne olduğunu direkt anlat! 2. bardağımdan sonrası...
-Ben sana 3. barağı teklif ettim sende Jisung'a seni alması için mesaj attın. 3. bardağından sonra Dae-hyun sana asıldı, sende masadan kalkıp kapıya doğru ilerlerdin. Tek başına gönderemezdim. Seni alıp benim yanıma oturtturdum. Gitmek istediğini ve buradaki iki yüzlülerle birlikte olmak istemediğini benim için geldiğini söyledin. Ben seni göndermeyince 2 bardak daha içip masada uyuyup kaldın. Birkaç dakika sonrada Jisung geldi zaten. Birlikte eve gittiniz.
-Hiç bir şey olmadı değil mi?
-Birde çıkarken Jisung sana bir şey yapıp yapmadıklarını sordu. Bende olayı olduğu gibi anlattım.
-Teşekkür ederim Na-ra... Seni seviyorum!
Kapattım. -Hiç bir şey olmadıysa neden böyle? Yolda sorun mu çıkarttım? Ah hadi ama neden böyleyim...- Aşağıya indim.
Chan "Min! Canlı yayın açacağız hadi gel."
Yanlarına gidip oturdum. Konuşurken klasik bir soru geldi. "Vien! Milyonlarca kişi seni kısa sürede tanıdı ve sevdi. Dünyanın farklı yerlerinden sevilmek nasıl bir duygu?"
"Dünyada sevginin çözemeyeceği hiç bir şey olmadığına inanıyorum..." dedim Jisung'a bakarak o da bana bakıyordu ama hemen kafasını çevirdi. "Ayrıca din,dil ve ırk gibi farklılıkların huzura,sevgiye ve barışa engel olamayacağını düşünüyorum. Stay! Sizi seveni sevin, ama size kötü muamele gösterene tahammülünüz olmasın! Sonuçta sadece köpekler yemek için sahiplerine yalakalık yapar. İstenmeyen bir sevgi uğruna hiç bir şey yapmanıza gerek yok..."
Seungmin bana dik dik baktı.
Min " Hayır oppa! Biliyorum köpek köpek ama... O anlamda demek istemedim!"
Seungmin "Serçecik yem olmak istiyor..." diyerek güldü.
"Bu serçe mutasyon geçirdi yanlız!" diyerek Jeongine baktım. Hepimiz bir kahkaha patlattık. Jisung hariç... Bu durum iyice moralimi bozmaya başladı.
Yayın bittikten sonra Jisung'un yanına gittim.
"Jisung! İyi misin?"
"Evet..."
"Sorun ne?"
"İyi olduğumu söyledim Min! Sorun falan yok!"
Kırılmıştım... Odaya gidip yatağıma yattım. Yorganı kafama çekip tuttuğum bütün gözyaşlarını bırakmıştım. Yüzümü yıkamak için banyoya gittim.
Ne olmuştu? Ağaç kurumuş muydu? Kelebek ölmüş müydü? İnsanlar artık zamanın kıymetini biliyorlar mıydı? Anne yavrusunu daha kucağına bile alamadan kaybetmiş miydi? Artık deniz kurumuş gökyüzü de kararmış mıydı?
Aynaya baktım ve konuşmaya başladım;
"Ağlamak yok! Hayır Min ağlamayacaksın, sen güçlüsün! Gözyaşların senin özelin onları kimseye gösteremezsin! Topla kendini! "
-Hayır buna izin veremem!-
Ağaç yeniden çiçek açar, kelebek yeniden doğar. İnsanlar zamanın kıymetini ASLA bilmez, anne yavrusuna kavuşur. Deniz yeniden dolar ve gökyüzü yeniden aydınlanır...
-Evet, bunlar benim doğrularım, bunlar benim gerçeklerim...-
İlk önce Jisung'a bir şarkı yazmayı denedim ama kafam dağınıkken bunu asla yapamıyorum... Mutfağa gidip birşeyler hazırlamaya düşündüm ama istediğim malzemeler yoktu. -Hadi ama! Böyle şeyler sadece kurgularda olur!-
Felix'in sesiyle irkilip bütün düşüncelerimden sıyrılmıştım.
"Ne yapıyorsun Min?"
"Jisung bana kırıldı sanırım barışmak için bir şeyler hazırlamak istedim ama malzeme yok..."
"Gidip sadece özür dilemeyi denedin mi?"
"Hayır! Çünkü ne yaptığımı bilmiyorum..."
"Ne yaptığını bilmeden özür dilemek hiç özür dilememekten bin kat kötüdür. Bence önce gidip sebebini öğren..."
"Oppa! Artık akıl hocamsın! Teşekkürler!" dedim ve telefonuma mesaj geldi;
Sincabımmm <333; Min 2 dakika konuşabilir miyiz? Bahçedeyim.
Koşarak bahçeye çıktım. Jisung karşımda duruyordu ve söylemek istediği şey kötü bir şeymiş gibi endişeliydi.
Jisung "Min! Ben gerçekten çok düşündüm. Üstelik dün akşam dediğin cümleden sonra buna devam edemeyeceğimizi düşünüyorum... Burada bitirelim..."
Gözlerim doldu -sanırım benim doğrularım aslında yanlış olanlarmış...- Bir kaç saniye öylece durdum. -Hayır! olamaz, onlar benim doğrularım! Başkalarının yanlışı olması beni ilgilendirmez...-
Gidip elini tuttum. "Burada bitiremeyiz! Seni kimseye vermem, ayrılamayız! Hatta dur en yakın zamanda evleniyoruz!"
"Ayrılalım demedim ki aptal! Evlen benimle! Sevgililiğimizi bitirelim diyorum. Gerçi sen benden önce davrandın. Hatırlıyorsun zannedip bütün gün sana şaka yapmak için uğraştım. Dün akşam evlenmeyi istemiştin benden..."
Dudaklarım dudaklarına değdi ve saniyelerce öyle kaldık. En sonunda koluna vurdum ve;
"Beni nasıl kandırırsın Jisung!"
Evetttt, hikaye bu kadardı... İçimden gelenleri yazacağım; Umarım okurken eğlenceli vakit geçirmişsinizdir. Öylesine yazmak istemiştim deftere, ama sonradan neden başkaları da okumasın okurken belki eğlenirler düşüncesiyle buraya yazdım. Aslında hedeflerim vardı yorumlar yıldızlar falan ama maalesef arkadaşım hariç yorum yazan ve bir kaç kişi hariç oy veren olmadı... Neyse sorun yok! Sevdiğim için yazıyorum ve yazmaya devam edeceğim SKZ MAFYA haftaya sizlerle!
Vee buraya kadar okuyan olduysa teşekkür ederimmm! Biası Han Jisung olanlara ve Staylere selam olsun dbhsvd. Stray Kidsimizi ve Sincabımızı seviyoruzzzz! <333333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
9 NUMARA -SKZ-
Fanfiction"Ağaç kurumuş muydu? Kelebek ölmüş müydü? İnsanlar artık zamanın kıymetini biliyor muydu? Anne yavrusunu daha kucağına bile alamadan kaybetmiş miydi? Artık deniz kurumuş gökyüzü de kararmış mıydı? "