Go back to sleep doll / Bucky Barnes

Without him

Şarkı - The Blackest Day

"Ever since my baby went away. It's been the blackest day"

---

Sabah gayet spontane başlamıştı, kişisel ihtiyaçlarımı hallettim ve Bucky ile beraber kahvaltı için aşağı indim. Avengers her zaman erken kalkmaya bayılıyordu.

"Günaydın." dedim masadaki yerimi alırken, Bucky de yanıma geçmişti.

"Günaydın, bu gün görev için kişiler belli olacak. Bilgilendirme geldiğinde sizi haberdar ederim." dedi Tony.

"Ne görevi?" diye sordu Nat.

"Küçük bir HYDRA üssü tespit ettik, görünüşe göre Rina ve Bucky'nin ilk geldikleri günde saldırı yapan adamlar o üsten gönderilmiş. Ne kadar küçük olsa da içeride HYDRA için kimliği belirli olmayan önemli ve güçlü adamlar var."

Tony konuşmaya devam ettikçe beynime kan sıçramaya devam ediyordu, ya Bucky'i gönderirlerse?

"Ne zaman belli olacak gidecekler?" diye sordum hışımla, Tony ise omuz silkti.

"Dedim ya, haber veririm."

Kahvaltının geri kalanında Bucky'nin yalnız gitme düşüncesini kafamdan atmaya çalıştım, tabağımdakiler bittiğinde de antrenmanlarım vardı.

Avengers kahvaltısını bitirince herkes ayaklandı, ben de bu fırsat hemen Tony'e koştum.

"Tony, biraz konuşabilir miyiz?" Tony'e arkasından seslendiğimde durdu ve önüne döndü.

"Tabii, dinliyorum."

"Aslında uzun zamandır düşünüyorum, onu görüp görmek istemediğimden bile emin değilim ama..."

Kelimelerin ağırlığıyla duraksadığım Tony kolumu sıvazladı ve gülümsedi. Desteğini gördüğümde de iç çektim.

"Babamı bulabilir misin?" dedim bir anda, Tony ise ilk başta kaşlarını çatmıştı.

"Neden?" diye sordu Tony, anlam veremiyor gibiydi.

Ya da bozulmuş?

"Biliyorum belki geçmişe çomak sokmak iyi bir fikir değil ama... sadece denemeni istiyorum." dedim.

"Pekala, ama babanla ilgili senden almam gereken bir kaç bilgi var. Ofisime geçelim mi?"

Tony'nin sorusuna karşılık kafa salladım ve onu takip etmeye başladım, ofisine girdiğimde de hemen bilgisayarının yanındaki masanın üzerine kuruldum. Bu sıralar ofisinde fazla zaman geçiriyordum.

"Babanın adı neydi Rina?" diye sordu Tony bilgisayarında bir şeylere basarken.

"Harold, Harold Harper."

Tony cevabıma karşılık bilgisayarına bir kaç bir şey daha yazdı.

"Bak konuşmak istemezsen anlarım ama bana biraz neler olduğundan bahsetmek ister misin?"

Üzerimde bulunan gerginlik git gide artıyordu, eski günleri hatırlamak acıydı.

"Babam ve annem severek evlenmişler, bir kaç yıl sonra da ben olmuşum. Babam eve çok uğramıyormuş, hatta neredeyse hiç. Ben çok küçükken evden çıkmış ve bir daha geri dönmemiş."

Konuşurken parmaklarımla oynamaya başlamıştım bile, stres altında kaldığımda yaptığım hareketlerden biriydi. Yere bakarak konuşmaya devam ettim.