Etraf az öncekinden daha kalabalıktı. İnsan kalabalığı yapmak için tüm ortamı çağırmış gibiydi sanki, gösteriş meraklısı göt.
Orta yere bir adam geldi ve mikrofonu elinde konuşmaya başladı.
"Hepiniz burada olduğunuz için çok teşekkürler. Buraya Afşin beyin bu piyasadaki birinciliğini kutlamak için geldik."
Duyduğum şeyle, oturduğum yerden sinirle kasıldım.
"Afşin beyin özel asistanı olarak bu yollara zorlukla geldiğimizi söylemek isterim. Ve bu geceye özel muhteşem bir konukla beraberiz."
Elim yan tarafımda, yerinde duran silaha kaydığında, alıp sıkmamak için zor durdum. Sıkıp oracıkta canını almamak için, herkesin önünde beni yok saymasının cezasını vermemek için içimde savaş halindeyken kolumu tutan el ile oraya döndüm.
Ümit, beni tutarken "yapma" dercesine gözlerime bakıyordu. Tamam, şuan sakinleşmeliydim.
Bundan sonra sana acımayacaktım Afşin Konak.
Alkışlar ile transtan çıkmış bir şekilde yeniden oraya döndüm.
Onlarca kafanın arasından gördüğüm Afşin ve onun yanındaki bir adamın yüzü ile özel konuk diye bir yerlerini yırttığı adamın bu olduğunu tahmin edebilmiştim.
Herkesin ilgisi oradayken kendimi o alandan dışarıya atıp üst kata çıktım. Tüm gösteri aşağıda olduğu için üst katta kimse kalmamıştı.
Balkona vardığımda, duvara umursamazca bir yumruk attım. Elimin acısı içimdeki siniri söndürmemişti. Sanki, daha da körüklemiş gibiydi her şeyi. Şuan vurduğum şeyin bu duvar değil de Afsin'in yüzü olmasını çok istedim.
Bunu düşününce yeniden yumruk atacaktım ki, elimin havada yakalanması ile büyük bir sinirle yan tarafıma döndüm. Baktığımda, yanımda olanın Afşin olduğunu gördüm.
"Ben de seni anıyordum göt herif!"
Kendimi tutamayarak serbest olan elimle sol çenesine gelecek bir yumruk attım. Doğrulamasına fırsat vermeden yakalarına yapıştım ve silkeleyerek bana bakmasını sağladım.
"Bir de yüzsüzce karşıma mı geldin lan!"
Beklemden art arda yüzüne geçirdiğim yumrukları haddi hesabı yoktu. Elimi havada yakalayacagi sırada bunu yapacağını anlayıp havada olan elini tuttum ve dirsekten kıvırıp yüz üstü duvara yapıştırdım onu.
Hemen arkasına yerleştiğimde bir elimle ensesinde saçlara asılıp diğer elimle de dirsekten kolunu arkaya kırmış, onu tutuyordum.
Saçlarından çekip kulağını dudaklarımın hizasına getirdim.
"Bana yalvaracaksın. Bunu yaptığın için pişman olup, bana yalvaracaksın Afşin."
Acı dolu sırıtışını gördüğümde canını daha çok yakmak için çektim biraz daha saçlarını.
Dirseğini bırakıp elimi yan tarafıma attım ve silahımı çıkartıp tam açıkta kalan boynuna bastırdım.
" Şuracıkta canını almak için yanıp tutuşuyorum. "
" Neden yapmıyorsun?"
"Yapmamam için bir sebep söylemeni bekliyorum."
Elim tetiğin üzerindeyken gözüm kararmış bir şekilde vereceği cevabı bekliyordum.
"Benimle uğraşman gereken günler var Eriz Balpak. Şimdi beni öldürmenin sırası değil"
Güldüm.
"Bu yeterli bir sebep mi? Ne var senin şu pis canını almakta?"
"İstiyorsan yap."
Seçimlerin bana sunulması her zaman öfkeme ve sinirime yenik düşmemi sağlıyordu.
"Dua et, seni yalvartacağıma söz verdim. Ne konuda olursa olsun, seni benim önümde dizlerinin üzerinde göreceğim. Yalvaracaksın bana."
Boynuna daha çok baskı uygulayıp kendimi ona bastırdım.
"Yemin ederim ki, ayaklarıma kapanacaksın."
Ondan ses gelmediğini duyunca ittirerek bıraktım onu. Silahımı tekrar belime yerleştirip ona baktım.
Elini ensesine götürüp büyük ihtimal acımış saç diplerini kaşıdı.
"Nasıl yalvaracakmışım sana Eriz?"
"Onu da sen bileceksin."
"Çok mu alındın piyasanın birincisi olduğuma? Çok mu dokundu kanına bu Eriz?"
"Senin ben..."
Tam üzerine atlayacağım sırada yan tarafımızdan gelen adım sesleri ile oraya döndük.
Az önce Afşin ile aşağıda yeni gördüğüm adam şuan karşımızdaydı.
"yanlış bir zamanda gelmedim değil mi?"
Sorduğu soruya Afşin beklemeden cevap verdi "Hayır. Seni zaten Eriz ile tanıştırmak istiyordum."
Gelen adam gözlerini benden ayırmadan Afşin'in yanına geçti.
"Wesley, bu Eriz."
Adam elini bana uzatınca bir eline bir adama baktım. Yüzünde pek bir ifade yoktu. Alıp elini kırmak vardı ama içimdeki öfkeyi bastırıp elini tutup sıkarak salladım.
Böyle yaptığımda adam gülerek "Memnun oldum."dedi.
Aman,ben de çok oldum ayrı göt herif.
Adam Afşin'in yanından geçip benim yanıma geldi ve durdu.
" Türkçemin kusuruna bakmayın, yurt dışından yeni geliyorum. "
Hafif aksak konuşuyordu, belliydi yani bu.
" Bu zamana kadar nasıl hiç sizi görmedim?" dedi hafif sırıtarak.
Gözleri ise vücudumda dolaşıyordu. Her yerde ayrı ayrı durarak geziyordu.
Bu herif bana iş mi atıyordu lan?
Afşin lafa atlayarak adamın omzundan tuttu ve kendi yanına çekti.
" Eriz bu piyasanın ileri gelenlerindendir. Sizi bir tanıştırmak istedim."
Adam Afşin'i dinlerken benden gözlerini çekmedi ve gülerek "Ne güzel" dedi.
Afşin'in elindeki kozum şu andan itibaren belli olmuştu. Belliydi ki "Özel misafiri" ona pek ilgili değildi. Ben de bunu ona karşı bir koz olarak kullanacaktım.
Adamın omzuna elimi koyup gülerek "Artık tanışmış olduk, eminim ki birlikte geçirecek zamanlarımız vardır" dedim gülerek.
Adam bu tavrıma şaşırmış olacak ki gülüşü genişledi ve samimi bir hal aldı.
Boğazını temizleyen Afşin'e döndük ikimiz de. Rahatsız olmuştu beyimiz.
Seni kendi ellerimle yakacağım Afşin.
"İsterseniz içeriye geçelim."
Afşin eliyle içeriyi gösterdi. Wesley önden yürümeye başladı. Arkada Afşin ile kalan ben sanki bir zafer kazanmışçasına suratına bakıp güldüm.
"Cehennemine hazırlan Afşin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman [b×b]
Dla nastolatkówAfşin Konak × Eriz Balpak İkisi de herkesin saygı duyduğu, yer altı dünyası insanlarıydı. Ve herkes bilirdi ki, ikisi birbirinin ezeli düşmanıydı.