Saatler hızla geçiyor, zaman daralıyordur. 24 saat dolunca Burak geri gelmiştir.
Burak:: evet, cevabın ne?
Sadi: Ben bir insanın ölmesi için seçim yapamam, bi tarafta canından çok sevdiğim karım, diğer tarafta derya, diğer tarafta kimin olduğunun bi önemi yok ama oradaki de bir insan!
Burak: Sen karar veremediğine göre iş başa düştü. Burak tam silahı Songül'e doğrultmuştur ki Songül sesler duymaya başlar.
Sadi: Karıcığım, güzel karım, güzelim, hadi uyan, geç kalacağız.
Songül gözlerini açar. Ne! Hepsi bir rüya mıydı?! Bu olamazdı. Songül resmen rüyada Can çekilmiştir.
Sadi: Güzelim, kabus mu gördün, ter içinde kalmıştın, bir şeyler sayıklıyordun ama anlayamadım. İyi misin? şu uzatır bu esnada Songül önce suyu içer.
Songül: Kabus. Bu hani sana da bana da zarf geldi ya, o zarfın içinde vi adres yazıyordu, yeni bi müdür geliyordu ve beni trafik şubeye alıyordu, ben de adrese gidiyordum, orada deryayı görüyordum. Elikolu bağlı. Beni suçluyordu, orada olduğu için. Sonra birileri gelip bizi bayılıp götürüyordu, bi sarnıçtaydık, seni getiriyorlardı, canla öğle yemeğine çıktığında kaçırmışlardı seni, oraya getiriyorlardı, tam ortamızda duruyordun. Bi tarafta ben, bi tarafta derya. Bizi oraya getiren kişi sana birini seç diyordu, karın Songül mü yoksa bir şey Derya mı diyordu ama orada ne diyordu hatırlayamıyorum. Sen seçemem diyordun, adam da silahı bana doğrultuyordu, tam ateş edecekken uyandım.
Sadi: Oyy karım benim. Bilinçaltın çok karışmış. Gecen hafta aksam Enzo ile geldin. O zarflar davetiye, hatta bu hafta sonu düğün, adres oradan aklında kalmıştır. Müdür zaten yeni geldi, pek sevmemiştin, yorulma diye senin devriyeleri iptal etti, hatta bilişim suçlarına alacaktı istememiştin. Ben de dün Can ile öğlen yemeğe çıktım. Ama gerisi tamamen senin hayal gücün. Hormonların da düşüncelerinle oynuyordur. Geçen seçim yapsan falan diyordun ya, oradan aklında kaldı sanırım. Ama merak etme, kocan yanında.
Songül: Bir gün, öyle bir şey olsa, beni mi seçersin yoksa diğer kadını mı?
Sadi: Songül'üm, bunu konuşmuştuk, ben nefes aldığım sürece seni seçerdim.
Songül Sadi'ye sarılır.
Songül: Derya nerden çıktı hiç anlamadım, bayağıdır görüşmüyoruz, bi soğukluk girdi aramıza, neden anlamadım. Bir şey mi yaptım acaba farkında olmadan.
Sadi: Hallolur her şey, sen kafanı takma. Gel bi elini yüzünü yıka, rahatlarsın. Nasıl da gerilmişsin. Kıyamam güzel karıma.
Sadi Songül'ü kocaman öper ve Songül lavaboya gider. Düşündüğünde Sadi'nin dedikleri çok mantıklı gelir. Aynanın karşısında düşüncelere dalmışken içeriden Enzo'nun küçük havlamaları duyulur. Kapıya vuruyordur patisiyle. Songül kapıyı acar ve Enzo'yu kucağına alır, Enzo günaydın dercesine yalar Songül'ün yüzünü, Songül de onu öpücüklere boğar. Bir çocukmuşçasına seviyorlardır Enzo'yu. Biraz bir şey alıştırıp çıkarlar. Songül emniyete tedirginlik içinde girer, kapıda Melike'yi görür.
Melike: Abla günaydın, nasılsın?
Songül: I-iyiyim.
Yürürlerken Songül trafik tarafına doğru yönelir.
Melike: Abla nereye, bizim ofis üst kat?
Songül: bir dosyaya bakıp geleceğim.
Songül iç ses: Demek hala organizedeyim.
Songül biraz dosya karıştırdıktan sonra üst kata çıkar, masası en son hatırladığı gibidir. Çekmecede bıraktığı zarfı alır eline, içini açar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ HAYAT
ActionSadgül'ün hayatına farklı bir pencereden bakacağımız bir hikaye olacak...