kıskanç lalisa

1.6K 204 716
                                    

E.M⭐

güzel bulduğunuz noktalarda tepkilerinizi bekliyorum yıldızlarım 💕

burası ev gibi hissettiriyor 🏠 evimizi çiçeklere boğalım olur mu?

iyi okumalar ⭐💕











Şafak vakti, açık olan balkon kapısından içeri süzülen rüzgarın şiddetli esintisi perdeyi oynatarak ufak sesler çıkardığı zaman uykumun hafif anına denk gelmesi, Jungkook'un gelişine uyanmışım gibi güzel bir tesadüf yarattı. Gözlerimin etrafı yeni uyanmanın verdiği etkiyle biraz acıyor olsa da gözlerimi kısarak ona bakmaya çalıştım. Nefesini birkaç kez üfleyerek üzerindeki ince ceketi çıkarıp beyaz askılı atleti ile kaldığında gözlerini nihayet benim üzerimde dolandırdı.

"Uyandırdım mı?"

Uyku hali ile üzerimdeki ince pikeyi üzerimden sıyırmış olmalıydım ki çıplak yerlerime çarpan rüzgar beni uyandırdığında onun balkona atlarkenki çıkardığı ufak tıkırtı seslerini duymaya başlamıştım. Teknik olarak beni uyandıran o değildi. "Hayır, biraz üşüdüğüm için uyandım." Sesim zorlukla çıkarken sessiz olmaya ikimiz de özen gösteriyorduk, öyle ki bana yanıt vermeden yanımdaki boşluğa rahat bir şekilde uzandı ve tamamen yatmadan önce bana yaklaşıp dudaklarıma küçük bir buse kondurup geri çekildi. Biraz içki kokusu alsam da aldırış etmedim, sarhoş değildi.

Onunla sadece bir kez, festivalde öpüştüğümü göz önünde bulunduracak olursam eğer elbette dudağımın onunkilere temas etmesine halen alışamamıştım. İkinci kez bana bu kısa heyecanı yoğun bir şekilde yaşattı, kalp çarpıntısı beni esiri altına almışken ikinci öpücüğünü yanlara sıyrılan kahküllerimin açıkta bıraktığı alnıma kondurdu. "Özür dilerim, geç geldim."

Bu sefer tam anlamı ile yatağa uzanıp başını yastığa koydu, ilk hamleyi yapıp yanağına bir öpücük konduruşumun ardından başımı göğsüne yaslayarak temasımızı artırdım. "Sorun değil. Önemli olan burda oluşun." diyerek elimi göğsüne çıkarıp hafifçe avuç içimle okşamaya başladım. "N'aptın?"

Belki anlatmayacak, bu sorumdan memnun kalmayarak beni cevapsız bırakacak ve görmezden gelecekti fakat yine de şansımı deneyerek ona sorumu yöneltip sabırla kıstığı sesini duymayı bekledim. Başardım da. "Bugün dövüş var. Yarın da adam parayı isteyecek, eğer kazanırsam Taehyung'da olan paranın üzerine eklediğimizde çıkarıyoruz borcu." diyerek açıklama yapışı sorumdan bağımsızdı, başarmakta yanıldığımı sandığımda devam ederek beni yanılttı. "Teklif yapan adamın yanındaydım ve biraz içtik. Birkaç şey konuştuk, bir baktım saat sabah dört buçuk olmuş."

"Fark ettim. Alkol kokuyorsun."

"Rahatsız mı oldun?" Rahatsız edici olduğu için söylemedim, "Hayır." diyerek onu reddettim. "Büyük annem uzaktaki akrabasına gidecek erkenden. Sen burda uyursun, ben onu gönderdikten sonra yanına gelirim." Eve geldiğinde büyükannemin gideceğini öğrendiğimden beri çeşitli planlar kurdum aklımda, hepsi beni ayrı ayrı heyecanlandırıyordu. "Sen uykunu alana kadar uyursun ve sonra kahvaltı yaparız... Ben sana hazırlarım," şimdiden evde onunla karşılıklı oturup kahvaltı ederken sohbet ettiğimizi düşündüm, "sen de karşılığında beğendiğini söylemek zorundasın."

Hafiften kıkırdadığında bedeniyle birlikte ben de biraz sarsıldım. "Söylerim." Başka bir şey dememesi, devam etmemi beklediğinden ötürüydü, "Sonra akşam dövüşe kadar..." bunu söylerken heyecanlanıyor oluşum normaldi, evet. "Bebek gibi severim seni, birlikte olsak yeter."

Dövüşten sonrasında biraz daha rahat olacağımızı düşündüm, açılan yaralarına güzelce bakar ve onu iyileştirmek için elimden geleni yaparım. Yan yana dururuz hep, aklımdaki şeyleri yapamayacak halde olursa bile elini tutarım, her şeye bedel olur böylelikle.

espoirs morts, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin