Sanrılarımda Saklı Gerçeğim

86 8 4
                                    

Uzun süren kar fırtınasının ardından sarı parıltılar belirmiş, etrafı aydınlatmaya başlamıştı. Karların arasında gizlenmiş kadın, elinde tuttuğu silahı görünmeyecek şekilde önünde gizlemiş, hedefini bekliyor haldeydi. Şapkasının içine sakladığı kırmızı saçları dayanamamış olmalıydı ki bir kaç tel bağımsızca yanaklarına uzanmıştı. Saatlerdir soğukta bekliyor olmak onu sinirlendiriyor, hedefini avlamak için doğru günün bugün olmasına lanetler ediyordu.

Günlerdir onun peşindeydi. Her hareketini takip etmiş, içtiği su markasına kadar ezberlemiş,  bir sonraki hareketini bilecek kadar onu tanımıştı. Lakin bunlar ona pahalıya mal olmuştu; ekip arkadaşını kaybetmiş, yeniden yalnız kalmıştı.

Dimitri'ye ne kadar yalvarırsa yalvarsın kendini dinletememiş, delirmiş bir halde avını takip ederken yapmaması gereken en önemli şeyi yapmıştı. Fark edilmek. Bir suikastçının yapmaması gereken en önemli şey. Avının yanına o denli girmişti ki yakalayacağı kişi tarafından avlanmıştı.  Onu defalarca uyardım, diye düşündü kızıl. Ondan daha kıdemli olduğu halde dinlememesini de Dimitri'ye gerekli disiplini verememiş olduğuna bağlıyordu. Eğer vermiş olsaydı şu an ekip arkadaşıyla birlikte bekliyor olacaktı. Yine her şey onun suçuydu. Bu durumdan nefret ediyor ama değiştiremiyordu. Değiştirmek istiyor fakat yapamıyordu.

Burnuna sardığı beyaz bez, üzerindeki karlar eridiğini için sırılsıklam olmuş, dudaklarına yeni erimiş su damlacıkları girmesine sebep oluyordu. Rahatsız hissediyordu ama çıkarmak için herhangi bir hamle yapmadı.

"Lanet adam, çık artık mağaradan!" Kısık bir sesle küfür etmeye devam etti. Yorulmaya başladığını biliyor, içerideki moruğun da amacının bu olduğunu saatler önce anlasa da dayanmaya çalışıyordu. O, onu öldürmeden işini bitirmeliydi.

×

Sarı bıyıklarına değen puro sinirini bozsa da büyük camlardan dışarıyı gözetlemeye devam ediyordu. Birkaç gün önce peşinde olan adamı kolayca halletse de güvenmediği için gözleri sürekli etraftaydı. Sanki peşinde birisinin daha olduğunu biliyor, tedbiri elden bırakmıyordu. Buradan def olup gidince yapacağı ilk iş, başkanın yanına gitmek ve koruma talep etmek olacaktı. Başkan, tüm gücünü göz dağı vermek için almış, ona itaat ettiğine inanınca geri vereceğinin teminatını vermişti.

Teslimatını beklediği düzinelerce silah dolu tırın ülkeye hala ulaşamamış olması sinirlerini daha da gerse de yapacak bir şeyi yoktu. Normalde 3 ayı bulmayan teslimat, polislerin sıkı denetimi yüzünden 5 ayı buluyordu. Polislere teklif ettiği rüşvetle işini daha erkene çekmiş ama üst düzey örgütlerin de dahil olmasıyla süre yine uzamıştı.

Ellerinde sıkıca tuttuğu mektuba baktı, onu bekliyorlardı. Baronların düzenlediği davette yeni ortaklar edinilecek, cezalar ve hesaplar kesilecekti. O davete katılması bizzat Başkan tarafından emredildiği için karşı çıkamamış onun yanında bulunmayı kabul etmek zorunda kalmıştı.

Camların ardında kalan ormanda her şey yolunda görünüyordu. Purosunu masaya koymuş, yola çıkmak için yola çıkmanın tam zamanı olduğunu düşünüyordu. Ne çok erken ne çok geç. Tam zamanıydı. Güneşin batmasına dakikalar kalmış, karanlıkta yakalanmayacağını bildiği için şimdi arabacıya hazırlanmasını emretmişti.

Nihayet araba yola çıktığında rahat bir nefes almıştı. Ölüm ile savaşmak onu epeyce yıpratmıştı.

Fakat kurtulmamıştı. Kadın, silahını büyükçe bir taşa yaslamış, hedefinin gelmesini bekliyordu. Araba karlı yollarda ilerlerken sonunda kadının beklediği dönemece gelmişlerdi. Kızıl saçlarının tutamları sallanıyor adeta arabanın geldiğinin habercisiydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sanrılarımda Saklı GerçeğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin