İkinci Yemin, İlkine Yakın

15 3 0
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

''İnsana en büyük cezadır bu kadar insanın arasında yalnız kalmak, derler. Ben buna katılmıyorum. Yalnızlık iyidir çoğu zaman. Ama yanımda sen olsan hayır demezdim. Sana zaten asla hayır demezdim. Tek başınayken bile benim için kalabalıksın. Zaafımsın evet ama zayıflığım değilsin. Güç kaynağım, dayanağımsın. Hala. Benden gideli altı yıl oldu ama hala bendesin. Bunu nasıl başarıyorsun bilmiyorum ama bu dünyadaki tek teşekkürümsün.'' Dedim kafamı eğerek. Gözyaşlarım o gün ki gibi yine akmadı. Aksın istedim çünkü içimde bir çığ olup büyüyeceğini biliyordum. Olur olmadık yerde patlamak istemiyorum.

''Birazdan yemin törenim var. Yanımda olmanı o kadar çok isterdim ki, bunu ifade etmeye kelimelerim yetmez. Senin istediklerini başarmamın gururunu yüzünden okumak isterdim. Aslında bir yandan da mutluyum. Elimde, masamda, odamda, yastığımın altında, cüzdanımda fotoğrafın var. Aslında yanımda değilken bile hep yanımdasın. Sen yoksun belki ama ben senin olduğun yerlerde olmak için çabalıyorum.'' Dedim burnumu çekerek.

''Seni bir an olsun unutmadım. Yemek yerken aklımdaydın, kitap okurken aklımdaydın. Bazen bir insanda bazen bir ise bir cümle de andım seni. Bazı geceler yanımdaymışçasına konuştum seninle.'' İstemsizce güldüm bu dediğime. ''Eğer söylediklerime cevap verseydin sorun büyük olurdu. Delirmişim derdim.'' dedim son cümleyi söylerken burukça. Sonra hemen kendimi toparladım.

''Geçen sene kapanana kadar, hep gittiğimiz dondurmacıdan başka bir yerden ağzıma dondurma sürmedim bile.'' dedim gülümseyerek. En sevdiği dondurma hala dün gibi aklımda. Limonlu çok severdi, bir de vanilyalı. Kakaolu dondurmadan nefret ederdi ama. Ben hep kakaolu dondurma alınca burun kıvırarak bakardı bana. Ben afiyetle yerken dondurmamı, suratını ekşitir bakardı bana. Oysa benim değil, onun dondurması ekşiydi.

''Bana aldığın bisiklet hala evimin bodrumunda ama özür dileyerek söylüyorum ki sen gittikten sonra bir daha o bisiklete binmeyi bırak elimi bile sürmedim. Evet, hala bisiklet sürmeyi bilmiyorum. '' dedim, aklımdan bir film şeridi gibi geçti tüm yaşadıklarımız. Bana ilk bisikleti getirişi, bir kalkan edasıyla kollarıyla beni sarmalayışı, ilk düşüşüm...  Hayat mottom haline gelen sarf ettiği sözler hala dün gibi kulaklarımda.

Hep düşeceksin ama önemli olan seni düşüren darbenin büyüklüğü değil, senin nasıl bir güçle ayağa kalktığındır. İnsanın düşmesi bile güçlü olmalı ki insanlar kalkmasını takdir etsin.

''Sen gittikten sonra bir kez, sadece bir kez bisiklete binmeyi göze alabildim. Onun sonucu da çok iyi olmadı.'' dedim omuz silkerek.

''Öyle bir düştüm ki yere, bir daha hiç kalkamayacağım sanmıştım. Aslında gerçek şuydu ki, o sıralar ölümünü kabullenememiştim ve bir yerlerden çıkagelip beni kaldıracağını düşünüyordum. Hala deli gibi seni bekliyordum.'' Küçük de değildim o sıralar, on sekizimdeydim. Ama ben hep onda küçüktüm. Onunlayken büyümeyi unuturdum ben.

Fındık ÇukuruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin