0.0

15 2 0
                                    


*anlamıyorum sadece şarkı söyledik neden bütün okul arasında aramızdaki ilişki sorgulanıyorki?*
Minho sinirle soluduğu nefesler, stresden ve uykusuzluktan şişkin duran gözaltı morlukları ile konuşmuştu hışımla.
Kendinden yaşça büyük olanın umutsuz cümlelerini her dinlendiğinde hafif sızlayan kalbine küfür edip başka tarafa dönmüştü yüzünü.

*bir-birimize bakarak aşk şarkısı söyledik minho hyung çok normal*
Karşısındakini daha fazla telaşa sokmamak için daha temkinli olmaya çalışıp umursamaz ifade takınmıştı aslında arkasında göz yaşlarını sakladığı suratına.

*herkes arkadaş olduğumuzu biliyor ya. Arkadaşlar rol icabı şarkı söyleyerek bir-birini izleyemez mi?*
Nasıl anlatacaktı ki ona aslında gerçekten saf duygularla aşık olduğunu,rol icabı yapmadığını? Anlar mıydı büyük olan? Ona hala bu şekil yakın davranır mıydı?
Derin bir nefes çekti jisung. Ne zaman anlayacaktı karşısındaki ilk ve tek aşkı olan "arkadaşı" ?

*bilmiyorum hyung. Boşversene zaten sevmiyoruz bir-birimizi. Boş yere kavga etmeyelim*
Cümlesini kurarken kalbine saplanan acıyı hiçe sayıp oturduğu yerde doğruldu ve yine umursamaz görüntüsünü korumaya çalıştı.

Karşısındaki genç hışımla kalkıp rüzgardan salınan perdelerin olduğu tarafa gitdiğinde hafif irkilmişti jisung.

*hyung abartıyorsun. Okulda nerdeyse herkes birilerini ship'liyo. Bu sandığın kadar ciddi birşey d-*
Böyle konuşursa minhonun telaşı azalır daha az takardı bu olayı diye düşünmüş olsa da,- *çok ciddi birşey jisung! İkimizde erkeğiz. Neyi normal amına koyayım. Mantıklı tarafı yok üstelik 1hafta oldu hala susmuyorlar yakında öğretmenlerde şüphelenmeye başlayacak*
Duyduğu cümlelerle bunun yanlış fikir olduğunu kötü yoldan öğrenmişti.

Yüreğini sızlatan kelimeler gözlerini doldurmustu bu sefer. Minhonun erkek erkeğe ilişkiyi desteklese bile kendisi için istemediğini ve hatta iğrendiğini biliyordu. Ama yediremiyordu. Sürekli arkadaş ayağına yatıp flörtleşmeleri ona o kadar umut vermişti ki. Hem ilk öpücüğünü çalan bu adamı nasıl unuta bilirdi ki?

Duyguları ve düşüncelerin de kaybolan çoçugu minhonun sesi yine kendine getirmişti.

*adımın böyle çıkmasını istemiyorum. Bir süre ayrı kalalım. En azından insanlar susana kadar*

Bu cümlesiyle zaten dökülmeye hazır olan yaşlarına zor nebze geri itmişti.
Titremesi anlaşılmasın diye kısık tutmaya özen gösterdiği sesiyle- *peki anladım.* -demişti kırgınlıkla

Sonrasında kalkıp devam etmişti.

*ben gitmeliyim görüşürüz*

Yüzüne dahi bakmadan koşar adım dışarı fırlamıştı resmen. Gözlerinden süzülen yaşlar yılların birikmişi gibi yanaklarını yaktığı gibi kalbini de yakıyordu, jisungun.

Onun için herşeyden vazgeçebileceği kadar çok sevdiği adam resmen bir süreliyine siktiri çekmişti ona az önce.

2hafta önce

Ögretmenlerinin aniden verdiyi haber üzerine sadece birkaç saat içinde aday olan çoçuklar okulun 1hafta sonraki şarkı yarışmasına katılacaktı. 2gencinde ruhundaki muzik ve dans sevdası dibe vurduğu için hemen aday olmuş ve yarışmaya uygun şarkı ve ona uygun koreografi üretmek için boş bir sınıfa geçmiştiler.

Jisung uzun aramalar sonucu playlistinden gördüğü şarkıyıuygun bulup hemen hyunguna seslenmişti
*hyung bu nası-*
*jisung bu iyi gib-*
Sözünü yarıda kesen adamın gösterdiği şarkıya gözü takılınca derin düşüncelerin esiri olmuştu bile.
jisungun bu şarkıyı seçme sebebi barizdi. O gün, ilk öpücüğünü verdiyi o gün bu şarkı çalıyordu bilgisayarda açık kalan uygulamadan.
Ama minho bunu hatırlıyor muydu?
*ruh ikizleri çak*

Elini uzatıp jisungun vurmasını beklerken ona derin bakan gözlerle afallamıştı, minho. Birkaç saniye içinde diger gençte toparlanmış ellerini tokalaştırmıştı.

*o zaman bu şarkıyı kullanacagız.*
Sesini düzeltmek amaçli hafifçe öksürdükten sonra söyledi, jisung

*koreografisini zaten bildiğimiz için zor olmaz sadece biraz ekleme yaparız olur biter.*
Hala olayın etkisiyle mayışmış sesiyle *peki, anladım* deyip susmuştu.

**

Çalışmak için verilen süre tam olarak 1ay 13gündü ve bu süre içinde en iyi performansı yakalayan gruba büyük bir hediyye veriliyordu, yani azından öyle söylenmişti

Kısacık bir zaman dilimi ve bu kısacık zaman diliminde jisungun umutlanması için yaşanan onca şey. İçi-içine sığmıyordu karşılık alabilme ihtimaliyle yanıp tutuşan kalbini ele alamayan bedenin.

Şarkıda yaptığı her hatada minhonun düzeltmesi, ona doğrusunu anlatırken kullandığı ses tonu, narin öğretim şekli ve.. her defasında *i'm in love* kısmında ona anlam dolu bakması..

Arkadaşına aşık olan gencin kalbine zarardı tüm bunlar. Başlı başına minho zarardı ona. Yanında her arkadaşça duruş sergilediğinde içinde kopan fırtınalar zarardı ona. Ama kopamıyordu işte. Bağımlıydı ve bağımlılığı her geçen gün tehlikeli bir hal alıyordu. Her ne şekilde olursa olsun onunla olmak istiyordu. Minho onu itse ve ya kırsa önemli olan yan- yana olmalarıydı. Günün sonunda minhonun küçük ve savunmasız olan o arkadaşı rolünü seviyordu ve en önemlisi minhonun varlığını seviyordu.
Aşk ne diye soracak olurlarsa jisungun ağzından çıkan her kelime minhoyla ilgili olurdu

Son gün çalışması için kıpır-kıpır haliyle minhonun evine yürürken kalbinin ne denli kırılacağının henüz farkında değildi.

Karşısında durduğu orta boylu evin kapısını tıklatıp hayatının ilk ve son olduğunu düşündüyü aşkını beklemişti, jisung.

O günün sonunda saatlerce ses alıştırması yapmış gençler yorgunca minhonun yatağına bırakmıştılar kendilerini.
Biraz yapmak ta zorlandıkları kısımlardan konuşurken uykusu gelen jisung hafif-hafif kapanan göz kapaklarını son kez açınca büyük olanı yüz hizasında buldu,Aralarında bir anlaşma varmış gibi konuşmayıp susuyordu ikili. Konuşmalarına gerek yoktuki, tanrı şahitleri dilleri olmasa gözleri bir-birine herşeyi anlata bilirdi.

Yada dudakları anlatırdı, şuan bir-birini yapboz parçası misali tamamlayan dudakları.

◇♡◇

*arkadaşlar hyungla aramızda düşündüyünüz gibi birşey yok. Shiplemeye ve bizi rahatsız etmeye devam etmeyin lütfen*

Kelimeler ağzından dökülürken resmen kusmak istemişti. Neydi şimdi bu? *ünlü falan mıyız biz? Neden açıklama yapıyorum ben?* diye geçirdi içinden. Minho ondan böyle birşey istememişti ama aşık kalbi yapmak istemişti. Minhosunun keyfinin ve eski gülüşünün yerine gelmesini istemişti. Belki, belki o zaman araları düzelirdi. Kim bilir?

Sakince ayrılmıştı açıklama yapmak için nerdeyse tüm okulu topladığı kantinden, tanrı bilirdi ya o sessiz adımların arkasındaki yıkılan duvarları. Hafif sulanmış gözleri fark edilmesin diye hızlıca hareket etmeye karar verdi daha yolun yarısındayken ve de inanmakta zorluk çektiyi tanrıya bininci yalvarışını ederken.

İnsanlar, bazen gerçekleri iter ve görmezden gelirdiler ya da işine yaramadığı için ortalıkta olan gerçeği gözardı ederdiler ihtiyaç duyacakları zamanadek. Minhonun yaptığı da bu değil miydi?

Gözyaşlarını saklamak için eğdiği kafası nedeniyle birine çarpmış ve çarpmanin etkisiyle geriye yalpalanmıştı.

Kafasını kaldırdığı gibi ona sarılan kolların felixe ait olduğunu anlaması pekte uzun sürmemişti, jisungun. Herşeyini bilen ve onu herzaman yalnızlıktan kurtaran eskiden 2ci şimdiki duruma göre tek arkadaşı.

°•○●●○•°

18.02.24






Birşey diyeyim önceden. Bölümler geç gelicek. Boş olduğumda yazıyorum sadece

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kiss Me Or Leave Me/minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin